- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 10 February 2023, Friday 9:05
- 1042 kez okundu
Başarmak eyleminin kullanımı ile ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum. Özellikle çocuklar üzerinde hangi kullanımın nasıl etki yaptığını sorgulamak gerekir.
Çocuklar okula başladığı zaman ailelerin de en büyük endişesi olur “başarmak” fiili. Oysa her an yanı başındadır bu eylem. Ama gözümüze batmaz, kaygı da yaratmaz.
Okula başladığında, okuma yazmayı başaracak mı, sorusundan sonra sınıfın başarılı öğrencisi olacak mı, sorusu ile kaygılar oluşturur.
Çocukta oluşturduğu kaygı ise “başaramamak” korkusuna dönüşür ve çoğunlukla bu korku beraberinde; okula gitmek istememe, karın ağrısı, huzursuzluk, mutsuzluk gibi durumları getirir. İşin asıl nedenini anlamadan bu sorunları çözmek mümkün olmaz. Korkular ve kaygılar geçici çözümlerle bastırılmaya çalışılır ve çocuk genelde kaygısını devam ettirerek ve başarısız olarak okul yaşamına devam edebilir. Her zaman bu şekilde sonuçlanmaz tabi, şanslı olan çocuklar da vardır.
Eğitim, planlı programlı yapılan bir iş olduğuna göre çocuğun kaygılarını gidermek onun şansına mı kalmalıdır?
Çocuklar okula aynı düzeyde başlamazlar. Her birinin farklı özellikleri vardır. Ancak sınıf içinde bir bütündürler. Öğretmen onları tanımadan onlara bütün bir sınıf olarak bakar. Onları tanıdıkça bireysel farklılıklarını bilir ve onlara göre çalışmalar yapar. Bu süreçte kendilerini ön plana çıkarabilen, aktif, tabiri caizse “göze girebilen” çocuklar vardır.
Bu tür çocuklar hemen fark edilir. Sınıfın parlak öğrencileri olurlar. Buraya kadar bir sorun görünmüyor.
Biliyoruz ki bütün sistemimiz yarışmacı anlayış üzerine kuruludur. İlk andan yarıştırmaya başlarız; “okumayı ilk öğrenen” “yazısını ilk bitiren” “sınıfa ilk gelen” “sırayı ilk kapan” “aferin alan” “haftanın yıldızı” “günün en sessiz öğrencisi” “örnek öğrenci” ve dahası.
Bu yarışta kazanan ile kaybeden aslında kimdir?
En başarılı olarak bir grup öğrenciyi belirledik ve sınıfa örnek gösterdik diyelim. Bu gurup değişmez. En sondaki öğrenci asla o gruba girebileceğini düşünmez. Diğer öğrencileri motive etmek için tamamen iyi niyetle yapılan iş diğer öğrencilerin kendilerini hep “başarısız” olarak nitelemelerine neden olabilir. Kaş yapayım derken göz çıkarmak buna denir sanırım. Kendinin hiç en iyiler listesine giremeyeceğini düşünen çocuk “öğrenilmiş çaresizlik” içinde kaybolur.
Oysa örnek öğrencileri gösterip diğerlerinin de onun gibi başarılı olmasını hedefliyorduk değil mi? Zaten okula kaygılarla gelmiş olan çocuk için bu tür örnekler ona itici güç olmaz, önünde aşılması zor bir engel olur.
Peki, hep en iyi listesine giren çocuk kazançlı mıdır? Değildir. Gereksiz bir “Başarılıyım” öz güveni gelişir. Her şeyi bildiğini düşünür. Üzerine giydirilen gömleğin hakkını vermeye çalışır ve hata yapmaktan korkar. Arkadaşları arasında çok sevilir mi? Genelde diğerlerinin antipatisini kazanır.
Ne yapacağız?
Yarışmacılıktan vazgeçip işbirlikçiliği benimseyeceğiz. Yaftalamayı bırakıp sübjektif değerlendirmeler yapacağız. Her çocuğun farklı olduğunu bir an bile unutmadan her birine “başardım” dedirteceğiz. Başaramadıkları değil başarabildiklerini görmeye çalışacağız.
“Ben başarılıyım” genellemesi yerine, bu işi “başardım” özeline inmeliyiz. Birincisinde harcadığı emeği, çabayı önemsemeyen ve zaten bu kaçınılmaz anlayışı vardır. İkincisinde ise emek ön plandadır ve her seferinde başarmak için mücadele etmesi gerekir. Mutlak başarı diye bir kavram yoktur. Mutlak başarı anlayışının devamında “zeki ama çalışmıyor” yaftalaması gelir.
“Başarmak” bir eylemdir. Eylemin kişiliğe dönüşmesine gerek yoktur.
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.