- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 23 September 2019, Monday 16:15
- 6199 kez okundu
Erzurum – Gümüşhane karayolundan sağa sapıp stabilize yola girdiğimiz an, coğrafya birden bire farklı bir konuma bürünüyor.
Cehennem Vadisi Kanyonu’nun içinde yol alan aracımız, sadece zengin coğrafik panoramayı değil aynı zamanda geçmişi olan bir kültürün içinde olduğumuzun izlerini sunarak ilerliyor. Kemerli bir köprüyü geçtikten sonra, araçtan iniyoruz. Yağlıdere Köyü’nü yukardan görüyor olduğumuza göre, azımsanmayacak bir yükseltideyiz. Dağınık köyü oluşturan evlerin mimari yapısı, Rum sivil mimarisinin tipik örneklerini oluşturuyor. Alt katı taş olan evlerin ikinci katlarında yer yer ahşap kullanılmış. Yaşayan evler, tüm görkemiyle zamana direniyor olsa da, terk edilmiş evlerin kaderlerini ise yıkık çatılarından anlayabiliyoruz.
Hafif bir esintiyi iliklerimde hissettiğim an, bulunduğumuz yerin yüksekliğini algılayabiliyorum.
Arkeolojik Sit Alanı ilan edilen Kromni Vadisi içinde, yaklaşık 6 saat sürecek bir yürüyüşün henüz başlarındayız. Vadi içinde olduğunu bildiğimiz köyleri araçlarla ulaşmak mümkün olsa da, yöreyi daha iyi özümsemek için yürümeyi tercih ediyoruz.
Kromni Vadisi içinde yer alan köylerde,1924 mübadelesine kadar 3500 – 4000 Rum yurttaşın yaşadığı söyleniyor. Mübadeleyle birlikte Yunanistan’a göçmek zorunda kalan Rumların izlerini, yörede tanık olmak hâlâ olası.
Bölge, tarihi İpek Yolu güzergâhının geçtiği konumda olduğu için, dönemindeki canlılığı tahmin etmek pek zor değil. Öte yandan yakın döneme kadar, kervanların geçtiği kervan yolu da bu bölgeden geçiş sağlıyormuş. Vadi içindeki yürüyüşümüz sırasında, dağların eteklerinde ilerleyen bu ticaret yolunu da arşınlıyoruz.
Kromni, Yunanca’da ‘sarp kayalık’ anlamına geliyor olsa da, krom madenlerinin bölgedeki varlığı biliniyor. Bilinmenin ötesinde, madenlerin bölgenin en büyük gelir kaynağı olduğunu kaynaklardan öğreniyoruz. Torul ilçesi ile Yağmurdere Köyü arasındaki oldukça büyük bir araziye yayılan Kromni’nin köyleri, madenlerin 20.yüzyılın başında kapanmasıyla birlikte göç vermeye başlıyor. Ancak bölgedeki nüfusun yoğunluğunu kayıtlara geçen 34 kilise, 33 şapel ve 2 manastırın varlığından da anlayabiliriz.
Bölgenin bir önemli özelliği de, yöredeki varlıkları bilinen Rum Ortodoks Hristiyanların yanı sıra ‘gizli hristiyan’ların da sayıca çokluğudur. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u almasıyla birlikte, Müslüman gibi görünmesine / davranmasına karşın hristiyanlığını koruyanlara ‘gizli hristiyan’ deniliyor.
Kromni Vadisi, Dönme de denilen bu gizli hristiyanların ibadetlerini gizli, saklı gerçekleştirdikleri bir alanmış. Gizli Hristiyanlar, 15 Temmuz 1857’de imzaladıkları birer dilekçeyle Hristiyanlığa geri döndüklerini açıklamışlar.
Çayırlık bir alan birden meyve ağaçlarının yoğun olduğu ağaçlık bir alana ekleniyor. Yeşil tonun içinde yürürken, coğrafya birden değişip kıraç tepelere dönüşüyor. Ulaştığımız her tepe, bir başka tepenin habercisi oluyor. Daha çok tepelere inşa edilmiş olan kiliseler, sessiz ve sakince bizleri bekliyor. Rüzgârın uğultusundan başka hiçbir şeyin olmadığı bu tepelerdeki kiliselerin çoğu zamana direniyor.
Bu yapıların yani kiliselerin en belirgin özelliği, birbirlerini görecek şekilde inşa edilmiş olmaları.
Çayıroğlu Kilisesi, Ortayayla Kilisesi, Soruhan Kilisesi, Muharakaya Kilisesi, Muhara Kilisesi, Zembelek Kilisesi’ni yöredeki belli başlı kiliseler arasında yer alırlar. Alikinos Kilisesi yörede en sağlam kalmış kiliselerden biri. Alikinos’ta yani Düzce mahallesinde bulunan bu kilisenin yanı sıra çarşısı ve bir şekilde sağlam kalmış evler geçmişteki Rum izlerinin en belirgin yapıları. Tabi bu yapılara bir de Kostakis Konağı’nı ekleyebiliriz.
Trabzon’da bulunan Atatürk Köşkü’nün ilk sahibi olan Kostakis’e ait konak, köyü gören yüksek bir tepeye konuşlanmasına karşın zamana yenik düşen yapılardan.
Maden kaynaklarının zengin olması nedeniyle yıllar öncesi binlerce kişiyi ev sahipliği yapan Kromni Vadisi, günümüzdeyse derin bir sessizliği yaşıyor. Vadide bulunduğunuz sürece, geçmişin sessiz tanıklarının birden önünüze çıkmasını alışıyorsunuz. Bu bazen kemerli bir köprü olacağı gibi tuğladan örülmüş çeşme de olabiliyor. İşte şu an önümüze çıkan yapı da onlardan biri, İmera Manastırı.
Geride bıraktığımız onlarca kilise – şapelin çok ötesinde görkemli ve ayakta kalmayı başarmış bir yapının yanındayız şu an. Günümüzde ismi Olucak olan İmera Köyü’nün üst bölgesine inşa edilen bu manastır gerçekten de etkileyici bir yapı. Yaşlı ağaçların arasından geçerek manastırın bahçesine ulaşıyoruz. Bahçedeki yıkık yapılar, rahip ve rahibelerin kaldığı binalarmış.
İmera Manastırı’nın üzerindeki kitabede 1859 tarihi görülmekle birlikte, bu tarihin onarım tarihi olduğunu düşünüyorum. Zira yazılı kaynakların 1350 yılında inşa edildiğini yazdığı İmera Manastırı, sahip olduğu mimarisiyle de çok eski bir yapı olduğunu gösteriyor. Yapının üzerinde yer alan kubbe ile gördüğümüz diğer kiliselerden ayrılan İmera Manastırı 1710 yılına kadar kadınlar manastırı olarak kullanılmış.
Bölgede mübadele sürecine kadar Rumların yaşamış olması, Kromni Vadisi’ndeki (ve hatta tüm Gümüşhane yöresindeki) birçok yapının Rum eseri olduğu yönünde bir düşünce yaratıyor. Ancak İmera Manastırı en açık örnek olmakla birlikte, Ermeni kültürünün izlerini bu topraklarda görebiliyoruz.
Kromni Vadisi, ülkemizde pek bilinen bir vadi değil.
Ancak sahip olduğu jeolojik yapısı ve zengin coğrafyasına eklenen geçmişin izleriyle, mutlaka görülmesi gereken bir bölge.
Böylesi bir zenginliği ardımızda bırakarak, Olucak Köyü üzerinden karayoluna çıkıyoruz.
-
24.06.2024 BUTİK MURAT
-
14.11.2023 KADDAK DEVE BAYRAMI / PINARCIK KÖYÜ
-
03.10.2023 RUM MAHALLESİ’NDEKİ ‘OSMANLI ÇEŞMESİ’
-
28.07.2023 YENİ MİLÂS HALKEVİ DERGİSİ 1936-1937
-
07.07.2023 MİLAS HALKEVİ
-
04.07.2023 TİFTİK ETİ
-
20.06.2023 ESKİ MEZARLIK
-
09.06.2023 ÇAPUTCU HANI’NDA BİR ODA
-
06.06.2023 SABİHA TEYZEM
-
30.05.2023 ÇAPUTCU HANI
-
23.05.2023 SAKARYA İLKOKULU’NUN KUZEY CEPHESİ. YIL 1938
-
06.10.2022 MİLAS ‘KIZ MEKTEBİ’
-
04.10.2022 MİLAS ‘ERKEK MEKTEBİ’
-
03.10.2022 ERMENİSTAN’DAKİ PENCERE…
-
29.11.2021 KIBRIS’TA BİR MARONİT KÖYÜ ; KORUÇAM / GİRNE
-
23.10.2021 NİYAZİ YALÇINKAYA’YI UĞURLARKEN…
-
14.10.2021 YAHUDİ HALKASI
-
06.10.2021 ANADOLU’NUN SON ERMENİ KÖYÜ; VAKIFLI / ANTAKYA
-
06.08.2021 CO MEHMET, öldü.
-
28.07.2021 BAHADDİN AĞA KONAĞI’NDAN EMİN AĞA KONAĞI’NA; DUVAR RESİMLERİ
-
06.07.2021 Güneydoğu’daki ‘Süryani’ Köylerinden; HABERLİ KÖYÜ / İDİL
-
22.06.2021 ANADOLU’NUN UNUTULAN KAVMİ ‘NASTURİLER’İN PEŞİNDE; ÇUKURCA / ŞIRNAK
-
15.06.2021 YALNIZLIĞA TERK EDİLMİŞ BİR EZİDİ YERLEŞİMİ; MAĞARA KÖYÜ / İDİL
-
08.06.2021 KATO DAĞI’NIN ZİRVESİNDE BİR ‘KELDANİ ‘ KÖYÜ; CEVİZAĞACI / BEYTÜŞŞEBAP
-
23.10.2020 TARİHİ AYAKKABICILAR ARASTASI / ÇORUM
-
01.01.2020 ŞİİLİĞİN KUTSAL KENTİ ; MEŞHED
-
30.12.2019 ÖMER HAYYAM’IN NİŞABUR’U
-
24.12.2019 LUT ÇÖLÜ’NÜN GÜZEL İNSANLARI…
-
18.12.2019 İran’da Bir Dünya Yurttaşı; ALİ AMCA
-
16.12.2019 İRAN’DA BİR EMANETÇİ
-
21.09.2019 SANTA / GÜMÜŞHANE
-
16.09.2019 SARIÇİÇEK KÖY ODALARI / GÜMÜŞHANE
-
09.09.2019 EKMEĞİN PEŞİNDEN - 4 KÜRTÜN HARÇ EKMEĞİ / GÜMÜŞHANE
-
02.09.2019 15 AĞUSTOS MERYEM ANA PANAYIRI / GÖKÇEADA
-
27.08.2019 GÖKÇEADA’NIN (ESKİ) RUM KÖYLERİ…
-
14.06.2019 AĞLAYAN GELİN ( TERS LALE) / HAKKARİ
-
12.06.2019 AĞLAYAN GELİN ( TERS LALE) / HAKKARİ
-
22.01.2019 Güllük’ün Geçmişinde Kalan Bir Kültür; GECE PAZARI
-
16.08.2018 Açılışı gerçekleşen Milas Uzunyuva’dan ilk izlenimler …
-
12.07.2018 Keçiborlu’nun Kuyucak Köyünde Lavanta Zamanı
-
06.07.2018 Zampara Altını
-
28.02.2018 Noussa Karnavalı (İskeçe / Yunanistan)
-
18.12.2017 Hikâyesi Olan Şeyler Dükkânı / 2 - ‘Devrim Yüzüğü’
-
12.12.2017 Ekmeğin Peşinden – 3 / Taban Gevreği (Gölcük / ÖDEMİŞ)
-
23.11.2017 Hikâyesi Olan Şeyler / 1 - Zeytin Jetonları
-
15.11.2017 Ulu Cami’nin güney cephesi
-
24.10.2017 Kentin ileri gelen zevatı, 30 Ağustos’ta …
-
19.10.2017 Bazen... / fotoğrafların peşinden ...
-
06.10.2017 ‘Vitrindeki Kaplan’ın peşinden Samos’a …
-
12.09.2017 Terzizadelerin Evi’nin balkonundan Sakarya İlkokulu
-
06.09.2017 Ekmeğin Peşinden -2- / İslamköy Ekmeği / Isparta
-
29.08.2017 Karahöyük Ekmeği / Acıpayam
-
06.05.2017 6 Mayıs ve Anneler ...
-
19.04.2017 Menderes Yolu’nda 3 gün …
-
07.03.2017 Bodrum’un geçmişinde kalan bir yerleşim: Girelbelen Köyü
-
28.02.2017 “Ütopya Hayallerin Prensesidir”
-
12.01.2017 Allahuekber Dağı’nda Üç Gün / Sarıkamış - Kars
-
10.01.2017 Milas’ın geçmişinde kalan şerbet: Sübye
-
02.12.2016 Kuruyunca içini gözler önüne seren Mumcular Barajı
-
24.11.2016 Manolya ve Nail Şaylan
-
16.11.2016 Bakkal Cavit
-
11.11.2016 Belen Camii ile Bütünleşmiş Bir Müezzin: Yılmaz Hoca (SİDAL)
-
09.11.2016 Terkedilmiş Tarihi Bir Mekân: ‘Eğirdir Garı’
-
03.11.2016 Tarih Öncesi Kaya Resimleri için; Latmos’un emanetlerinin peşinde bir yolculuk
-
28.10.2016 Phaselis Antik Kenti (Antalya)
-
20.10.2016 Geçmişten Geleceğe uzanan 800 yıllık Kültür: Pınar Pazarı
-
18.10.2016 Gelidonya Feneri’nde bir gece
-
23.09.2016 Bir ritüelin peşinden: Eren Günü (Sandras Dağı)
-
09.09.2016 Salda Gölü’nde zaman / Burdur
-
18.08.2016 Sırtçantamdakiler / H. Avni KUNDURACIOĞLU
-
08.06.2016 ‘Milas Arastası’nın 70’li yıllarına güzellemeler / 2 - Tüccar Terzi Hasan Budakoğlu
-
27.05.2016 Tarih 15 Nisan 1933; Milas’ın ‘Umumi Kuşbakışı Manzaralı’ Fotokartı
-
12.05.2016 2. Latmos Doğa Şenliği’nden izlenimler …
-
28.04.2016 İncirliin Mağarası ve Yarasalar
-
19.04.2016 Şefik Seren’in ‘Fotoğrafla Milâs’ının gölgesinde; BARDAK
-
31.03.2016 ‘Bodrum Leleg Yolu’ açılırken …
-
28.03.2016 PTT Memuru mührü basar: MİLÂS 26 EYLÜL 1967
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.