• 24 November 2024, Sunday 10:38
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

24 KASIM

Yine aylardan Kasım diyesim geliyor. Çünkü yazıp yazmamakta kararsız kaldığımdandır diyorum. Şimdiden söyleyeyim kimseye dokundurmak, kırmak, üzmek, yargılamak değildir niyetim. Sadece daha iyisi neden olmasın gözüyle eleştirmektir.

Kasım sonlarında eğitim camiasını bir sancı alır. Öğretmenler günü geliyor. Öğrenciler gizliden sürpriz ve hediyeler peşinde, veliler onlardan daha bir telaşla öğretmene ne alalım sorusuyla cebelleşiyor. Öğretmen nasıl yapsam da hediye kabul etmeyeceğimi söylesem, açıklama yapsam istemiş gibi mi olurum acaba diye kara kara düşünmekte. Yöneticiler ise çok önceden yapar hazırlığını; etik kuralları hatırlatan bir yazı gönderirler öğretmene. Kendilerine de etiği öğreten kişilere bunları hatırlatmaktan ar duyarlar mı bilmiyorum ama öğretmenin bu uygulamadan ar duyduğunu bilirim.

İşin başka bir boyutu da öğretmenin kendi gününü kendinin kutlamak zorunda olmasıdır. Öğrenciye sınıfta öğretmenin önemini anlatırken kendini övmüş gibi hissettiği duygu ile baş etmeye çalışırken bir yandan da okul programında ne yapacağını, hazırlayacağı panoyu düzenlemek zorundadır. Beni sevin, sayın, değer verin, ben kıymetliyim demek zorundadır. Oysa sevgi, saygı ve değer bilmek bu şekilde olmaz diye öğretmiyor mu öğrencilerine? Onlara mütevazi olmayı, kendini büyük görmemeyi anlatmıyor mu? Bu ne yaman çelişki demekten kendini alamıyor.

Nereden geldi bu gün? Dünyanın çeşitli yerlerinde farklı zamanlarda kutlanıyor bu gün. Hepsinde nasıl bir uygulama var bilmiyorum. Ancak ülkemizde olmasaydı daha iyi olurdu diyorum. Gün, Atatürk’ün başöğretmen olduğu gün. Bunun anılmasında bir sorun yok. Sorun bugün gelinen kutlama noktası. Ve tabi ki bir darbe yönetiminin Atatürk’e sığınma hamlesinden biri olarak ortaya koyduğu bir gün olması (Bu konuda bir ara tepki gösteren sendikalar vardı. Onlar da zamana ayak uydurdu). Öğretmenler gününün alış veriş çılgınlığı, gösteriş yapma yarışı, eğlence düzenleme bahanesi haline dönüşmesinedir itirazım.

“Cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir” “Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” diyen bir liderin öğretmene verdiği değeri anlamak şaşaalı öğretmenler günü kutlamayla olmuyor.

Kadrolu, ücretli, sözleşmeli, uzman vs. diye ayrıştırılıp bölünen öğretmen,

Memur maaşından aşağıda tutulan ve emekli olduğunda asgari ücret sınırına dayanan maaşıyla öğretmen,

Yılda bir gün hatırlanan ve sorunlarına çözüm bulunmayan öğretmen,

Maaşına üç kuruş zam için sınava, eğitime tabi tutulan öğretmen,

Tatilleri göze batan, çalışırken neler yaşadığı görülmeyen öğretmen,

Yol, yemek, lojman desteği olmadan çalışan öğretmen,

Uçsuz bucaksız yerlere giderken içinde benzersiz güç ve azimle giden, fedakar, cefakar öğretmen,

Yaptığı işe kutsal bir görev diye bakarak kendini düşünmeden yapan öğretmen,

Herkesin söz söylediği eğitimde sözü dinlenmeyen öğretmen,

Dahası var da dahasını da siz ekleyin.

Başöğretmenim görseydi bu günü biliyorum ki “siz beni hala anlamadınız ve anlayamayacaksınız çağlarca da” diyecekti.

 

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık