• 23 November 2018, Friday 17:24
A.KemalKaşkar

A.Kemal Kaşkar

“Aday olmak ya da olmamak!” Bütün mesele bu mudur?

Ülkemiz siyaset sahnesi, hangi ilkenin nerede, ne zaman, nasıl, ne kadar geçerli olup olmadığının tümüyle belirsizleştiği bir yerlere savrulmuş durumda.

Mesleğimiz bakımından, ‘beklenmedik-sürpriz gelişmeler’ yaşatması nedeniyle ‘etkili haber ve yorumlar’ın üretilebilmesine vesile olan bu tablo, büyük ölçüde ‘sabun köpüğü’ ya da ‘gazoz baloncuğu-kabarcığı’ olarak adlandırabileceğimiz anlık heyecanlar oluşturan, yaşatan bir tablodur.

Heyecan iyidir.

Yaşamı renklendirir.

Ama yaşamak çok daha fazla bir şeydir ve çok daha fazla bir şeyleri gereksinir …

Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemiz siyasetine kazandırdığı “gömlek değiştirme hali”nden bugüne gelinceye kadar, köprülerin altından çok sular aktı ve iş iyice rayından çıktı. Adeta ne yol kaldı ne iz …

Ortalık toz duman …

Sevgili siyasetçilerimiz, akşamdan sabaha ağız ve yer değiştirme konusunda adeta birbirleriyle yarışır hallerdeler.

Makbûl olan siyasetin; siyasetçinin ‘özünün-sözünün bir olması’, ‘dün söyledikleri ile bugün yaptıklarının çelişmemesi’ gibi vasıfları artık tamamen yerle bir olmuş durumda …

Bunun en başta gelen nedeni ise, lafı çok uzatmadan yazmak gerekirse:

‘Bir yerlere aday olmanın dayanılmaz ağırlığı’dır …

“Aday olmak ya da olmamak!” Bütün mesele bu mudur?

Bence budur. Ötesi ‘hamaset’tir.

Sevgili okur-yazarlarım, sizlerle bugünkü buluşmamı, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 20 Kasım Salı günü TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın bir bölümünü paylaşarak sürdürmek istiyorum:

“Siyasetin her kademesi bizler için bir hizmet vasıtasıdır. Adaylık mücadelesi de bu hizmeti kimin daha iyi yapacağının yarışıdır. Bir göreve kimi zaman iki, kimi zaman 12, kimi zaman çok daha fazla kişi talip oluyor. Aday belli olduğunda, diğer arkadaşlarımız o adayın yanında saf tutar ve seçim gününe kadar tıpkı kendisi adaymış gibi çalışır. Her kim ki 'ben aday gösterilmedim' diyerek partimize sırtını dönüyor, hatta gidip kendine başka mecralar arıyorsa o kişi zaten hiçbir zaman AK Partili olamamış demektir. Her kim ki aynı şekilde 'benim istediğim kişi aday gösterilmedi' diye benzer tavırlara giriyorsa, zaten yanlış yerdedir. Veya ben niye 'şuradan aday gösterilmedim de buradan gösterildim' diyorsa o da kusura bakmasın, önce bir nefis muhasebesine kendisini çeksin. Biz bir davayız, teşkilatız, bizde kesinlikle, malum bunu özel toplantılarımızda hep görüşmüşüzdür, değerlendirmeler yapılır, istişare yapılır, bunun sonunda da 'sen filanca yerden adaysın denildiğinde' o da 'evelallah' der, orada çalışmaya başlar …”

Erdoğan “Yolunu şaşıranları ya ıslah ya tasfiye edeceğiz” diye de ekliyor sözlerine …

Bu söylenenler yanlış mıdır?

Bence değildir. Aksine çok doğrudur.

Ama dikkat çekmek istediğim şudur:

Bu ‘doğrular’ sadece AK Parti için değil, tüm siyaset sahnemiz için, yani diğer sevgili siyasi partilerimiz ve o partilerde mücadele eden bütün siyasetçilerimiz için de geçerlidir.

O halde, buyurun gelin çıkın bakalım işin içinden …

‘Milas hattı’ ile sınırlı kalmamak kaydıyla ‘ülkemiz sathı’na hitaben soruyorum:

A partisinde ‘aday gösterilmedim’ diye partisine sırtını dönenler -AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle- A partili olamamışlarsa, aynı şeyi B, C, D gibi gibi başka başka partilerde yapıp da A partisine gelenler ne kadar A partili olabilirler?

A partisinde ‘benim istediğim kişi aday gösterilmedi’ diye partisine sırtını dönenler -AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle- ‘yanlış yerde’ iseler, aynı şeyi B, C, D gibi gibi başka başka partilerde yapıp da A partisine gelenler ‘doğru yere’ gelmiş midirler?

Bu anlamda parti değiştiren siyasetçi ne kadar makbûldür? Makbûl müdür?

Yine AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle “yollarını şaşırıp” da aday gösterilme beklentisiyle parti değiştiren siyasetçilerin aday gösterilmedikleri takdirde yine yollarını şaşırma ihtimali çok yüksek değil midir?

Bu ‘kısır döngü’den, ülkemizde siyasetin niteliğinin artıp düzeyini yükselten bir sonuç elde edilebilir mi?

Ne dersiniz? …

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık