- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 08 August 2018, Wednesday 20:56
- 5313 kez okundu
Eğitimle ilgili ne sorunlarımız biter ne de sorularımız.Sorunlarımız bitse bile sorularımız bitmesin.
Daima yeni sorular sormak ve var olanı sorgulamak gerek.
Bu yazımda da, eğitimde ‘eşitlik mi adalet mi?’ sorusunu tartışmak istedim.
Eğitim ile ilgili her görüş beyan edenin söylediği şey, eğitimde fırsat eşitliği olması gerektiğidir. Buna katılıyorum. Nerede, hangi şartlarda yaşıyorsa yaşasın herkesin istediği eğitimi alma şansı olmalı. İşte, fırsat eşitliğinden anladığım budur.
Peki, uygulamada olan fırsat eşitliği bu mudur? Değildir tabii. Uygulamada olan bir şey yok.Söylemlerde ve yazılarda var ama uygulamada öyle bir eşitlik yok.Tam da bu nedenle eğitimde eşitlik değil adaletin daha önemli olduğunu söylüyorum.
Eşitlik ve adalet aynı şeymiş gibi düşünülür ama değildir.
Herkese eşit davranmak en büyük adaletsizliktir.Çocuklarımıza adil olmayan bir sistemde ve onlara adil davranmayarak adaleti nasıl öğretebiliriz?
Geçenlerde bazı ülkelerin eğitimde “adalet” kriterini tartışmaya başladığını okumuştum.
Çok mantıklı ve bizim de bir an önce bunu değerlendirmemiz gerekir.
Eğitim sistemini bir fabrika olarak gördüğümüz ortada.Üretim için hammadde olan farklı çocukları bu fabrikaya alıyor ve hepsinden aynı ölçülere sahip ürünler elde etmeye çalışıyoruz.Değiştirilemeyen, istenen ölçülere getirilemeyenleri de defolu olarak damgalayıp topluma bırakıyoruz.
Üstelik bu fabrikaya girmek zorunlu.“Ben çocuğumu bu fabrikaya vermek istemiyorum” diyen cezalı, çünkü adı üstünde “zorunlu eğitim”.
Çocuklarını sekiz yıllık zorunlu eğitime alırken ailelerine vadettiğimiz ise, onları en iyi şekilde yetiştireceğimizdir.Öyle ya, çocuklar zorunlu eğitime alınırken, “topluma yararlı insanlar olarak yetişecekler” diye alınır.Milli eğitimimizin hedef ve amaçlarına baktığımız zaman da bu konuda sorun yok sayılır. (Bu konuda eleştiriye girmeden geçmek istiyorum.) Aileler çocuklarını bize teslim ediyor ve sekiz yılın sonunda mükemmel çocukları olacağını düşünüyorlar.
Öyle mi oluyor?
Hayır, sekiz yılın sonunda kolu kanadı budanmış, kendini tanımayan bireyler yetiştiriyoruz.Ya da yarı yolda sistemden attıklarımız var.
Ne diyoruz ailelere?
“Kusura bakmayın çocuğunuz yeterince iyi değil, yeterince çalışmadı ve bizim istediğimiz kalıba giremedi ... Bundan bir şey olmaz ...”
Peki, sekiz artı dört yılını hangi hakla gasp ettik bu çocuğun?
Söyleyeyim, eşitlik ilkesi ile yönettiğimiz sistemin sayesinde gasp ettik.
Geleceğini şekillendirmek için çok şey öğreneceği en verimli yıllarını gasp ettik ve topluma salıverdik.
Eşitlik yerine adalet ilkesi ile yönetilen bir sistem olsa, bu çocuklar heba olmaz.On iki yılın sonunda, “kusura bakma senden bir şey olmaz” diye özür dilemeyiz.
On iki yılın sonunda yaptığımız sınavlarda sıfır çeken onca çocuk olmaz ...
Farklı kültürlerin, ekonomik yapıların, toplumsal gereksinimlerin olduğu bir ülkede her çocuk aynı şeyleri öğrenmek zorunda ise bu eşitlik yanlıştır.Bu söylediklerim olmasa bile her insan birbirinden farklıdır ve kendine en uygun eğitimi almak onun hakkıdır.Bu da adalettir.Her çocuğun kendi olma hakkı ön plana alınmalı ve birey olarak kendini yetiştirebileceği eğitim ortamları çocuklara sunulmalıdır.
Yani, eğitim sistemi, fabrika anlayışından kurtarılmalıdır.
Her çocuk bir çiçektir diyoruz.Değişik ve birbirinden farklı bir çiçek.Bu farklı çiçekleri alıp hepsini aynı ortamda yetiştirmeye çalışıyoruz.
Ve daha fazlası, hepsinden aynı ürünü elde etmeye çalışıyoruz.
Bırakalım da her çiçek kendi ortamında, kendi doğal gereksinimlerini karşılayarak büyüsün.
Bırakalım da artık eğitimde eşitlik değil ADALET ilkesi geçerli olsun.
Göreceksiniz her şey daha güzel olacak.
(05.08.2018)
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.