• 06 February 2017, Monday 19:13
A.KemalKaşkar

A.Kemal Kaşkar

“Kimse yok mu?!..”

soru/yorum - A. Kemal KAŞKAR

“Kimse yok mu?!”

Zaman zaman öyle şeyler yaşar, öyle şeylere tanık olur ki insan; böyle bağırası gelir.

Bir tür ‘isyan’ niyetine …

Ama aynı zamanda, bir tür ‘çare’ arayışı, ‘çare’ çağrısıdır o!

Çözüm için umutsuzluğa karşı çekilen bir tür kılıçtır …

“Kimse yok mu?!”

Bu, ‘deprem sonrası’ sessizliğini bozan bir haykırış kalıbıdır dilimizde.

Özellikle 1999 Kocaeli Depremi’nden sonra, depremle özdeşleşip yaygınlaşmış ve öylece dilimize yerleşmiştir …

Yıkıntıların arasında, bir umutlu sesleniştir.

Söylenmesinin ardından, uzunca bir süre sessizce bekleyiştir.

Ki, bir tıkırtı, bir yaşam belirtisi kımıltı olursa duyulabilsin diye …

Yaşama, yaşayana ‘saygı’nın en güzel, en içten, en ağlamaklı, en sevgili ifadesidir.

3 Şubat Cuma günü, ilçemizde, Milas Şehir Mezarlığı dolaylarında bir zeytinlik alanda yaşananları haberleştirirken içimden gelen sesti ‘Kimse yok mu!?’

“Seyreltme denmiş ama tıraşlandı” başlıklı o haberin kendisi, aslında ‘Kimse yok mu’ haykırışını içinde barındırıyordu!

Yaklaşık 30 dönümlük bir zeytinlik alandan ve yine yaklaşık 300 zeytin ağacından söz ediyoruz.

Yaklaşık 230 zeytin ağacının yerinden sökülmesinden söz ediyoruz.

“Mahsûl vermeyen ağaçlar”dan bahisle ve bu ağaçların sökülüp Ovakışlacık’a taşınmak suretiyle yapılacak bir “seyreltme” için ‘izin alınmış’!

İzni veren kurum olarak Milas Ziraat Odası’nın Başkanı Sayın İsmail Atıcı, verdikleri ‘seyreltme’ izniyle, -“arazideki zeytin ağaçlarının hemen hemen yüzde 80’inin sökülmesi” şeklinde özetlediği- yapılan iş arasındaki uçuruma dikkat çekip bunun bir ‘suistimal’ olduğunu söyledi.

Sayın Atıcı’yı yıllardır tanırım. Emekli bir Eğitimci olarak yıllardır Milas Ziraat Odası’nın Başkanlığını titizlikle yapmaktadır. Gerçekten nezaket sahibi bir insandır. Yaşanan tabloyu yine en ölçülü ifadeyle, ‘suistimal’ olarak değerlendirdi. Kendisine katılıyorum.

Ancak, küçük bir eklemede bulunmak istiyorum:

‘Bu, bir cinayettir!’

Haksız mıyım sevgili okur-yazarlarım!

Görüntüler çok vahim gerçekten.

İş makineleriyle yapılan çalışmalar sırasında bazı zeytin ağaçları parçalanıp telef olmuş!

3 Şubat Cuma sabah saatlerinde bir yurttaşımız Gazetemizi telefonla arayıp bildirmese ne olacaktı?

‘Seyreltme’ daha ne kadar, nereye kadar sürdürülecekti!

Arazideki tüm zeytin ağaçları ‘sıfırlanana kadar’ mı?

Aklımızla dalga geçilmesinden bıktım artık.

Milas Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü görevlilerinin çalışmayı durdurup tutanak tutmaları ve ‘cezai işlem’ başlatmaları yüreğime su serpti mi?

Hayır.

İşte tam da bu noktada “Kimse yok mu” diye haykırmak istediğimi fark ettim.

“Her şey mevzuata uygun” diye diye yapılanlara tepkisiz, sessiz öylece yaşamak istemiyor ve 3 Şubat Cuma günü Milas’ta yaşanan bu ‘zeytin katliamı’nın, yine sıradan bir para cezasıyla geçiştirilecek olma ihtimalinden duyduğum büyük rahatsızlığımı ifade etmek ve hayır demek istiyorum.

Konuyla, Kaymakam ve Belediye Başkanı başta olmak üzere bizzat, doğrudan ve yakından ilgilenilmesi ve ortadaki büyük suistimalin asla affedilmemesini talep ediyorum.

Bunu bir yurttaş, bir baba, bir gazeteci, bir dede, bir İlçe İnsan Hakları Kurulu Üyesi ve Milas Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi olarak gündeme getiriyor ve umutla haykırıyorum:

“Kimse yok mu?!”

Zaman zaman öyle şeyler yaşar, öyle şeylere tanık olur ki insan; böyle bağırası gelir.

Bir tür ‘isyan’ niyetine …

Ama aynı zamanda, bir tür ‘çare’ arayışı, ‘çare’ çağrısıdır o!

Çözüm için umutsuzluğa karşı çekilen bir tür kılıçtır …

“Kimse yok mu?!”


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık