• 06 June 2023, Tuesday 10:16
H.Avni Kunduracıoğlu

H.Avni Kunduracıoğlu

SABİHA TEYZEM

Ölüm haberini aldığımda, Sabiha teyzeyle ilk karşılaşmamızı düşündüm.

Çıkaramadım.

Oysa evinin has misafirlerindendim.

Oğulları yakın arkadaşlarımdı. Onlarla birlikte Milas’taki ‘koca konak’ta ya da Akyarlar’daki ‘pansiyon’da çokça bulunmuşluğum vardır.

Doğrusu Sabiha teyzeyi salt bir mekâna bağlamak ne denli doğru olur ki. Bilemedim. Tozun dumana karıştığı çırçır atölyesindeki pamuk çuvallarının içinde bir kare olarak da çıkıyor karşıma, zeytin küplerinin arasından başında eşarbıyla yağhaneye gelirken de.

Nedense zihnimde eşarp, Sabiha teyzemle bütünleşmiş olarak yer etmiş. Bazen beyaz tülbentti, yazma niyetine sarıverdiği de oluyordu ama, eşarp ‘dışarının’ olmazsa olmazıydı.

Dur durak bilmeyen bir çalışkanlığa sahip olan bu kadını, hep garip bir telaş içinde koşuştururken anımsarım. Bitmezdi Sabiha teyzemin işi. Bu yüzden de, eşarp onun fütursuzca hareket etmesine olanak tanırdı.

Koca konağın sokağa bakan penceresinin önünde nakış işlerken dinlendiğini düşünürdüm hep. Öylesine keyifle iğnenin ucundaki ipi kumaşla buluştururdu ki, böyle düşünmemem olanaksız olurdu. Derler ki, en zor örgü örnekleri Sabiha teyzemin elinde hayat bulurmuş. Hayatın içindeki telaşlı koşuşturması, konuşmasına da yansır, düşüncelerini hızlı hızlı bir çırpıda karşısındakine aktarırdı. İşin tuhaf yanı konuşması asla şiveye kaçmaz, duru bir dille kendini ifade ederdi.

Severdim Sabiha teyzeyi. Yanında güven duygusunun oluşmasının yanı sıra farklı bir dünyanın kapılarını da aralardı. Zira nettir onun doğrusu ve doğru bildiğinden de inatla ödün vermezdi.

Bir akşamüstü, Akyarlar’daki verandada karşılıklı oturmuştuk. Ben verandanın önünü kesen begonvillerin arasından denizi görmeye çalışırken, o da fasulyenin kılçıklarını ayıklıyordu. İki ayağını önündeki taburenin üstüne uzatmış, kucağına aldığı tepsinin içinde ayıklanmış fasulyeleri bir kenara istifliyor, çepelleri de tepsinin diğer yanına koyuyordu.

Laflıyorduk.

Bir ara ‘’en sevdiğim şey sokak kapısının üstündeki kemere sardırılmış sarmaşık gülüdür.’’ dedi ve ardından ekledi ‘’Hani fındık gülü açan cinsinden.’’

Çok şaşırdığımı dün gibi anımsıyorum. Zira Sabiha teyzeyi öylesine yoğunluğun içine hapsetmişim ki, böylesi bir ayrıntının peşinde olması tuhaf gelmişti. Hâlbuki daha biraz önce bahçedeki sebze fidanlarını sulamış, arıkların içindeki yabani otları yolmuş, domateslere sırıklar bağlamış, burada işi bitince mandalina ağaçlarının dibine suyu bırakmış ve oradan da mutfağa koşup akşam yemeği hazırlıklarını gözden geçirmişti.

Bir gün Güneş Mahallesindeki evlerindeyiz. Yine başında beyaz yazması ve çiçekli entarisi ile tabağın içindeki elmaların kabuklarını soyup, dilimleri odanın içindeki ahaliye bıçağın ucuyla dağıtıyordu. Orhan amca yani eşi, o gün yağhanede yaşadıklarını anlatıyordu. Anlattıklarından bir tanesi Sabiha teyzeme öylesine komik gelmişti ki, koyuvermişti gülüşünü.

Demem o ki, Giritli bir annenin kızı olan Sabiha teyzem, yaşamın hakkını veriyordu.

Son gördüğümde ilerlemiş yaşının verdiği ağırlık bedenini ele geçirmişti. Kardeşi belgesel sinemacı Hasan Özgen’in Milas’ta gerçekleşen filminin gösterimine getirmişti oğlanca oğlu. Eski Yeni Sinema’nın girişinde görünce koştum yanına.

Beni görünce gözleri ışıldadı. Fark ettim.

Dayanak aldığı bastonuna abanmasına gerek kalmadan girdi koluma. Birlikte merdivenleri çıkarken, ‘bizimkileri’ sormayı ihmal etmemişti. Salonun ortasında Hasan abiyle buluşturdum.

Tam karşıda sinemanın beyaz perdesi vardı.

Kim bilir, kaç yüz kere bu salonda film izlemişti. Biraz sonra belgesel film başladı. Sabiha teyzem başında kahverengi eşarbıyla yanımda, gözleri perdeye kilitlenmiş. Çaktırmadan arada bakıyorum bu asil, sevecen yüze.

Geçen gün duydum ki, yıpranan bedeni ve ruhu göç etmiş bu dünyadan. Bir yanım ‘cız’ dedi.

Gençliğimin Milaslılarını kaybediyoruz birer birer.

Bu güzel kadını, yani Sabiha Özgül’ü, sevgiyle anıyorum.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık