- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 10 August 2021, Tuesday 10:44
- 2116 kez okundu
“Çok heyecanlıyım” diye göreve başlayan bir bakanın istifa ederek görevden ayrılması sonrasında herkesin kafasında “Neden?” sorusu belirdi.
Nedenleri tartışmadan önce durumun bana hatırlattığı benzerliklerden örnek vermek isterim. Her öğretim yılı başında “çok heyecanlıyım” diye başlayan öğretmenlerin birkaç ay sonra “bir an önce emekli olsam ya da başka yerlere tayin istesem” düşüncelerine dönüşümü geldi aklıma. Onları yıldıran, heyecanlarını söndüren amirleri konumundaki liyakatsiz kişiler olmaktadır çoğunlukla. Ancak bir bakanın böyle bir acizlik içinde olmasını düşünmek bile “kim, kimler, neden, nasıl” sorularını getiriyor akla.
Ziya Selçuk göreve geldiğinde yeni bir öğretmen gibi heyecanlıydı. Çünkü eğitim üzerine bir bakışı vardı. İdealleri, yapmak istedikleri vardı. Hiç değilse güler yüzü vardı. Bizim insanımız önemser güler yüzü. Toplumda farklı siyasi görüşlerden destek almıştı çünkü onun siyasi görüşü değil eğitime bakışı umut olmuştu. Ancak siyasete kurban gitti.
N’oldu Ziya öğretmene? İstediklerini yapabildi mi? Derdini anlatabildi mi? Eğitim alanında dişe dokunur bir iyileştirme gerçekleştirebildi mi?
Eğitim, olmaması gerektiği kadar siyasi yapıya teslim edilmiş durumda. Böyle bir yapıda kim olsa istediklerini yapamaz. Yıllardır söyleriz; eğitim siyasetten bağımsız olmalı. Ülke çıkarları için laik, bilimsel, herkes için adil bir eğitim sistemi şarttır. Adında “Milli” ifadesi bulunan eğitim, Tevhid_i Tedrisat Kanununa uygun şekilde hiçbir kuruma emanet edilmeyecek kadar değerlidir.
Pek çok eleştiri yazısı yazdığım Ziya Selçuk’tan bize kalan; öğretmenlik bakış açısıdır. Çocuğa çocuk gözüyle bakan, her yönüyle gelişimini destekleyen, anlatmaya değil anlamaya çalışan bir bakış açısı. Ancak bu bakış açısını bir bakan olarak sisteme yerleştirememiş, köklü değişiklikleri hayata geçirememiştir. Yaptıkları bazı öğretmenlere rol model olabilir ancak. Bu da Ziya öğretmen olarak ortaya koyduğudur bir bakan olarak değil. Bizim insanımız amirin izinden gitmeyi sever. Ziya öğretmenin yerine gelen amir başka türlüsünü yapsın bu sefer de onun yaptıklarının peşinden giderler. Yani kalıcı bir davranış oluşturamamıştır.
Gelelim Bakan Ziya Selçuk’a; karnesi bayağı kötüdür. Başaramadığı çok ders vardır. Öğretmene vaat ettiği 3600, atanamamış öğretmenler, sözleşmeli öğretmenler, eğitime erişememiş milyonlarca çocuk, okulları yüz yüze eğitime açamamak, cemaat-tarikat yuvalarına teslim edilmiş çocuklar, sınav merkezli eğitimden ayrılamamak, liyakat esasına dayanmayan atama ve görevlendirmeler…
Ziya öğretmenin heyecanı bakan olduktan sonra söndü. Çünkü kısa bir süre sonra gerçekte hiçbir isteğini hayata geçiremeyeceğini anladı. Ancak belli etmeden yapmak için uğraştı. Söylemek istediğim onun yerinde kim olsa aynı başarısızlığı gösterecekti. Aynı bizim çocuklarımızın başına gelen geldi onun da başına. Farklı bir çocuk okula başladığında sistemin kendinden beklentilerini yerine getirmediğinde başarısız olarak kabul ediliyor ya tam da öyle oldu. Yaşanacakları öngöremediği ve görevi kabul ettiği için neden istifa etmiş diye sormaya gerek yok.
Siyasetin içinde erimiş olan milli eğitimin içinde farklılık oluşturmaya çalışan orada eridi gitti. Milli eğitimin çarkları arasında çomak sokması gereken yerler oldu. İşleyişe müdahale etmesi gereken yerler. Oralarda hiç sesini duymadık. Çomağını salladığını görmedik.
Aynı partinin iktidarında değişen bu kaçıncı bakan? Ne fark eder maksat insanları sil baştan oyunlarla oyalamak değil mi? Kimin gelip kimin gittiği çok da önemli değil.
Eğitim, iktidardan bağımsız olmadıkça da kimin geldiği önemli olmayacak. Hele ki tek adam iktidarı varsa, siyasi çürümüşlük almış başını gitmişse.
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.