• 01 May 2018, Tuesday 18:57
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

‘Ensest’in resmî hali …

Şimdi nereden geldim bu konuya? Uzun süredir uğraştığım sorulardan biridir neden insanların taciz, tecavüz vakalarında sessiz kaldığı. Katıldığım bir cenaze töreninde konuştuğum, dinlediğim yaşlı insanlar ve onların anlattığı hikayeleri, bende yeni sorular oluştururken var olan bazılarını da yanıtladı.

Bizler, özellikle şehir yaşamına alışmış, kırsal yaşamdan ve feodal ortamlardan uzak kalmış kişiler, başka hayatların farkında değiliz. Ufak tefek farklılıklarla herkesin bizim gibi yaşadığını zannediyoruz. Hoş, bu kırsal kesimde yaşayan insanlar için de böyledir. Onlar da başkalarının kendileri gibi yaşadığını, düşündüğünü zannederler. Yani birbirimizden kopuk ve başka hayatların farkında olmadan yaşıyoruz aslında. Söze gelince birçoğumuz bu farklılıklardan bahsedebilir ama günlük yaşamın rutinine girince unutuyoruz bütün söylediklerimizi. Sonra da duyduğumuz haberlere “Aaa, öyle de olur mu, nasıl insan bunlar?” nidaları ile tepki veriyoruz.

Ne tür haberlerden bahsediyorum? Ensest ilişkiler, resmileştirilmiş haliyle aile içi evlilikler.

Nereden ve nasıl gelenekselleşmiş bilmiyorum. Bunun incelemesini de yapmak istemiyorum. Ama Anadolu’da yerleşmiş bu feodal yapının bozulamamış olması cumhuriyetin en büyük eksikliklerinden biridir. Sadece cumhuriyetin değil İslam’ın da en büyük eksikliklerinden biridir. Hem en yakın aile üyelerinin karşı cinslerini birbirine haram kılacaksın hem de din görevlisinin ya da resmi makamın onayıyla bu durumu meşru sayacaksın. Bunu anlamak kolay değil.

Belki de küçük yerleşim alanlarının dışına çıkılamayan bir yapı olduğu için insanlar böyle bir çözüm bulmuşlar. Yakın akraba evlilikleri. Daha sonra bazı topluluklarda kurallar katılaşmış ve topluluk dışı evliliklere izin çıkmaz olmuş. Bunda tabii ki ekonomik ve sosyolojik pek çok etken bulunmaktadır.

Konuştuğum yaşlı insanlar kuzenleriyle, kayınlarıyla, kayın çocuğu ile evlendirilmiş kişiler. Bir kısmı da hikayenin daha derin boyutunu söylüyor. Çocuğu olmadığı için ya da OĞLU olmadığı için bir eşya gibi baba evine geri gönderilmiş, daha sonra başka birilerine verilmiş (!). Farklı kombinasyonlarda özlük - üveylik seçenekleri mevcut. Bazıları şanslı; evlendirildiği amcaoğlu/kızı ile bir ömür iyi kötü yaşamış. Bu yaşananlar kadınlar açısından çok kötü bir senaryo ama inanın bunu yaşayan erkekler için de hiç iyi bir senaryo değil. Bir kadınla evlenmek kendisinin karar verme özgürlüğü olmadığı gibi o kadından ayrılmaya karar vermek de onun özgürlük alanında değil. Hiç kimse kendi seçtiği hayatı yaşama hakkına sahip değil.

Neyse, konuştuğum yaşlı kadınlar işin ilginç bir noktasını daha aslında tek cümleyle özetleyiverdi; “Keşke bigavuravarayık. Ama bigavuryoktu ki…” söylenen ortada. Kapalı bir toplum olmaktan dolayı başka seçenekleri de yok. Ne kadının ne erkeğin…

Bütün bu söylediklerim zannetmeyin ki çok eskiden oluyordu. Şu an bu hayatları yaşamak zorunda olan ve bizim bilmediğimiz nice yaşamlar var. Kimse kusura bakmasın ama biz bu ülke halkını kör bir kuyuda bıraktık. Onlara eğitim ile ışık tuttuğumuzu zannediyoruz ama sadece tünelin ulaşılmaz bir yerlerinden sızan bir ışığı gösteriyoruz. Kuyudan çıkmaları için onların elinden tutmamız gerek. Etraflarında ışığa ulaşabilecekleri başka yollar olduğunu görmelerini sağlamamız gerek. Meşru kıldığımız şeylerin aslında ne kadar gayri ahlaki olduğunu fark etmemiz gerek. 

Şimdi işin asıl boyutu, meşrulaştırılmış hatta resmileştirilmiş Ensest kısmında. Dinen ve ahlaken, ne derseniz deyin ailenizden birilerine yan gözle bakılması bile namus meselesi iken, üvey kardeşlerin evlendirilmesine kadar uzanan meşruiyet durumunu nasıl ortadan kaldıracağız?

Bir kişi kuzeni ile üvey babasının oğlu ile, üvey annesinin kızı ile, kocasının kardeşi ile, kocasının kardeşinin çocuğu ile, karşılıklı değiş tokuş ile evlendirilirken nasıl bir yasal sınırlılıkla karşılaşıyorlar? Bunlara engel olmaya çalışan var mı? Bu Ensest ilişkileri resmileştiren devlet, Ensest ile mücadele ettiğini iddia edebilir mi?

(26 Nisan 2018)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık