• 06 December 2022, Tuesday 11:46
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

YENİ ÇAĞIN OKULU

Hangi çağı yaşıyoruz? Bundan sonraki çağın adı ne olacak?

Bu soruların cevabı bizim eğitim sistemimizi şekillendirecek ana omurgadır. Çünkü eğitim geleceğin nesillerini yetiştirmektir. Geleceğin nesilleri geçmiş zamanın yöntemleri ile yetişmez. Geleceğin nasıl olacağını öngörerek olur.

Yaşadığımız bir salgın süreci bize yeni denemeler fırsatı verdi. Ve bu denemelerde gördük ki öğrenme artık okullarda olmadan gerçekleşebiliyor. Hatta okullarda öğrenme olmuyor. Uzun süredir bunun farkında olan bir kitle var zaten. Bu kitle okullara zorunlu olduğu için gidiyor ama öğrenme için başka yolları deniyor.

Okulların fiziki yapıları özellikle yeni çağın gereklerine uygun değil. Fiziki ortam öğrenmeyi etkiler mi? Hem de çok etkiler. Okullar bina olarak, sınıf olarak geçmişte kalan bir sistemin temsilcileri. Büyük ve kalabalık okullar gereksiz. Az öğrencili, küçük ama işlerliği fazla yapılara gereksinim var. Günümüzün en önemli sorunu iklim değişikliği ise öncelikle ekolojik okullar oluşturmak gerekli. Bu okullarda da ekolojik sistemin sürdürülebilirliği desteklenmeli.

Gelecek çağda insan yaşamını kontrol edecek en önemli araç olarak yapay zeka görülüyorsa okullarda hem kullanımı yaygınlaşmalı hem çocukların bu konuda çalışması sağlanmalı.

Bilgiye her an ulaşma şansımız varsa ve bilgi her an yenileniyor değişiyorsa bilgiyi ezberletmekten vazgeçmeli. Bilgiyi nasıl işler hale getireceğini öğrenen, üreten çocuklar yetiştiren okullar oluşturmalıyız.

Okul var olan rutin düzeni korumak gibi muhafazakar bir yapıdan kurtulmadan değişim ve dönüşümden bahsedilemez. Okul dinamik olmalı. Çocukların heyecanla gittiği yerler haline gelmedikçe, çocukların ve gençlerin yaş özelliklerine uygun, onların enerjilerini harcayabileceği alanlar yaratmadıkça okullar işlevini sürdüremez. Bir nevi beyin ölümü.

Şu an okulların beyin ölümü gerçekleşmiştir diyebiliriz. Çocuğun hayata gözlerini açtığı andan itibaren eğitimini sağlayacak bir sistem gereklidir. En alt düzeyden en üst eğitim kademesine kadar yeni çağın okullarını canlandırmak gerekir. Öyleyse beyin ölümü gerçekleşmiş okulların halen canlı ve işe yarar organlarını yeni çağın okullarına naklederek onu sonsuz uykusuna uğurlamak gerekir.

Yıllarca eğitimin bel kemiği olan sınav sistemi çökmüştür. Üniversiteler iş kapısı olarak görülmüş, üniversiteye giriş sınavlarında yığılmalar oluşmuştur. Giriş için baraj sisteminin kaldırılmasıyla (-) eksi net yapanın girdiği bölümler ortaya çıkmıştır. Bu organ artık ölmüştür. Yeni okul için işe yarar bir organ değildir, nakledilmemelidir.

Yine yarışmacı sınavlarla girilen liseler iflas etmiştir. Öğrenciler büyük çabalarla girdikleri okulları terk ederek açık liselere yönelmiştir. Sistem kendini bypass etti. Zorluklarla girilen üniversitelerden yetiştirilen öğretmen adayları öğretmen olamazken herkes öğretmen olmuştur. Sonra yıllarca öğretmenlik yaparak alanında uzmanlaşan öğretmenler uyduruk bir sınavla uzman sayılmaya çalışılmıştır. Bu organ kangren olmuştur. Bir meslek uzmanı yetiştiren üniversiteler, yetiştirdikleri öğretmenlerin uzmanlıklarının bir sınavla ölçülmesine ses çıkarmayarak kendi kendilerini feshetmişlerdir.

Okul öncesi eğitimi bütün kademelerden daha önemli olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın elinden çıkmış, özel ya da resmi başka kurumların etkisine girmiştir. Yani artık komutları yerine getirecek sinirler tahrip olmuştur.

Birçok organı devre dışı kalmış eğitim sistemi ve beyin ölümü gerçekleşmiş okullar vardır elimizde. Bir an önce sağlam organların kurtarılması ve yeni çağın okullarının canlandırılması gerekir. Yoksa bu ölü vücut çürümeye, etrafını da çürütmeye devam edecektir.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık