- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 11 November 2016, Friday 19:20
- 6122 kez okundu
Bazen... / fotoğrafların peşinden ... - Hüseyin Avni KUNDURACIOĞLU
14. yüzyıla tarihlenen Belen Cami, tuğla ve antik dönem taşları kullanılarak inşa edilmiş. Hisarbaşı Tepesi’nde bulunan bu camiye, ‘tepe, yüksek yer’ anlamına gelen ‘Belen’ sözcüğü uygun görülmüş. Bulunduğu yer düşünüldüğünde, gerçekten bir tepenin üzerinde olduğu görülür.
Farklı zaman dilimlerinde onarım gören Belen Cami, Milas’ın neredeyse merkez camisi konumundadır. Bu konumunu, Milas’ın bir dönem ‘kalbi’ görevini üstlenen Milas Arastası’nın hemen üstünde yer alması sağlar. Belediye binasının, Çöllüoğlu Hanı’nın, Ziraat Bankası’nın ve Arastanın sarmalında bulunan bu cami için, böylesi bir yakıştırmada bulunmak sanırım yanlış olmaz.
Caminin minaresinden yükselen ezan sesi ya da Cuma namazından bir saat önce okunan selâ, Arasta sokaklarında yankılanır. Hele vefat duyurusu için vakit namazından önce okunan selâ sırasında, tüm Arasta pürdikkat kesilir, hocanın selâ sonrası yapacağı ‘ölüm ilanı’ beklenirdi.
Caminin minaresinden yükselen ezan sesinin ya da selânın, Yılmaz hoca tarafından okunduğu iyi bilinir, vefat duyurusunu tane tane okumaya özen gösterdiği sezilirdi. Zira Yılmaz hoca, hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı bu küçük kasabada, geleneksel dokuların yerli yerinde ve herkesin sevinçlere olduğu kadar acıya da yakın olduğunu çok iyi bilirdi. Yılmaz hocanın, selânın sonunda ‘Allah rahmet eylesin’ cümlesiyle birlikte, selâda okunan isim, birbirine bitişik karşılıklı dükkânlardan oluşan Arastanın sokaklarında uçuşuverirdi. Öyle ya, cenaze törenine katılmak elzemdi. Öyleydi o yıllar.
Belen Cami, sahip olduğu tüm tarihsel görkeme karşın, nedense benim için Yılmaz hoca ile bütünleşmiş bir ibadethanedir. Elbette, bu yaklaşımımda çocukluğumu bıraktığım Arastanın Belen Cami ile olan iç içeliği ve Yılmaz hocanın bu camide uzun yıllar görev yapmış olmasının katkısı yadsınamaz.
Vakit namazları sonrası özellikle ikindi sonrası Arasta sokaklarına iner, kendine yakın hissettiği esnaflarla bir adaçayı içimi yarenlik eder, yeri geldiğinde gürültülü kahkahasını koyuverirdi. Tabii bu sürecin öncesi ve sonrasında, hemen hemen her dükkâna ‘hayırlı iş’ dileğini yansıtırdı.
Yılmaz hoca, dinin istediği vasıfların dışına taşmayan bir yaşam şeklini benimsemiş, dürüstlüğünden hiç ödün vermeyen bir din adamı izlenimi bırakmıştır. Bağnazlık bataklığına saplanmamış ve ‘Din, kul ile Allah arasında’ yaklaşımından taviz vermemiştir. Din adamlığını ‘görev’ olarak algıladığı için de, mütevazı bir yaşamı tercih etmiştir. Katıldığı mevlit okumalarında ya da camideki Cuma vaazlarında ‘Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları’nı hiç unutmamış ve deyim yerindeyse ‘Cumhuriyet ilkeleri ışığı altında’ din adamlığını sürdürmüştür.
Aslına bakarsanız, bütün bu süreçler o yıllarda bir ayrıntı olarak kabul görmezdi. Ancak içinde bulunduğumuz dönemler; dinin ticarete ya da siyasete alet edildiğine tanık ettikçe, önemli bir vasıf olarak karşımıza çıkıyor.
Yılmaz hocanın yukarıdaki siyah-beyaz fotoğrafından nerelere geldim.
Fotoğraf, Belen Cami’nin içinde çekilmiş. Fotoğraf kenarına güzel bir yazı ile düşülen nottan öğreniyoruz; ‘2 Eylül 1977 Belen Cami minberi önü’ …
Yaz bitmiş, güz gelmekte. Yılmaz hoca, minberi arkasına almış ve yerdeki Milas halılarının üzerinde kadraja kilitlenmiş. Doğum yılı 5 Haziran 1936 olduğuna göre, 41 yaşında o an.
