• 13 October 2022, Thursday 10:34
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK

Sorumluluk sahibi çocuklar yetiştirme. Bu hedef hemen herkesin dilindedir. Bu hedef uğruna yapılandırırız eğitimi. Çocuklar okulda sorumluluk kazanır, sorumluluk kazandırmak için verilir ödevler. Yapılan her iş çocuğun kazanacağı sorumluluk duygusunun üzerinden yürütülür. Sorumluluk duygusu kişilik gelişiminin bir parçasıdır ve büyük kısmı 6 yaşa kadar tamamlanır.

Çocuklar önce ailelerini taklit ederek büyürler. Bu taklit esnasında öğrenirler sorumluluk duygusunu, tıpkı başka duygular, davranışlar gibi.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır ya. Herkesin de çocuklarını yetiştirme şekli farklıdır. Her ailenin dinamikleri farklı, yaşam biçimi farklı, değerleri, düzenleri farklıdır. Çocuk yetiştiği aile ortamına göre şekil alır. Bazılarımız sakınır çocuğunu hiç bir şeye elini sürdürmez. Bazılarımız da bakmaya bile sakınır da kendiliğinden büyür çocuk.

Fazla sahiplenilen çocuklar ve sahipsiz çocuklar açısından hangisinin daha şanslı olduğunu değerlendirmek isterim. Hangisinde sorumluluk bilinci gelişecektir dersiniz?

Tecrübelerimle söyleyeyim sahipsiz çocuklar bazen daha şanslı olabiliyor kişilik gelişimi açısından. Buna nasıl bir açıklama getireceğimizi değil de her iki grubun da aslında aynı derece mahrumiyet yaşadığını söylemek isterim.

Sahipsiz çocuklar malum aileleri olsa bile yokmuş gibi yaşayan çocuklardır. Kendi başlarına öğrenirler çok şeyi. Ailelerin bilgisizliğinin yanında ilgisizliği de girince çocuk eğitimi rafa kalkar ve kendiliğinden büyüyüverir çocuk. Okula başlayınca ortaya çıkan sorunlarla belirginleşir ne kadar başıboş büyüdüğü. Bu çocuklara sorumluluk kazandırmak okulun işi gibi görünür ama okula başlama yaşına kadar oluşmuş kişilik gelişiminde sorumluluk sahibi olmaya yer verilmemiştir. Okulun tek başına yapacağı bir iş değildir. Zira bu tip aileler de okulun ve öğretmenin isteklerini çok takmazlar. Çocuğa yapılacak yatırımı lüzumsuz görürler. Bu çocuklar ödev yapmaz, ders için hazırlık yapmaz, gereksinim duyacağı eşyalar hep eksiktir sınıfta. Ders başarıları düşüktür. Ama çoğunun sosyal yönleri güçlüdür. Diğer çocuklar üzerinde etkileri vardır, baskın kişilikleri gelişmiştir. Bu çocukları nasıl değerlendirmek gerekir? Güçlü yönlerini ortaya çıkarıp değerli oldukları ve mutlaka daha iyisini başarabilecekleri algısını oluşturmak ya da herkesten beklenen ortalama davranışları bekleyerek çatışma içinde olmak. Bu seçim o çocuğun geleceğidir, toplumun da geleceğidir.

Fazla sahiplenilen çocuklara baktığımızda üzerine çok titrenen her isteği önceden düşünülen, çoğunlukla istek dile getirilmeden yerine getirilen çocuklar. Ben bunları sahipsiz çocuklardan daha vahim durumda görüyorum. Diğerlerine sorumluluk kazandırılır da bunlara daha zor. Çünkü bunların yerine işleri üstlenen birileri vardır. Ve bu kişiler genellikle mükemmeliyetçi ailelerdir. Her şey çok temiz olmalı, çok düzenli olmalı, çocuk herkesten önce en iyisini yapmalıdır. Çocuğun yerine düşünüp onun yerine yapmaktan vazgeçemezler. Niyet iyidir ama sonuç kötüdür.

Çocukların öğrenmelerine fırsat verin. Öğrenmek için deneyimlemeleri gerekir. Bırakın yanlış ve eksik yapsınlar. Yanlışlar olmadan doğruları bulamazlar. Çocuklarınıza gidecekleri yolda ışık tutun sadece, yolun sonuna kadar götürmeyin. Yolunu kendi bulsun. Daha somut söyleyeyim; okula götürün ama çantasını taşımayın. Ödevlerini kontrol edin ama siz yapmayın, yapana kadar da başında durmayın. Ertesi güne yapılacak bir hazırlığı var mı diye sorun ama onun yerine siz öğrenip hazırlamayın.

Çocuklarınızın okulda akademik başarısından önce arkadaşları ile ilişkilerini önemseyin. Başka insanlarla nasıl iletişim kurduğunu gözlemleyin. Sizin olmadığınız yerlerde sorunlarını dile getirebiliyor, sorunlarını çözebiliyor mu diye bakın.

Okula başlamış çocuğunuzun yemeğini yedirmeyin, üstünü giydirmeyin, yatağını toplamayın. Bunları ona yaptırın. Ve bu işleri yaparken onu övmek için abartılı cümleler kurmayın. Bunları yapmasının doğal bir süreç olduğunu kabullensin, olağanüstü işler yapıyormuş gibi davranmayın.

Öğütler vermeye devam etmeyeceğim. Sadece önerim çocuğunuzu sahipsiz bırakmak kadar fazla sahiplenmek de ona zarar verir. Gölgeniz olsun ama onları hep gölgenizde tutmayın. Çocuklarımızdan sorumluyuz da sorumluluklarından kendileri sorumlular.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık