• 06 February 2019, Wednesday 10:06
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

Eğitim ve Değerler

Geçenlerde bir ilimizde, İl MEM ile bir vakfın yaptığı protokol gündeme geldi. Vakfın ne olduğu, geçmişte hakkında çıkan iddialar, ne işle ilgilendiği gibi ayrıntılar önemli olsa da benim yazımın konusu bu değil. Okul ve eğitim söz konusu olduğunda kimlerle çalıştığınız elbette ki hayati önem taşımaktadır. Ancak olaya ben eğitimci olarak bakmak ve yapılan protokolle alınacak hizmeti değerlendirmek istiyorum.

Yapılan protokolle adı geçen vakıf o ildeki okullarda “Değerler Eğitimini” verecekmiş.

Şimdi eğitimin tanımından ve milli eğitimimizin genel amaçlarından yola çıkmak istiyorum. Eğitimi, "bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme süreci" olarak tanımlar S. Ertürk. Eğitimi davranış değiştirme süreci olarak yorumlayan bilim insanlarına göre de eğitim işinin sonunda insanlara yeni davranışlar kazandırılmalıdır. Eğitime farklı bakış açıları ile tanımlar yapılmaktadır. Ancak hepsinin ortak olduğu kısım bireyin istendik davranışları göstermesidir. Onları birbirinden ayıran yöntem ve teknikler, uygulamalar, değerlendirmeler vs. gibi eğitimin nasıl verileceği/alınacağı konularıdır. Bu yazıdaki değerlendirme de eğitim sonunda bireye kazandırılmak istenen davranışlardır. Çünkü değerler kendini davranışlarda gösterir.

Son yıllarda dikkat çeken en önemli konulardan biri de “değerler eğitimi”dir. Değer eğitimi dediğimiz zaman ne anlıyoruz? Değer nedir?

Değerler sayesinde toplumların kendilerini ve bireyleri, bireylerin de kendilerini kontrol etmesi sağlanır. Bireyler toplumdaki statülerini sahip oldukları değerler sayesinde kazanırlar. Bu değerler sayesinde toplumun diğer üyeleri ile iletişime geçer ve sosyal statüleri için bir yer edinirler. Bireylerin değer yargıları bir üst kimlik olan toplumsal kültüre yön verirken var olan toplumsal değerler de bireylere aktarılır. Bu şekilde bir döngü içerisinde sürekliliği sağlamak ve sağlam bir toplumsal kültür oluşturmak amaçlı değerler eğitiminin okullarda verilmesi bir gereklilik olmaktadır.

Değerler, kurallar ve ahlak kavramları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tartışılan bir kavramdır. Eğitimde değerler eğitiminin yeri ve bunun nasıl verilmesi gerektiği de bir başka tartışma konusudur. Eğitim yalnızca teknik bilgilerin, ezber kavramların öğretilmesi gereken bir alan mıdır? Yoksa toplumun ortak değerlerinin, ahlaki ve kültürel değerlerin de kazandırılması gereken bir alan mıdır? Bu sorunların tartışıldığı bir ortamda Türkiye’de 2011-2012 eğitim yılından itibaren “Değerler Eğitimi” proje olarak okullarda uygulanmaya başlamıştır. Bu yıl ise değerler eğitimi ile ilgili farklı vakıflardan yararlanılması gündeme gelmiştir.

