• 22 December 2023, Friday 21:54
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

SUÇLU KİM?

Okullarda telefonların yasaklanması ile başlayan bir tartışma var. Herkesin fikir beyan ettiği bir konu; çocuklarda görülen farklı davranışların sebebinin telefon olarak görülmesidir. Konu ile ilgili uzmanların görüşleri her zaman değerlidir ve dikkate alınmalıdır. Ancak konu ile ilgili herkesin kendi yorumunu yapması da ortalıkta bir bilgi kirliliği oluşturabilmektedir. Ben de konu ile ilgili bazı yorumlar yaparak biraz kirliliğe sebep olacak, biraz da sislerin dağılmasına önayak olacağım.

Çocukların ekran bağımlılığı nedeniyle dikkat sürelerinin kısaldığını birçok uzman belirtmektedir. Ayrıca öğretmenler olarak da bunun canlı şahitleriyiz. Çocukların uzun dikkat gerektiren işlerden kaçınması, çabuk sıkılması, hızlı bir tüketim içinde olmaları artık çok sık şahit olduğumuz şeyler. Ben buna “fast-food” yaşama diyorum. Hızlı ye, hızlı doy, hızlı acık.

Çocuklar, bebeklik döneminden itibaren uzun süreli ekrana bağımlı kalıyorlar. Sanal dünya çok zengin ve çok fazla seçenek sunuyor. Erişim kolay olduğu için de çok tercih ediliyor. Aileler ise teknolojiyi çocuklar için bedava bir bakıcı olarak görüyor ve sınırsızca kullanmaktan korkmuyorlar.

Küçücük çocukların eline verilen bu araçlarla çocuklarının çocukluklarını çaldıklarını bilseler, hatta bu durumun bir istismar olduğunun farkına varsalar bunu yapmaya devam ederler miydi?

Bir hastane koridorunda sıra bekleyen ebeveynin yanında çocuk, eline verilen bir telefonla susturuluyor(!). Etrafı rahatsız etmesin yeter.

Misafir geldiğinde çocuk, eline verilen telefonla susturuluyor(!). Kimseyi rahatsız etmesin yeter.

Kafede oturan ebeveynler rahatça kahvesini içecek. O sırada çocuk eline verilen telefonla susturuluyor(!).Kimseyi rahatsız etmesin yeter.

Bu örnekler o kadar çok ki, artık herhangi bir yerde elinde telefonla oynamayan, etrafta insanlarla konuşan, onları seyreden bir çocuk gördüğümüzde şaşırır olacağız.

Çocuklar taklit ederek öğrenir, büyür. Bu teknolojik aletler yaşamımıza girmeden önce çocuklar nasıl zaman geçiriyordu? Büyükler sohbet ederken onları rahatsız mı ediyordu, yoksa nasıl sohbet ettiklerini görerek bunu öğreniyor muydu?

Misafir geldiğinde çocuk susturuluyor muydu yoksa kah şımararak, kah onlarla sohbet ederek, kah onları dinleyerek insan ilişkilerini mi öğreniyordu?

Çocuklarımızı evdeki yaşama ortak etmek, onlara yapabilecekleri sorumluluklar vermek, günlük yaşamın rutinlerinde gözlem yapma şansı vermek yerine sanal ortamlarda hapsolmalarını sağladık. Çocuklarımızın etrafı ve bizi rahatsız etmemesi için onları sanal hapishanelere hapsettik. Fiziken yanımızdalar, kimseyi de rahatsız etmiyorlar, öyleyse güvendeler dedik. Onları çok büyük bir tehlikenin içine attığımızı hiç fark etmedik.

Sonra, başladık çocuklarımıza terapi yapacak kişileri aramaya. İnsan içine çıkmayan, iletişim kuramayan, kendi dünyasında yaşayan, sorumsuz çocuklarımızı nasıl normale döndüreceğimizi düşünüp duruyoruz ama o tren kaçtı bilesiniz. Her şeyin zamanı vardır ve bazı şeylerin telafisi yoktur.

Çocuk yetiştirmek önemli bir iştir. Aile için de toplum için de çok önemlidir. Ancak en önemsiz iş gibi görülür. Kimse anne baba olmadan, bu işin nasıl yapılacağını öğrenmemiştir. Hatta anne baba olduktan sonra bile el yordamı ile öğrenir, bir yol göstericisi yoktur. Bu kadar önemli bir konuda ailelere yol gösterici birilerinin mutlaka olması gerekir. Geleceğini düşünen toplumlar bu konuda ciddi kararlar alır ve uygular. Toplumun en değerli üyeleri çocuklardır.

Şimdi desem ki atın çöpe telefonları, tabletleri. Onlarsız yaşamayı kimse düşünmez. Ama bir sorundan bahsederken hemen bu aletleri suçlamayı da ihmal etmez. Suçlu olan o teknolojik aletler mi, onları gereği gibi kullanmasını bilmeyen insan mı?

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık