• 20 April 2016, Wednesday 19:27
A.KemalKaşkar

A.Kemal Kaşkar

Babek Zencani’nin “komisyon verdiği kişiler”in kimler olduğuyla ilgilenen var mı?

soru/yorum - A. Kemal KAŞKAR

CHP İzmir Milletvekili ve Dilekçe Komisyonu üyesi Dr. Aytun Çıray, İran İslam Mahkemesi tarafından, “İran Petrol Bakanlığına ait 2.5 milyar doların üstüne yatmak ve dünyaya yolsuzluğu yaymak” suçundan idama mahkum edilen Babek Zencani’nin, geçtiğimiz günlerde basında yeralan ‘Türkiye’de komisyon adı altında rüşvet dağıttığı’ şeklindeki mahkeme ifadeleri üzerine 20 CHP’li milletvekilinin imzasını alarak bir Meclis Araştırması açılmasını istemiş.

Çıray, TBMM Başkanına, “Zencani’nin İran mahkemesinde verdiği ifadeleri derhal isteyin” çağrısında bulunmuş.

Bu kadar paranın ne İran, ne de uluslararası sistem tarafından yiyenlerin yanına bırakılmayacağını, ‘burunlarından fitil fitil getirileceğini’ belirten Çıray, Rıza Sarraf’ın ABD’ye sığınmasını da bu sürecin başlangıcı olarak değerlendirmiş.

Ayrıca bütün bu olup bitenleri “devletin rehin kalması” olarak niteleyen Çıray, Türkiye’nin partiler üstü bir milli güvenlik sorunuyla karşı karşıya olduğunun da altını çizerek:

“Hep aldatıldığı numarasına yatanların, aslında sürekli aldattığının anlaşılmasının eli kulağındadır.

‘O zat’ bu yüzden başta Başbakan olmak üzere tüm AKP grubunu başkanlık anayasası sürecinin hızlandırılması için sıkıştırıyor.

Artık zamanın tükendiğini hissediyor.

Ancak zamanın akışı bir kere hızlandı mı artık durdurulamaz..

Unutmayın.

Tilkinin ömrü aslan uyanana kadardır” demiş.

Doğru söylemiş.

...

Şu aralar sizin de içinizde –daha öncelerde de birkaç kez yaşadığımız gibi- “heyecan verici bilgiler edinme ihtimalimizin arttığı”na ilişkin bir hissiyat var mı?

Bilginin topluma ulaşmasını ne kadar engelleyebilir ya da ‘giderek ve kaçınılmaz olarak edinilen-sızan bilgiler’i “paralel devlet”le açıklama ya da “inkar etme” ya da “yok sayma” gibi gibi geleneksel ve bir o kadar da ‘beyhude’ yöntemlerle vaziyeti ne kadar idare edebilirsiniz ki?!?..

Bilgi edinmede gecikme, bilgiye “bomba etkisi” kazandırmaktan başka bir işe yaramıyor.

Tarih, bunun sayısız örnekleriyle doludur.

Küçücük bilgiler büyür büyür çığ olur önüne geleni yutuverir.

Tarih bu! Olmaz diye birşey olmaz tarihte ...

Yeter ki siz olup bitenle irtibatınızı kesmeyin.

Merakınızı ve heyecanınızı yitirmeyin.

Aksi durumda size, “adam olmaz” diye düşündürtülmeye çalışılan “millet marifetiyle” çok güzel çalımlar atmaya devam eder “yukardakiler”.

Bu tuzağa sakın düşmeyin.

...

Bir süredir, “ilgisizlikle mücadele” kampanyası başlattığımın farkındasınızdır.

Bu çerçevede sorduğum soruların yanıtları çok zor değil.

Örneğin “ilgileniyor musunuz” diye soruyorsam, bana kısaca ‘evet’ ya da ‘hayır’ demekle yetinebilirsiniz.

Lafı uzatmanın hiç gereği yok.

“Evet” diyorsanız, zaten mesele de yok.

Ama “hayır” dediyseniz eğer, yapacağınız şey bellidir: Derhal ilgisizlikten kurtulup geleceğinizle ilgili kararlara katılmalısınız.

Geleceğinizin sizi ilgilendirmediğini düşünmüyorsunuzdur umarım.

Gelecek önemlidir çünkü.

Çok önemlidir.

Üstelik çok çabuk gelivermektedir.

...

Son günlerde, özellikle ülkemizin dışından dışından esen ve sertleşeceği yönünde tahminlerde bulunulan rüzgarlarla adeta bir buğday tarlası gibi savrulup durmaktayız.

“Kazık gibi’ durmak üzerine ne denli methiyeler düzseniz, tavsiyelerde bulunsanız bile bunun mümkün olamayacağını bilmelisiniz.

Geleceğinizi sahiplenebilmelisiniz.

Yakın-uzak geçmişimizi doğru değerlendirebilmelisiniz.

Gözlerinizi dört açmalı, ‘umutsuzluk gibi bir sorununuz’ varsa aşmalısınız.

Yollara düşmelisiniz.

Yıllarcadır sevgili ülkemizde ‘Çanakkale Savaşı ile ‘Kurtuluş Savaşı bilinci’ ve başta ‘Devrimcilik ilkesi’ olmak üzere ‘Atatürk ilke ve Devrimleri’ ve ‘Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devleti olarak Cumhuriyetin tüketilemeyen, unutturulamayan kazanımları” ve “Köy Enstitüleri” ve “Halkevleri” ve “Eşitlik-Adalet-Özgürlük mücadelesi geleneklerimiz” ve “Katılımcı Demokratik Yerinden Yönetim kültürü” ve 18 Mart, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 9 Eylül, 24 Temmuz ve 29 Ekimlerle ilgili farkındalıklarımızla daha çok yol var önümüzde yürünecek.

O  yol yürünecek!

Yeter ki siz merak edin, dert edin!..

Geleceği hepbirlikte kuracağımıza olan inancınızı, özgüveninizi yitirmeyin.

Ve ‘hiç merak etmeyin’: Herşey daha güzel olacak!


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık