• 23 May 2023, Tuesday 10:46
H.Avni Kunduracıoğlu

H.Avni Kunduracıoğlu

SAKARYA İLKOKULU’NUN KUZEY CEPHESİ. YIL 1938

Sakarya İlkokulu’nun Cumhuriyet Caddesine bakan ön cephesinde, küçük bir bahçe de yer alır. Bir-iki ağacın yer aldığı bu küçük bahçe, yıllar içinde yapılan çeşitli peyzaj çalışmaları ile varlığını korumuş. Öğrencilerin ‘öğretmenler kapısı’ olarak isimlendirdiği ana kapının önündeki merdivenin iki yanında yer alan bu küçük yeşil alanlar, Sakarya İlkokulu’nun tarihsel geçmişiyle adeta bütünleşmiştir.

Okulun arka cephesi ise büyük bir bahçeye bakar. Öğrencilerin toplanma ve oyun alanı olan bu bahçe için ‘arka bahçe’ diyebiliriz.

Sakarya İlkokulu’nun arka bahçesi, 1970’li yıllarda mahalle ile iç içe bir konumdayken anımsanır. Hatta öylesine iç içe konumdaydı ki, bazı evlerin pencereleri bu arka bahçeye bakardı. 1980’li yıllarda Ulusal Egemenlik Caddesi’nin oluşturulmasıyla birlikte, Sakarya İlkokulu’nun arka bahçesinin sınırı da belirlenmiş olur.

1970’li yıllarda bahçenin daha çok ağacı barındırdığını görürüz. Bahçenin dip kısmında yer alan iki- üç sulfata (okaliptüs) ağacına, göğe doğru yükselen bir – iki çam ağacı eklenir.

Çocuk bakışlarına devasa gelen bu ağaçların gölgesi bahçenin dip kısmını ele geçirir. Şimdilerde bahçenin bir kenarına sıralanmış zeytin ağaçları ise, o yıllarda arka bahçenin hemen hemen her yerinde karşımıza çıkar. Siyah önlüğe eklenmiş beyaz yakalıklı öğrencilerin bu ağaçlar arasındaki koşuşturmasını tahmin etmek zor değil.

Sonraki yıllarda tören ya da oyun alanı açmak için kesilen zeytin ağaçları, toprak zeminle bütünleşmiş konumuyla zihinlerde yerini alır.

Okulun arka bahçesinin günümüzde hâlâ var olan Milas Parkı bölgesine bakan bahçe kapısının dışında, bir de bu kapının tam karşı cephesinde de bir başka bahçe kapısı yer alır. İrim denilen daracık sokağa açılan bu bahçe kapısından çıkan öğrenciler, ahşap evlerin arasından Hacıilyas Mahallesi’nin sokaklarına dağılırdı.

Sakarya İlkokulu’nun bünyesinde bir başka bahçenin varlığı da geçmişte kalan bir ayrıntıdır. Biraz önceki bahçe kapısının hemen yanında yer alan bu bahçe, korunaklı ve narenciye ağaçları dikili bir alandır. Bir cephesi Cumhuriyet Caddesi’ne de bakan bu bahçenin içinde yer alan portakal ve mandalina ağaçları yeşil bir görüntü çizer.

Mevsimi geldiğinde, portakalların çıldırtıcı cazibesine kapılan bazı ‘yaramaz’ öğrencilerin önlük ceplerinin şişkinliği bu cazibeye kapıldıklarının işareti olurdu. Daha cesur olan ‘yaramaz’ öğrenciler hızlarını alamayıp, önlüklerinin eteklerini büküp aldığı kadarıyla doldurur ve böylelikle zafer madalyaları siyah önlüğün içinde, o bahçe kapısından sokağa doğru koştururlardı.

Sonraki yıllarda bu narenciye bahçesinin de içinde olduğu bu bölgede Kız Meslek Lisesi inşa edilir ve günümüzde bu bina Sakarya Ortaokulu olarak hizmet vermektedir.

İşte yukarıdaki fotoğraf, Sakarya İlkokulu’nun bu bölgesini göstermektedir.

Yıl 1938.

Sakarya İlkokulu’nun kuzey cephesi tüm çıplaklığı ile kadrajdaki yerini olur. Okulun solunda Terzizadeler’in Evi de bir şekilde kadraja girer.

Anlaşılan o ki, 70’li yıllardan bildiğimiz narenciye bahçesinin öncesi vardır. İrili ufaklı ağaçların varlığı bunu destekliyor. Ağaçların dikiliş aralığının düzenli oluşu, bu bölgenin okulla birlikte şekillendiğini gösteriyor. Acaba akasya olabilir mi bu ağaçlar? Önde görülen kalın gövdeli ağacın varlığıysa, alanın daha öncesine götürüyor.

 

Kalabalık bir öğrenci grubu, kadrajın ön kısmını dolduruyor ve Sakarya İlkokulu’nun kuzey cephesini bütünlüyor. Kızlı-erkekli öğrencilerin üçerli sıra halinde karışık bir şekilde oluşturdukları yürüyüş kolu, bahçe kapısına doğru ilerliyor. Olasılıkla büyük bahçenin içinde tur atacaklar. Zira en arkada olan döpiyes elbisenin içindeki kadın öğretmenin varlığı, bahçedeki bir derse konuk olduğumuzu tahmin ettiriyor.

Siyah önlük ve beyaz yakalıklar içindeki öğrencilerin bazılarının daha açık renkli önlükle görülüyor olması ‘yerli kumaş’tan kaynaklanıyor.

Özellikle erkek öğrencilerin kısa pantolonu ve ağaçların dökülen yapraklarından yola çıktığımızda mevsimin sonbahar olduğunu öngörebiliriz.

Yıl 1938.

Mustafa Kemal Atatürk’ü 1938 yılının bir sonbahar günü kaybettiğimize göre, fotoğrafın çekildiği zaman dilimi daha anlamlı oluyor.

Böylelikle 85 yıl öncesinden gelen bu fotoğrafla, Sakarya İlkokulu’nun salt kuzey cephesine değil tarihin bir dönemine de tanık oluyoruz.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık