H.Avni Kunduracıoğlu

Sözlerini Murathan Mungan’ın yazdığı ‘Otel Odaları’ şarkısı, istemsiz bir şekilde bir hüznün içine çeker. Şarkıyla birlikte, bir otel odasının yalnızlığına gömülürsünüz.

Şarkıdaki bütün imgeler öylesine yerli yerine oturmuştur ki, payınıza sadece hüzün düşer. Murathan Mungan sözlerini yazdığı bu şarkının Gülden Karaböcek tarafından seslendirilmesini ister.

‘’Pencerelerine ışıklar düşer

Ah otel odaları, otel odaları

Sarı, yeşil, kırmızı, mor

Hepsi de acının değişik tonları

Yalnızlığın mezarları

…

Rutubetli duvarlarında hayallerin gezinir

Yatağında küflenmiş bir battaniyeyle dertleşirsin

Bitmiştir gece şimdi artık kendi kendinlesin

…. ‘’

Axel W. Persson, Çaputcu Hanı’nda kaldığı odanın fotoğrafını da çekmeyi ihmal etmez. Siyah beyaz bu fotoğraf çekildiğinde tarihler 1938’i gösterir.

Fotoğrafı gördüğüm an, zihnime Murathan Mungan’ın yukarıdaki dizeleri düşer.

Perdesi yarım çekilmiş pencereden pirinç karyolaya düşen ışığın aydınlattığı oda, yalnızlığı iliklere kadar hissettiriyor. Perdenin eteği, duvara çakılmış mıhın üzerine konulmuş. Karyolanın hemen yanındaki aslan ayaklı ahşap komodinin üzerine eski gazete serilmiş. Komodinin üzerindeki bardak (testi) ve kupaya, duvara yaslanmış masif kenarlı ayna eşlik ediyor. Emzikli model olmasından dolayı, bardağı başucu sürahisi olarak algılamak mümkün. Teneke küllük, bardağın hemen yanında. Terlik görevi gören arkası basılmış ayakkabı ise, karyolanın altında düzgün bir şekilde konulmuş.

Ahşap tonet sandalye ise pervasızca ortalıkta.

Masanın alt kısmında görülen kireç badanalı duvarı esir alan rutubet, dikkatlerden kaçmıyor.

Hepsi ve her şey bu kadar.

Oysa Prof. Persson, Labranda Kutsal Kenti’nde ilk kazıyı yapacak heyetin başkanı. Labranda Kutsal Kenti ile ilgili aldığı her haber, her buluntu bu İsveçli hocanın yüreğinde bir heyecan dalgası yaratıyor olmalı.

‘Duvarlarında hayallerin gezindiği’ hanın odasını çekerken ne hissetti acaba? Bir gün bu odanın tarihin geçmişine gömüleceğinden habersizken.

Axel W. Persson, Çaputcu Hanı’nın bu küçük odasından, Labranda’nın gizemine yolculuk yaparken arkeoloji dünyasına da ismini yazdırır.

Bize de Milas’ın geçmişinde büyük iz bırakan Çaputcu Hanı’ndan belge tadında hoş bir anı kalır. Üstelik Gülden Karaböcek buğulu sesiyle ‘otel odaları, gurbetlerin diyarı’ derken.