• 31 October 2016, Monday 18:37
A.KemalKaşkar

A.Kemal Kaşkar

‘Bilen’ bilmiyorsa?

soru/yorum - A. Kemal KAŞKAR

‘Bilmek’, toplumcek pek önem verdiğimiz bir vasıftır.

Dolayısıyla ‘bilen’e çok itibar ederiz.

Yalaka-yandaş türünün henüz bugünkü kadar yaygınlaşmadığı zamanlarda ‘Gazeteci’nin itibarı, en çok da bu nedenle yüksekti.

Tartışmasızdı: Gazeteci bilirdi!

Öyle ki, ‘bilmiyorum’ dese bile ‘inanılmaz’; “Hadi hadi, biliyorsundur söyle!” ısrarları, hatta bu yüzden darılmalar, gücenmeler olurdu: “Ayıp yahu, bildiği halde …”   

Bilir diye düşünüp şişirdiklerimizin aslında ‘bi b.. bilmedikleri’ni sonra sonra (ya da ‘sora sora’) fark edip ‘bilmezden gelme’yi de çok yaygın bir ‘statükocu tutum’umuz olarak şuracığa not etmeliyim.

Peki ama “Bilir Kişi” bilemezse, yine de ‘bilir kişi’ midir?

Bir “Bilir Kişi Heyeti”: ‘Bilemedim’ diye rapor yazarsa yine de “Bilir Kişi Heyeti” midir? 

Bu sorularımın nedeni şudur:

İstanbul Mecidiyeköy’deki ‘Torunlar Center’ inşaatında 10 işçinin öldüğü asansör faciası davasında bilirkişi, “asli kusur”un kimde olduğunu bilememiş.

25 sanığın, ‘’taksirle ölüme sebebiyet vermek’’ iddiasıyla 22,5’ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava dosyasına sunulan yeni “bilirkişi raporu”nda, “olayda asli kusur bulunduğu, ancak bu kusuru işleyen kişi veya kişilerin tespit edilemediği, 9 kişinin tali kusurlu, 16 kişinin de kusursuz sayılması gerektiği” belirtilmiş.

6 kişiden oluşan bilirkişi heyetinin hazırladığı 102 sayfalık “bilirkişi raporu” mahkemeye sunulmuş.

Bunun üzerine bazı sanık avukatları “kusur izafe etmeyen bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkilleri hakkında çıkarılan adli kontrol tedbiri kararlarının kaldırılması talebi”nde bulunmuşlar.

Ve mahkeme heyeti, taraf avukatlarına raporu inceleyip beyanda bulunmak üzere süre verilmesine karar verip sanık ve müdahil avukatlarının taleplerini reddederek, duruşmayı 27 Aralık 2016 tarihine ertelemiş.

Dava konusu ‘iş cinayeti’ni anımsayalım:

6 Eylül 2014 tarihinde, eski Ali Sami Yen Stadı arazisindeki inşaatta malzeme ve işçi taşıyan asansörün 32’nci kattan zemine çakılması sonucu 10 işçi yaşamını yitirmişti. Olayla ilgili olarak açılan davada, 25 sanık hakkında “taksirle ölüme sebebiyet vermek’’ iddiasıyla 2,5 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor ...

Buradan hareketle, sevgili ülkemin başına gelen felaketlerin çok büyük bölümünün nedenlerini; “… ‘ben bilirim’ diye ortalıkta dolananları başımıza getirip başımıza ördürttüğümüz çoraplar” diye özetleyebiliriz bence.

“Bilenler yapsa, yapanlar bilse” diye çok özlü bir deyimimiz vardır.

Bu yöndeki arayışımız ne yazık ki sürüyor ve biz çoklukla ‘yapsın’ diye bilmeyenleri görevlendiriyoruz başımıza.

Bir ara “bir bilen” diye sıfatlandırılan Süleyman Demirel’i anımsadım bu vesileyle …

Siyaset tarihimizin çok ağır sorunlarının böylesi ‘ambalajlar’la ortadan kaldırılabilmesi mümkün değil elbette. Yaşatıldığımız memleket tablosuna baktığımızda, ‘mümkün olamadığı’ da açıkça görülmektedir zaten.

En basitinden:

Hiç kandırılabilir mi bir ‘bilen’?

Sözün kısası ya da özü şu:

‘Kalifiye siyasetçi’ ihtiyacımız artarak sürüyor.

Sonuç:

‘Bilmezler’in klavuzluğunda vay burnumuzun başına daha daha geleceklere!


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık