- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 06 February 2019, Wednesday 10:06
- 2964 kez okundu
Geçenlerde bir ilimizde, İl MEM ile bir vakfın yaptığı protokol gündeme geldi. Vakfın ne olduğu, geçmişte hakkında çıkan iddialar, ne işle ilgilendiği gibi ayrıntılar önemli olsa da benim yazımın konusu bu değil. Okul ve eğitim söz konusu olduğunda kimlerle çalıştığınız elbette ki hayati önem taşımaktadır. Ancak olaya ben eğitimci olarak bakmak ve yapılan protokolle alınacak hizmeti değerlendirmek istiyorum.
Yapılan protokolle adı geçen vakıf o ildeki okullarda “Değerler Eğitimini” verecekmiş.
Şimdi eğitimin tanımından ve milli eğitimimizin genel amaçlarından yola çıkmak istiyorum. Eğitimi, "bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme süreci" olarak tanımlar S. Ertürk. Eğitimi davranış değiştirme süreci olarak yorumlayan bilim insanlarına göre de eğitim işinin sonunda insanlara yeni davranışlar kazandırılmalıdır. Eğitime farklı bakış açıları ile tanımlar yapılmaktadır. Ancak hepsinin ortak olduğu kısım bireyin istendik davranışları göstermesidir. Onları birbirinden ayıran yöntem ve teknikler, uygulamalar, değerlendirmeler vs. gibi eğitimin nasıl verileceği/alınacağı konularıdır. Bu yazıdaki değerlendirme de eğitim sonunda bireye kazandırılmak istenen davranışlardır. Çünkü değerler kendini davranışlarda gösterir.
Son yıllarda dikkat çeken en önemli konulardan biri de “değerler eğitimi”dir. Değer eğitimi dediğimiz zaman ne anlıyoruz? Değer nedir?
Değerler sayesinde toplumların kendilerini ve bireyleri, bireylerin de kendilerini kontrol etmesi sağlanır. Bireyler toplumdaki statülerini sahip oldukları değerler sayesinde kazanırlar. Bu değerler sayesinde toplumun diğer üyeleri ile iletişime geçer ve sosyal statüleri için bir yer edinirler. Bireylerin değer yargıları bir üst kimlik olan toplumsal kültüre yön verirken var olan toplumsal değerler de bireylere aktarılır. Bu şekilde bir döngü içerisinde sürekliliği sağlamak ve sağlam bir toplumsal kültür oluşturmak amaçlı değerler eğitiminin okullarda verilmesi bir gereklilik olmaktadır.
Değerler, kurallar ve ahlak kavramları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tartışılan bir kavramdır. Eğitimde değerler eğitiminin yeri ve bunun nasıl verilmesi gerektiği de bir başka tartışma konusudur. Eğitim yalnızca teknik bilgilerin, ezber kavramların öğretilmesi gereken bir alan mıdır? Yoksa toplumun ortak değerlerinin, ahlaki ve kültürel değerlerin de kazandırılması gereken bir alan mıdır? Bu sorunların tartışıldığı bir ortamda Türkiye’de 2011-2012 eğitim yılından itibaren “Değerler Eğitimi” proje olarak okullarda uygulanmaya başlamıştır. Bu yıl ise değerler eğitimi ile ilgili farklı vakıflardan yararlanılması gündeme gelmiştir.
Az önce de dediğim gibi değerler bireylerin toplumdaki yerlerini belirler. Saygınlığınız, sahip olduğunuz değerler ile oluşur. Bu nedenle eğitim dediğimiz süreç zaten çocukların kazanacakları değerler demektir. Ancak değerlerin kazandırılması ezber bilgi ile olmaz. Diğer ders disiplinlerinden ayrı da düşünülemez. Bu nedenle bir ders ya da kurs şeklinde değerler eğitimi verilemez. Verilirse ne olur? Hep verdiğim basit bir örnek var. Hayat Bilgisi dersinin önemli kazanımlarından biri “zamanını planlamak” ile ilgilidir. Bu konuda çocukların hepsi planlı yaşamak gerektiğini, ders çalışma ve oyun zamanlarını planlamanın önemini söyleyebilir. Ancak uygulamaya gelince yetişkin olduklarında bile planlama yapamadıklarını görürüz. Ya da daha basit bir konu, temizlik konusundan örnek vereyim. Yemekten önce ve sonra el yıkanacağını hepsi bilir. Beslenme saatinden önce yıkarsa sonrasında yıkamaz. Zaten yeterli zamanı yoktur. Oynamaya çıkacaktır. El yıkanmasa da olur. Yerlerin pis olduğunu bilir ama sürekli yerlerde yatarak oyun oynar. Yani ezbere verilen değerler eğitimi sonrası çocuk dürüst olmak gerektiğini söyler ama sınavlarda kopya çeker, saygı ve sevgiden bahseder ama arkadaşları ile alay eder, sorumluluklarını yerine getirmekten bahseder ama ödev ve sorumluluklarına hiç sahip çıkmaz. Özde değil sözde değerler eğitimi olur.
İşte ezber bilginin uygulamaya bir faydası yoktur. Bu nedenle ezberlenecek değerlerin bireye ve topluma bir faydası olamaz. Değerler örnek olunarak, yaşanarak, deneyimlenerek öğrenilir. Eğitim bir süreçtir ve bu süreçte edinilen tecrübeler, yapılan yanlışlar, sorunlara bulunan çözüm yolları ile deneyim kazanılır.
Kazandırılmak istenen değerler ise oluşturulmak istenen toplum ile yakından ilgilidir. Herkes kendince bazı değer listeleri yapsa da öncelikli olarak evrensel değerlerin daha sonra da insani değerlerin üzerinde durmak gerekir. Evrensel değerler insanı insan yapan değerleridir. Evrensel değerleri taşıyan bireylerin hem öz saygısı hem başkalarına saygısı gelişir. Bir toplumu oluşturan bireylerin ahlak anlayışı toplumun ahlakı demektir. Bu nedenle ilk edinilecek değerlerin arasında ahlak önemli bir yer tutar.
Şimdi çocuk bu değerleri nasıl öğrenir? Çevresinden görerek öğrenir. Öncelikle ailesinden öğrenir. İkincil öğrenme ortamı okul ve öğretmendir. Arkadaşların, kişinin değerlerinin oluşmasına etkisi yüksektir. Ama öğrenciler sevdikleri öğretmenlerini rol model alırlar. Öğretmenini taklit etmeyen ilkokul öğrencisi çok azdır. Hele ki dört yıl bir arada olduğu öğretmeninin kopyası olur çıkar çocukların çoğu. Böyle bir ortamda çocuklar sahip oldukları değerlerin büyük kısmını öğretmenlerinden alır.
Öğretmenin ayrıca bir ders vermesine gerek yoktur. Öğretmen sınıfa geç kaldığında çocuklardan özür diliyorsa onlara saygı duyduğunu ve bunun gereğini yerine getirdiğini anlatır. Çocuk bu davranıştan işine, kendine ve başkalarına (yaşı ne olursa olsun) nasıl saygı duyulacağını öğrenir.
Öğretmen çocukların karşısında yansız davranıyorsa çocuklar taraf tutmamayı, adaletli olmayı öğrenir.
Öğretmen neden ödevini yapmadın demek yerine ödevini yapmakta zorlandığı yerleri sorarsa çocuk yargılamamayı, çözüm üretmeyi öğrenir.
Öğretmen yarışmayı değil yardımlaşmayı gerektiren çalışmalar yaptırırsa çocuk paylaşmayı, dayanışmayı, farklılıklara saygı duymayı öğrenir.
Daha bir sürü örnek verebilirim. Ama bir soru ile tamamlamak istiyorum.
Şimdi okullarda zaten işi çocuklara rol model olmak olan öğretmenler varken değerler eğitimi için ayrı bir vakıfla anlaşmak öğretmene güvenmemek değilse nedir?
(03.02.2019)
-
29.10.2024 CUMHURİYET NEDİR?
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.