- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 10 January 2025, Friday 15:20
- 161 kez okundu
Modern toplumlarda yerleşik bir sistem bulunur ve herkes sisteme güvenir. Bunun sonucunda ne olur? Güvenmek neleri çözer?
Güven insanlığın sahip olması gereken en önemli değerlerdendir. İnsanların birbirine güveni kişilik özelliklerine ve kişisel bağlara ait gibi görünse de aslında bir sistem sorunudur. Gelişmiş toplumlarda yerleşik sistemde kişiler önemli değildir. Kişi kim olursa olsun işini iyi yapmak zorundadır. İşini iyi yapmayan sistemin dışında kalmaya mahkûmdur. Az gelişmiş toplumlarda duygusal yaklaşımlar ön planda yer aldığı için işini liyakatle yapmayan kişiler de sevilsin ya da sevilmesin bir şekilde kayırılırlar. Bu kayırılma siyasi ilişkiler, ahbaplık ilişkileri, araya adam sokma, tanıdık hatırı gibi nedenlerle olabileceği gibi karşılıklı kişisel çıkarların korunması için de olabilir. Bunun ötesinde “kimsenin ekmeği ile oynamamak” gibi duygusal bir yaklaşım nedeniyle de olabilir. Aslında bir kişinin ekmeği ile oynanmaması görüşü “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” görüşü ile aynı sonucu doğurur. İşinin ehli olmayan, verdiği kararlar ve uygulamalarla herkese bir şekilde zararı dokunan kişilere göz yumulması sonucunda kangrenleşen bürokrasi ve işlemez sistemler ortaya çıkarır. Sonra herkes var olan durumdan şikâyet eder ama elle tutulur bir müdahalede bulunmadığı gibi kimse de gerçek görüşünü açıklamaya cesaret edemez. Boyun eğen, var olana razı, idare ederek geçiştiren, boş vermiş ve çürümüşlüğe alışmış insanlar topluluğu ortaya çıkar.
Her türlü değeri okulda öğretmeye çalışırız. Hatta bir sürü proje üretir, müfredatlar değiştirir, etkinlikler yaparız değerlerimizi öğretmek için. Bunca çabaya rağmen neden bu değerleri kazandıramayız?
Sanırım ince bir ayrıntıda gizli bu sorunun yanıtı. Çocuklar taklit ederek öğrenir, telkinle değil. İşte bu nedenle okullarda onlara öğretmeye çalışarak değil örnek olarak değer kazandırabiliriz. Ancak eğitim sistemimize yerleşmiş olan “-mış gibi yapma” davranışı sökülüp atılmadıkça bunu başaramayız.
Çocukları ve kendimizi kandırmaktan vaz geçip gerçek dünyaya dönmemiz gerekir. Gerçek dünya güven üzerine kuruludur. Beraber çalıştığımız insanlarla iyi anlaşmak zorunda değiliz ama onlara güvenmek zorundayız. Herkesin işini en iyi şekilde yaptığına güvenmek zorundayız. Ancak bu güven körü körüne bir biata dönüşmemelidir. Denetim mekanizmaları iyi çalışmalı ve hangi kademede olursa olsun şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkesi kesin kural olmalıdır.
Çocuklara güvenmek zorundayız. Güvenmediğimiz ve sürekli yanlış yapacağı şüphesi ile yaklaştığımız çocuğun güvenilir olmasını bekleyemeyiz. Ödevini kendi mi yaptı, sınavda kopya mı çekti gibi sorularımız olmamalı. Gözümüz kapalı, çocuğun başında beklemeden sınav yapabiliyor muyuz çocukları?
Peki ya öğretmene güveniyor muyuz? Bu soruyu biraz genişletmek istiyorum; çalışanlarımıza güveniyor muyuz?
Neden böyle bir soru sorduğumu da açıklayayım. Teknoloji gelişti mertlik bozuldu diyerek devam edeceğim. Okullarda sürekli projeler uygulanıyor. Artık o kadar fazla ki öğretmenin sıradan bir müfredatı zamanında işlemesine engel olacak düzeyde proje etkinlikleri isteniyor öğretmenden. Teknoloji de bunun yalancı şahidi. Eğitim programlı/planlı bir iştir. Öğretmen sene başında planını yapmıştır ama günlük olarak emirler yağar telefonuna. Her gün yeni bir çalışma yapması istenir. Üstelik de öğretmene güvenilmez. Her çalışma fotoğraflanacak, videoya çekilecek idareye gönderilecek. İdare de bir üst makama gönderecek, okulun/ilçenin/ilin sosyal medya platformlarında “biz bunları yaptık” reklamları paylaşılacak. Öyle ki öğretmen her yaptığını fotoğraflarla ispat etmek durumundadır. Neden? Çocuklar neden böyle reklamların objesi olur? Öğretmen neden bunların aracısı olur? Yaptığımız işin reklamı olmalı mıdır? Öğretmenin işi her yaptığını fotoğraflamak mıdır? Fotoğraf gerçekleri çok iyi çarpıtan bir teknolojidir. Eğitim, teknoloji ile reklamı yapılan etkinliklere indirilmeyecek kadar değerlidir.
Ben burada eğitim açısından durumu anlatmaya çalıştım ancak bu güvensizlik birçok iş kolunda yaygınlaşmıştır. Herkes çalışanlarını fotoğraf ve videolarla kontrol etmeye çalışmaktadır. Bu konuda yaşanmış örnekler vardır. Güven olmazsa, liyakat ve hakkaniyete dayalı sistemler oluşturulmazsa fotoğraf sahtekârlığı ortaya çıkar. Teknoloji delil olmaktan çıkıp en iyi sahtecilik aracı olur.
-
24.11.2024 24 KASIM
-
29.10.2024 CUMHURİYET NEDİR?
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.