Fotoğrafı çeken kişi, o sıra Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde okuyan bir öğrenci.
22 Kasım 1977 tarihinde ‘Şeker Bayramı’nı kutlama niyetine gönderdiği bu fotoğrafın arkasına düştüğü iyi dileklerden öğreniyoruz. Tabii ‘’Değerli müezzine … yardımlarından dolayı teşekkür’’ edilmesi unutulmadan. Yılmaz hocanın tanıdığımız kişiliği, fotoğraf arkasına düşülen ‘yardım ve teşekkür’ sözcüklerini doğrular.
Yılmaz hocanın bu fotoğraf öncesini anımsadığım gibi, sonraki yıllardaki görüntüsü de belleğimdedir hep.
Kısa boylu, her daim beyaz saçları ve gülümseyen yüz ifadesiyle.
Kâh caminin içinde cübbesini bürünüp sarığı başında hutbe okurken, kâh evinin bulunduğu Hayıtlı Mahallesinde beyaz fanila ve çizgili pijamasıyla asma ağacını budarken ya da evinin bahçesinde beslediği kuzuyu kapı eşiğinde yemlerken anımsadığım Yılmaz hocamızı sevgi ve saygıyla anıyorum.
-
24.06.2024 BUTİK MURAT
-
14.11.2023 KADDAK DEVE BAYRAMI / PINARCIK KÖYÜ
-
03.10.2023 RUM MAHALLESİ’NDEKİ ‘OSMANLI ÇEŞMESİ’
-
28.07.2023 YENİ MİLÂS HALKEVİ DERGİSİ 1936-1937
-
07.07.2023 MİLAS HALKEVİ
-
04.07.2023 TİFTİK ETİ
-
20.06.2023 ESKİ MEZARLIK
-
09.06.2023 ÇAPUTCU HANI’NDA BİR ODA
-
06.06.2023 SABİHA TEYZEM
-
30.05.2023 ÇAPUTCU HANI
-
23.05.2023 SAKARYA İLKOKULU’NUN KUZEY CEPHESİ. YIL 1938
-
06.10.2022 MİLAS ‘KIZ MEKTEBİ’
-
04.10.2022 MİLAS ‘ERKEK MEKTEBİ’
-
03.10.2022 ERMENİSTAN’DAKİ PENCERE…
-
29.11.2021 KIBRIS’TA BİR MARONİT KÖYÜ ; KORUÇAM / GİRNE
-
23.10.2021 NİYAZİ YALÇINKAYA’YI UĞURLARKEN…
-
14.10.2021 YAHUDİ HALKASI
-
06.10.2021 ANADOLU’NUN SON ERMENİ KÖYÜ; VAKIFLI / ANTAKYA
-
06.08.2021 CO MEHMET, öldü.
-
28.07.2021 BAHADDİN AĞA KONAĞI’NDAN EMİN AĞA KONAĞI’NA; DUVAR RESİMLERİ
-
06.07.2021 Güneydoğu’daki ‘Süryani’ Köylerinden; HABERLİ KÖYÜ / İDİL
-
22.06.2021 ANADOLU’NUN UNUTULAN KAVMİ ‘NASTURİLER’İN PEŞİNDE; ÇUKURCA / ŞIRNAK
-
15.06.2021 YALNIZLIĞA TERK EDİLMİŞ BİR EZİDİ YERLEŞİMİ; MAĞARA KÖYÜ / İDİL
-
08.06.2021 KATO DAĞI’NIN ZİRVESİNDE BİR ‘KELDANİ ‘ KÖYÜ; CEVİZAĞACI / BEYTÜŞŞEBAP
-
23.10.2020 TARİHİ AYAKKABICILAR ARASTASI / ÇORUM
-
01.01.2020 ŞİİLİĞİN KUTSAL KENTİ ; MEŞHED
-
30.12.2019 ÖMER HAYYAM’IN NİŞABUR’U
-
24.12.2019 LUT ÇÖLÜ’NÜN GÜZEL İNSANLARI…
-
18.12.2019 İran’da Bir Dünya Yurttaşı; ALİ AMCA
-
16.12.2019 İRAN’DA BİR EMANETÇİ
-
23.09.2019 KROMNİ VADİSİ / GÜMÜŞHANE
-
21.09.2019 SANTA / GÜMÜŞHANE
-
16.09.2019 SARIÇİÇEK KÖY ODALARI / GÜMÜŞHANE
-
09.09.2019 EKMEĞİN PEŞİNDEN - 4 KÜRTÜN HARÇ EKMEĞİ / GÜMÜŞHANE
-
02.09.2019 15 AĞUSTOS MERYEM ANA PANAYIRI / GÖKÇEADA
-
27.08.2019 GÖKÇEADA’NIN (ESKİ) RUM KÖYLERİ…
-
14.06.2019 AĞLAYAN GELİN ( TERS LALE) / HAKKARİ
-
12.06.2019 AĞLAYAN GELİN ( TERS LALE) / HAKKARİ
-
22.01.2019 Güllük’ün Geçmişinde Kalan Bir Kültür; GECE PAZARI
-
16.08.2018 Açılışı gerçekleşen Milas Uzunyuva’dan ilk izlenimler …
-
12.07.2018 Keçiborlu’nun Kuyucak Köyünde Lavanta Zamanı
-
06.07.2018 Zampara Altını
-
28.02.2018 Noussa Karnavalı (İskeçe / Yunanistan)
-
18.12.2017 Hikâyesi Olan Şeyler Dükkânı / 2 - ‘Devrim Yüzüğü’
-
12.12.2017 Ekmeğin Peşinden – 3 / Taban Gevreği (Gölcük / ÖDEMİŞ)
-
23.11.2017 Hikâyesi Olan Şeyler / 1 - Zeytin Jetonları
-
15.11.2017 Ulu Cami’nin güney cephesi
-
24.10.2017 Kentin ileri gelen zevatı, 30 Ağustos’ta …
-
19.10.2017 Bazen... / fotoğrafların peşinden ...
-
06.10.2017 ‘Vitrindeki Kaplan’ın peşinden Samos’a …
-
12.09.2017 Terzizadelerin Evi’nin balkonundan Sakarya İlkokulu
-
06.09.2017 Ekmeğin Peşinden -2- / İslamköy Ekmeği / Isparta
-
29.08.2017 Karahöyük Ekmeği / Acıpayam
-
06.05.2017 6 Mayıs ve Anneler ...
-
19.04.2017 Menderes Yolu’nda 3 gün …
-
07.03.2017 Bodrum’un geçmişinde kalan bir yerleşim: Girelbelen Köyü
-
28.02.2017 “Ütopya Hayallerin Prensesidir”
-
12.01.2017 Allahuekber Dağı’nda Üç Gün / Sarıkamış - Kars
-
10.01.2017 Milas’ın geçmişinde kalan şerbet: Sübye
-
02.12.2016 Kuruyunca içini gözler önüne seren Mumcular Barajı
-
24.11.2016 Manolya ve Nail Şaylan
-
16.11.2016 Bakkal Cavit
-
09.11.2016 Terkedilmiş Tarihi Bir Mekân: ‘Eğirdir Garı’
-
03.11.2016 Tarih Öncesi Kaya Resimleri için; Latmos’un emanetlerinin peşinde bir yolculuk
-
28.10.2016 Phaselis Antik Kenti (Antalya)
-
20.10.2016 Geçmişten Geleceğe uzanan 800 yıllık Kültür: Pınar Pazarı
-
18.10.2016 Gelidonya Feneri’nde bir gece
-
23.09.2016 Bir ritüelin peşinden: Eren Günü (Sandras Dağı)
-
09.09.2016 Salda Gölü’nde zaman / Burdur
-
18.08.2016 Sırtçantamdakiler / H. Avni KUNDURACIOĞLU
-
08.06.2016 ‘Milas Arastası’nın 70’li yıllarına güzellemeler / 2 - Tüccar Terzi Hasan Budakoğlu
-
27.05.2016 Tarih 15 Nisan 1933; Milas’ın ‘Umumi Kuşbakışı Manzaralı’ Fotokartı
-
12.05.2016 2. Latmos Doğa Şenliği’nden izlenimler …
-
28.04.2016 İncirliin Mağarası ve Yarasalar
-
19.04.2016 Şefik Seren’in ‘Fotoğrafla Milâs’ının gölgesinde; BARDAK
-
31.03.2016 ‘Bodrum Leleg Yolu’ açılırken …
-
28.03.2016 PTT Memuru mührü basar: MİLÂS 26 EYLÜL 1967
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.