- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 06 December 2016, Tuesday 18:33
- 3825 kez okundu
soru/yorum - A. Kemal KAŞKAR
Sevgili ülkemde, ‘olmayacak işler’in yapılması, ‘edilmeyecek laflar’ın söylenmesi öylesine sıklaştı ki!
Özellikle böyle yapıyorlar diye düşünüyorum artık.
Ortalık karışsın, kimin neyi niçin söylediğinin hiçbir mana ve ehemmiyeti kalmasın ve üstelik yapılıp edilenler takip bile edilemesin diye ‘özellikle yapılıyor’ …
Yaygın bir ifadeyle:
Aklımızla dalga geçiliyor!
Dayanılır gibi değil.
Örneğin:
Bakın hele, Suriye’ye neden girmişiz meğersem?
“Biz sabır, sabır, sabır dedik; en sonunda dayanamadık ve Suriye’ye Özgür Suriye Ordusu ile beraber girmek zorunda kaldık. Mesele toprağın gerçek sahipleri topraklarına sahip olsunlar, bunu sağlamak için. Yani orada adaletin tesisi için varız. Devlet terörü estiren zalim Esed’in hükümdarlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil”miş.
Bu sözler, bildiğiniz ya da bilmiyorsanız bile kolayca tahmin edebileceğiniz gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait.
29 Kasım tarihinde, İstanbul’da yapılan ‘Parlamentolararası Kudüs Platformu Sempozyumu’nda söyleyiverdi bunları.
Peki sonra ne oldu?
Ülkemiz içinden ve daha çoğu ülkemiz dışından olmak üzere tepkiler gelmeye başladı.
Bir gün sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin telefonla görüştüler. (Görüştükleri konu malûm! Da, birbirlerine neler söylediler? Özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neler neler söylediği milli irademize açıklansa da, kendisinin ‘temsil kabiliyeti’ni bi’ güzel öğrensek diyorum.)
Aynı gün, Milli Güvenlik Kurulu’ndan ‘ilk düzeltme’ geldi:
MGK açıklamasında, “Fırat Kalkanı Harekatı’nın temel hedefi; sınır güvenliği, DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin bölgeden tamamen temizlenmesidir” denildi.
Böylece, “Yani orada adaletin tesisi için varız. Devlet terörü estiren zalim Esed’in hükümdarlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil” ifadeleri açığa düşürülmüş oldu.
Bundan çok daha önemlisi ise; Milli Güvenlik Kurulu’nun bu açıklamasının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o sözlerinin; ‘sevgili milli güvenliğimiz’i çok ciddi bir şekilde tehlikeye düşürme riski taşıyor/barındırıyor olduğuna işaret etmesiydi.
Bu, tartışmasız bir şekilde çok net.
Ve beklenen ‘ikincil düzeltme’ ise sözlerin sahibinden geldi:
“Türkiye bölgedeki operasyonlarıyla Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü ihlal etmek değil, tam tersine sınırlarını terör örgütlerinden temizlemek amacı güdüyor. Hemen yanı başımızda DEAŞ, PYD, YPG gibi terör örgütlerinin cirit attığı yerler oluşmasına asla izin veremeyiz. Irak ve Suriye devletleri kendi halklarını bir arada tutabilecek iradeyi gösterip terör örgütlerine karşı gereken mücadeleyi verebilseydi, bizim halen yürüttüğümüz operasyonlara ihtiyaç kalmazdı. Fırat Kalkanı operasyonunun hedefi de herhangi bir ülke veya kişi değil, sadece terör örgütleridir. Defalarca dile getirdiğimiz bu hususta kimsenin bir şüphesi olmasın, söylediklerimizi de kimse başka bir şekilde yorumlamasın, başka yere çekmesin.”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun iddiasına göre, bu açıklamayı -en kibar deyişle- Putin istemiş.
Bence de bu ihtimal, Rusya ile ilişkilerimizin düşürüldüğü düzeye yakışıyor ne yazık ki!..
Bitirmeden önce, bu ‘açıklama’nın son bölümü üzerinde a’cık daha durmak istiyorum:
“Defalarca dile getirdiğimiz bu hususta kimsenin bir şüphesi olmasın, söylediklerimizi de kimse başka bir şekilde yorumlamasın, başka yere çekmesin.”
Böylesi bir durumda bile, hiza/istikamet verme tınılı azarlar bir tonlama açıkça görülüyor.
Çok ilginç değil mi!
“Söylediklerimizi de kimse başka bir şekilde yorumlamasın, başka yere çekmesin.”
‘Miz’ gereksiz olmuş (doğrusu, doğruca: ‘Söylediklerim’ demekti) elbette ama, asıl mesele, yorumu gerektirmeyecek ve herhangi bir yere çekilmesine gerek duyulmayacak kadar açık-net ifadelere -sözde- açıklık getirilmeye çalışılırken tercih edilen ‘yüksek perde’!
Çok komik değil mi Allah aşkına!..
Doğrudan doğruya ‘sözlerimi geri çekiyorum ve ulusal ve uluslar arası düzeylerde verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür diliyorum’ ifadelerinden başka bir çıkış yolu görünmeyen bu tablodan “muzaffer bir eda” ile çıkma çabası da sevgili siyaset tarihimize böylece geçmiştir.
Neyse, zaten önemli olan, Putin amcanın ikna olup olmaması ve Rusya ile bozuk durumdaki domates ilişkilerimizin bir an önce düzeltilebilmesidir.
Yani, dış politika dediğin:
“Bugün böyle diyelim (ya da gidelim) de, yarına Allah kerim” gibilerden bi’şeydir.
Çok basittir yani (!)?..
-
31.05.2021 Yaklaşık çeyrek yüzyıl …
-
01.11.2019 Hepimiz!
-
19.10.2019 Muğla’nın çevre sorunları Milas’ın umurunda mı değil?
-
18.09.2019 ‘Kendi basınınız’ mı?
-
02.07.2019 Bir ‘yer’ bulamayacak mıyız Milas Kan Merkezi için?
-
18.04.2019 Bu, ‘ezberlerin bozulduğu’nun mu göstergesi acaba?
-
12.03.2019 ‘Son Şiir’ diye bir şey yoktur!
-
06.03.2019 Birikmiş sorularım …
-
12.02.2019 ‘Ağa Belediyeciliği’!
-
10.01.2019 ‘Çalışan Gazeteciler Haftası’ mı olsa!!? …
-
05.12.2018 Yaşarkenki gibi!
-
23.11.2018 “Aday olmak ya da olmamak!” Bütün mesele bu mudur?
-
07.11.2018 Kömürün gerçek bedeli ne kadar ağır?
-
24.10.2018 Endüstri Meslek ve Kız Meslek Liselerinin yeni binalarında her şey yolunda mı?
-
02.10.2018 'Hedef az sayfalı az okunan gazeteler midir?'
-
25.07.2018 Keşke ‘bayram’ edebilsek!
-
20.06.2018 Oldu mu ya Hulusi Bey? Olmadı, hem de hiç olmadı!
-
11.05.2018 ‘Büyük İnsanlık’ soru/yorum
-
01.05.2018 Tarihte “Üsküdar”ın rolü ve önemi!
-
07.02.2018 Başka bir Ortadoğu mümkün değil mi?
-
10.01.2018 ‘Hatıra Fotoğrafları’
-
30.12.2017 Bir varmış, bir yokmuş …
-
29.11.2017 Adaletin halleri hakkında küçücük bir not
-
25.11.2017 ‘Zeytin Hasat Şenliğimiz’ bugün başlıyor …
-
14.10.2017 Demokrasi tarihimiz ya da ‘Talihsiz Demokrasimiz’ için kritik öneme sahip bir soru: Kadir Topbaş neden istifa etti?
-
02.10.2017 ‘ÜNAL ABİ’ için …
-
30.08.2017 Çok mu zor?
-
11.08.2017 Kimi bağlar?
-
01.08.2017 ‘Yüksek Vicdan Sahibi’ Dr. Mete Ersoy’a Saygıyla …
-
26.07.2017 Ben bunu hep yapıyorum …
-
12.07.2017 Milas İlçe İnsan Hakları Kurulu’na ne oldu?
-
11.07.2017 “Neden Yürüdük?” ve “Maltepe/Adalet Çağrısı”
-
04.07.2017 unutMADIMAKlımda!
-
20.06.2017 ‘Sağlıklı bir Demokrasi’ için ya da ‘Sevgili Demokrasimizin Sağlığı’ için Yürümek iyidir!
-
05.06.2017 Ne yapacakmışız zeytinlikleri?
-
31.05.2017 “MAYBİR Milas Şubesi” için bir anımsatma yazısı!
-
30.05.2017 “Tutuklandık Ey Halkım! …”
-
29.05.2017 Yaşar Yılmaz’a saygıyla …
-
06.05.2017 Tarihi tarih yapan tüm devrimcilere saygıyla … Var mısınız, Yok musunuz!?
-
02.05.2017 Artık rahatlıkla, ‘yazısız köşeler’ de ‘GEÇERLİ’ sayılabilir!..
-
18.04.2017 Referandum sonrasına ilişkin birkaç söz …
-
15.04.2017 ‘16 Nisan Bayram Olsun’ diye …
-
27.03.2017 ‘Kıdemli’ hemşehrilerimiz için daha daha neler neler yapabiliriz?
-
25.03.2017 Dursun Girgin’in sesini ne zaman duyacağız?
-
23.03.2017 Bir ‘yer’ bulamayacak mıyız Milas Kan Merkezi için?
-
14.03.2017 ‘Milas Fuar ve Kongre Merkezi’
-
11.03.2017 Ayhan Çıkın’a “veda”!
-
01.03.2017 “Daha başka ne/neler yapabilirim?”
-
22.02.2017 ‘Ortak akıl’ derken?
-
14.02.2017 ‘HAYIR’ deme hakkı!
-
06.02.2017 “Kimse yok mu?!..”
-
30.01.2017 ‘Doğrudan Demokratik Parlamenter Rejim’ için bir fırsat!
-
04.01.2017 Su gibiydi sözleri …
-
30.12.2016 2016’yı uğurlama ve 2017’yi karşılama niyetine ... “Milas’a doğalgaz neden gelmedi?”
-
25.11.2016 Zeytine ve Zeytin Dostlarına saygıyla …
-
17.11.2016 ‘Demokratik-Özerk Üniversite’!..
-
31.10.2016 ‘Bilen’ bilmiyorsa?
-
10.10.2016 Hacıapti’de OHÂL?!..*
-
03.10.2016 Sorular ... Sorular ...
-
05.09.2016 ‘Arıza Kayıt Servisi’ de arızalıysa!?
-
24.08.2016 İnadına düğün, inadına barış!
-
20.08.2016 Ceylanpınar’ı aydınlatmak!
-
09.08.2016 ‘Muhalefet etmek’ üzerine birkaç söz ...
-
05.08.2016 Siz affediyor musunuz?
-
29.07.2016 ‘Yüzleşmek’ şart!
-
21.07.2016 ‘Ortaklaştırıcı’ siyasi hamleler şart!
-
13.07.2016 ‘Yelki’ diye bir yerde ...
-
24.06.2016 “Ben nereye park ettim”!?...
-
20.06.2016 Teşekkürler ...
-
13.06.2016 Yolumuz ve yumruğumuz ...
-
06.05.2016 Geçmiş zaman resimleri ...
-
04.05.2016 “Beçin Kalesi yanındaki arazi”ye mi?
-
28.04.2016 Yazılacak onca konu varken ...
-
23.04.2016 Devrimler bayramlarımdır benim!
-
20.04.2016 Babek Zencani’nin “komisyon verdiği kişiler”in kimler olduğuyla ilgilenen var mı?
-
07.04.2016 ‘Panama Belgeleri’ni merak ediyor musunuz? Yoksa, bu konuyla da ilgilenmiyor musunuz?
-
25.03.2016 Zarrab’ın yaptıkları sizi ilgilendiriyor mu?
-
18.03.2016 Becerebilirseniz, ‘istifa’yı düşünsenize bir de!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.