- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 23 November 2018, Friday 17:24
- 3704 kez okundu
Ülkemiz siyaset sahnesi, hangi ilkenin nerede, ne zaman, nasıl, ne kadar geçerli olup olmadığının tümüyle belirsizleştiği bir yerlere savrulmuş durumda.
Mesleğimiz bakımından, ‘beklenmedik-sürpriz gelişmeler’ yaşatması nedeniyle ‘etkili haber ve yorumlar’ın üretilebilmesine vesile olan bu tablo, büyük ölçüde ‘sabun köpüğü’ ya da ‘gazoz baloncuğu-kabarcığı’ olarak adlandırabileceğimiz anlık heyecanlar oluşturan, yaşatan bir tablodur.
Heyecan iyidir.
Yaşamı renklendirir.
Ama yaşamak çok daha fazla bir şeydir ve çok daha fazla bir şeyleri gereksinir …
…
Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemiz siyasetine kazandırdığı “gömlek değiştirme hali”nden bugüne gelinceye kadar, köprülerin altından çok sular aktı ve iş iyice rayından çıktı. Adeta ne yol kaldı ne iz …
Ortalık toz duman …
Sevgili siyasetçilerimiz, akşamdan sabaha ağız ve yer değiştirme konusunda adeta birbirleriyle yarışır hallerdeler.
Makbûl olan siyasetin; siyasetçinin ‘özünün-sözünün bir olması’, ‘dün söyledikleri ile bugün yaptıklarının çelişmemesi’ gibi vasıfları artık tamamen yerle bir olmuş durumda …
Bunun en başta gelen nedeni ise, lafı çok uzatmadan yazmak gerekirse:
‘Bir yerlere aday olmanın dayanılmaz ağırlığı’dır …
“Aday olmak ya da olmamak!” Bütün mesele bu mudur?
Bence budur. Ötesi ‘hamaset’tir.
…
Sevgili okur-yazarlarım, sizlerle bugünkü buluşmamı, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 20 Kasım Salı günü TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın bir bölümünü paylaşarak sürdürmek istiyorum:
“Siyasetin her kademesi bizler için bir hizmet vasıtasıdır. Adaylık mücadelesi de bu hizmeti kimin daha iyi yapacağının yarışıdır. Bir göreve kimi zaman iki, kimi zaman 12, kimi zaman çok daha fazla kişi talip oluyor. Aday belli olduğunda, diğer arkadaşlarımız o adayın yanında saf tutar ve seçim gününe kadar tıpkı kendisi adaymış gibi çalışır. Her kim ki 'ben aday gösterilmedim' diyerek partimize sırtını dönüyor, hatta gidip kendine başka mecralar arıyorsa o kişi zaten hiçbir zaman AK Partili olamamış demektir. Her kim ki aynı şekilde 'benim istediğim kişi aday gösterilmedi' diye benzer tavırlara giriyorsa, zaten yanlış yerdedir. Veya ben niye 'şuradan aday gösterilmedim de buradan gösterildim' diyorsa o da kusura bakmasın, önce bir nefis muhasebesine kendisini çeksin. Biz bir davayız, teşkilatız, bizde kesinlikle, malum bunu özel toplantılarımızda hep görüşmüşüzdür, değerlendirmeler yapılır, istişare yapılır, bunun sonunda da 'sen filanca yerden adaysın denildiğinde' o da 'evelallah' der, orada çalışmaya başlar …”
Erdoğan “Yolunu şaşıranları ya ıslah ya tasfiye edeceğiz” diye de ekliyor sözlerine …
…
Bu söylenenler yanlış mıdır?
Bence değildir. Aksine çok doğrudur.
Ama dikkat çekmek istediğim şudur:
Bu ‘doğrular’ sadece AK Parti için değil, tüm siyaset sahnemiz için, yani diğer sevgili siyasi partilerimiz ve o partilerde mücadele eden bütün siyasetçilerimiz için de geçerlidir.
O halde, buyurun gelin çıkın bakalım işin içinden …
‘Milas hattı’ ile sınırlı kalmamak kaydıyla ‘ülkemiz sathı’na hitaben soruyorum:
A partisinde ‘aday gösterilmedim’ diye partisine sırtını dönenler -AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle- A partili olamamışlarsa, aynı şeyi B, C, D gibi gibi başka başka partilerde yapıp da A partisine gelenler ne kadar A partili olabilirler?
A partisinde ‘benim istediğim kişi aday gösterilmedi’ diye partisine sırtını dönenler -AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle- ‘yanlış yerde’ iseler, aynı şeyi B, C, D gibi gibi başka başka partilerde yapıp da A partisine gelenler ‘doğru yere’ gelmiş midirler?
Bu anlamda parti değiştiren siyasetçi ne kadar makbûldür? Makbûl müdür?
Yine AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle “yollarını şaşırıp” da aday gösterilme beklentisiyle parti değiştiren siyasetçilerin aday gösterilmedikleri takdirde yine yollarını şaşırma ihtimali çok yüksek değil midir?
Bu ‘kısır döngü’den, ülkemizde siyasetin niteliğinin artıp düzeyini yükselten bir sonuç elde edilebilir mi?
Ne dersiniz? …
-
31.05.2021 Yaklaşık çeyrek yüzyıl …
-
01.11.2019 Hepimiz!
-
19.10.2019 Muğla’nın çevre sorunları Milas’ın umurunda mı değil?
-
18.09.2019 ‘Kendi basınınız’ mı?
-
02.07.2019 Bir ‘yer’ bulamayacak mıyız Milas Kan Merkezi için?
-
18.04.2019 Bu, ‘ezberlerin bozulduğu’nun mu göstergesi acaba?
-
12.03.2019 ‘Son Şiir’ diye bir şey yoktur!
-
06.03.2019 Birikmiş sorularım …
-
12.02.2019 ‘Ağa Belediyeciliği’!
-
10.01.2019 ‘Çalışan Gazeteciler Haftası’ mı olsa!!? …
-
05.12.2018 Yaşarkenki gibi!
-
07.11.2018 Kömürün gerçek bedeli ne kadar ağır?
-
24.10.2018 Endüstri Meslek ve Kız Meslek Liselerinin yeni binalarında her şey yolunda mı?
-
02.10.2018 'Hedef az sayfalı az okunan gazeteler midir?'
-
25.07.2018 Keşke ‘bayram’ edebilsek!
-
20.06.2018 Oldu mu ya Hulusi Bey? Olmadı, hem de hiç olmadı!
-
11.05.2018 ‘Büyük İnsanlık’ soru/yorum
-
01.05.2018 Tarihte “Üsküdar”ın rolü ve önemi!
-
07.02.2018 Başka bir Ortadoğu mümkün değil mi?
-
10.01.2018 ‘Hatıra Fotoğrafları’
-
30.12.2017 Bir varmış, bir yokmuş …
-
29.11.2017 Adaletin halleri hakkında küçücük bir not
-
25.11.2017 ‘Zeytin Hasat Şenliğimiz’ bugün başlıyor …
-
14.10.2017 Demokrasi tarihimiz ya da ‘Talihsiz Demokrasimiz’ için kritik öneme sahip bir soru: Kadir Topbaş neden istifa etti?
-
02.10.2017 ‘ÜNAL ABİ’ için …
-
30.08.2017 Çok mu zor?
-
11.08.2017 Kimi bağlar?
-
01.08.2017 ‘Yüksek Vicdan Sahibi’ Dr. Mete Ersoy’a Saygıyla …
-
26.07.2017 Ben bunu hep yapıyorum …
-
12.07.2017 Milas İlçe İnsan Hakları Kurulu’na ne oldu?
-
11.07.2017 “Neden Yürüdük?” ve “Maltepe/Adalet Çağrısı”
-
04.07.2017 unutMADIMAKlımda!
-
20.06.2017 ‘Sağlıklı bir Demokrasi’ için ya da ‘Sevgili Demokrasimizin Sağlığı’ için Yürümek iyidir!
-
05.06.2017 Ne yapacakmışız zeytinlikleri?
-
31.05.2017 “MAYBİR Milas Şubesi” için bir anımsatma yazısı!
-
30.05.2017 “Tutuklandık Ey Halkım! …”
-
29.05.2017 Yaşar Yılmaz’a saygıyla …
-
06.05.2017 Tarihi tarih yapan tüm devrimcilere saygıyla … Var mısınız, Yok musunuz!?
-
02.05.2017 Artık rahatlıkla, ‘yazısız köşeler’ de ‘GEÇERLİ’ sayılabilir!..
-
18.04.2017 Referandum sonrasına ilişkin birkaç söz …
-
15.04.2017 ‘16 Nisan Bayram Olsun’ diye …
-
27.03.2017 ‘Kıdemli’ hemşehrilerimiz için daha daha neler neler yapabiliriz?
-
25.03.2017 Dursun Girgin’in sesini ne zaman duyacağız?
-
23.03.2017 Bir ‘yer’ bulamayacak mıyız Milas Kan Merkezi için?
-
14.03.2017 ‘Milas Fuar ve Kongre Merkezi’
-
11.03.2017 Ayhan Çıkın’a “veda”!
-
01.03.2017 “Daha başka ne/neler yapabilirim?”
-
22.02.2017 ‘Ortak akıl’ derken?
-
14.02.2017 ‘HAYIR’ deme hakkı!
-
06.02.2017 “Kimse yok mu?!..”
-
30.01.2017 ‘Doğrudan Demokratik Parlamenter Rejim’ için bir fırsat!
-
04.01.2017 Su gibiydi sözleri …
-
30.12.2016 2016’yı uğurlama ve 2017’yi karşılama niyetine ... “Milas’a doğalgaz neden gelmedi?”
-
06.12.2016 Nasıl yorumlayıp nerelere çeksek bilemedik?
-
25.11.2016 Zeytine ve Zeytin Dostlarına saygıyla …
-
17.11.2016 ‘Demokratik-Özerk Üniversite’!..
-
31.10.2016 ‘Bilen’ bilmiyorsa?
-
10.10.2016 Hacıapti’de OHÂL?!..*
-
03.10.2016 Sorular ... Sorular ...
-
05.09.2016 ‘Arıza Kayıt Servisi’ de arızalıysa!?
-
24.08.2016 İnadına düğün, inadına barış!
-
20.08.2016 Ceylanpınar’ı aydınlatmak!
-
09.08.2016 ‘Muhalefet etmek’ üzerine birkaç söz ...
-
05.08.2016 Siz affediyor musunuz?
-
29.07.2016 ‘Yüzleşmek’ şart!
-
21.07.2016 ‘Ortaklaştırıcı’ siyasi hamleler şart!
-
13.07.2016 ‘Yelki’ diye bir yerde ...
-
24.06.2016 “Ben nereye park ettim”!?...
-
20.06.2016 Teşekkürler ...
-
13.06.2016 Yolumuz ve yumruğumuz ...
-
06.05.2016 Geçmiş zaman resimleri ...
-
04.05.2016 “Beçin Kalesi yanındaki arazi”ye mi?
-
28.04.2016 Yazılacak onca konu varken ...
-
23.04.2016 Devrimler bayramlarımdır benim!
-
20.04.2016 Babek Zencani’nin “komisyon verdiği kişiler”in kimler olduğuyla ilgilenen var mı?
-
07.04.2016 ‘Panama Belgeleri’ni merak ediyor musunuz? Yoksa, bu konuyla da ilgilenmiyor musunuz?
-
25.03.2016 Zarrab’ın yaptıkları sizi ilgilendiriyor mu?
-
18.03.2016 Becerebilirseniz, ‘istifa’yı düşünsenize bir de!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.