Az önce de dediğim gibi değerler bireylerin toplumdaki yerlerini belirler. Saygınlığınız, sahip olduğunuz değerler ile oluşur. Bu nedenle eğitim dediğimiz süreç zaten çocukların kazanacakları değerler demektir. Ancak değerlerin kazandırılması ezber bilgi ile olmaz. Diğer ders disiplinlerinden ayrı da düşünülemez. Bu nedenle bir ders ya da kurs şeklinde değerler eğitimi verilemez. Verilirse ne olur? Hep verdiğim basit bir örnek var. Hayat Bilgisi dersinin önemli kazanımlarından biri “zamanını planlamak” ile ilgilidir. Bu konuda çocukların hepsi planlı yaşamak gerektiğini, ders çalışma ve oyun zamanlarını planlamanın önemini söyleyebilir. Ancak uygulamaya gelince yetişkin olduklarında bile planlama yapamadıklarını görürüz. Ya da daha basit bir konu, temizlik konusundan örnek vereyim. Yemekten önce ve sonra el yıkanacağını hepsi bilir. Beslenme saatinden önce yıkarsa sonrasında yıkamaz. Zaten yeterli zamanı yoktur. Oynamaya çıkacaktır. El yıkanmasa da olur. Yerlerin pis olduğunu bilir ama sürekli yerlerde yatarak oyun oynar. Yani ezbere verilen değerler eğitimi sonrası çocuk dürüst olmak gerektiğini söyler ama sınavlarda kopya çeker, saygı ve sevgiden bahseder ama arkadaşları ile alay eder, sorumluluklarını yerine getirmekten bahseder ama ödev ve sorumluluklarına hiç sahip çıkmaz. Özde değil sözde değerler eğitimi olur.

İşte ezber bilginin uygulamaya bir faydası yoktur. Bu nedenle ezberlenecek değerlerin bireye ve topluma bir faydası olamaz. Değerler örnek olunarak, yaşanarak, deneyimlenerek öğrenilir. Eğitim bir süreçtir ve bu süreçte edinilen tecrübeler, yapılan yanlışlar, sorunlara bulunan çözüm yolları ile deneyim kazanılır.

Kazandırılmak istenen değerler ise oluşturulmak istenen toplum ile yakından ilgilidir. Herkes kendince bazı değer listeleri yapsa da öncelikli olarak evrensel değerlerin daha sonra da insani değerlerin üzerinde durmak gerekir. Evrensel değerler insanı insan yapan değerleridir. Evrensel değerleri taşıyan bireylerin hem öz saygısı hem başkalarına saygısı gelişir. Bir toplumu oluşturan bireylerin ahlak anlayışı toplumun ahlakı demektir. Bu nedenle ilk edinilecek değerlerin arasında ahlak önemli bir yer tutar.

Şimdi çocuk bu değerleri nasıl öğrenir? Çevresinden görerek öğrenir. Öncelikle ailesinden öğrenir. İkincil öğrenme ortamı okul ve öğretmendir. Arkadaşların, kişinin değerlerinin oluşmasına etkisi yüksektir. Ama öğrenciler sevdikleri öğretmenlerini rol model alırlar. Öğretmenini taklit etmeyen ilkokul öğrencisi çok azdır. Hele ki dört yıl bir arada olduğu öğretmeninin kopyası olur çıkar çocukların çoğu. Böyle bir ortamda çocuklar sahip oldukları değerlerin büyük kısmını öğretmenlerinden alır.

Öğretmenin ayrıca bir ders vermesine gerek yoktur. Öğretmen sınıfa geç kaldığında çocuklardan özür diliyorsa onlara saygı duyduğunu ve bunun gereğini yerine getirdiğini anlatır. Çocuk bu davranıştan işine, kendine ve başkalarına (yaşı ne olursa olsun) nasıl saygı duyulacağını öğrenir.

Öğretmen çocukların karşısında yansız davranıyorsa çocuklar taraf tutmamayı, adaletli olmayı öğrenir.

Öğretmen neden ödevini yapmadın demek yerine ödevini yapmakta zorlandığı yerleri sorarsa çocuk yargılamamayı, çözüm üretmeyi öğrenir.

Öğretmen yarışmayı değil yardımlaşmayı gerektiren çalışmalar yaptırırsa çocuk paylaşmayı, dayanışmayı, farklılıklara saygı duymayı öğrenir.

Daha bir sürü örnek verebilirim. Ama bir soru ile tamamlamak istiyorum.

Şimdi okullarda zaten işi çocuklara rol model olmak olan öğretmenler varken değerler eğitimi için ayrı bir vakıfla anlaşmak öğretmene güvenmemek değilse nedir?

(03.02.2019)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık