- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 24 November 2020, Tuesday 9:21
- 6726 kez okundu
Günümüzdeki okul sistemlerinin ortaya çıktığı döneme bakalım. 1900 lü yılların başında, o dönemde gerek duyulan insan modelinin oluşturulması için en uygun şekilde planlanmış.
Tam bir makineleşme için işini seri halde yapan, zamanı verimli kullanan, itaat eden yani sanayi toplumu için gerekli olan insan modeli. Düşünmesine gerek duyulmayan, yapacağı iş için yaratıcılık, öngörü, farklı bakış açısı gibi becerilere gerek duymayan insan. O dönem için oluşturulan okul modeli yine kendi zamanı için üzerine düşeni yaptı. Ve onun bayrağı devretme zamanı geldi hem de bütün dünya için.
Bu söylediklerim uzun süredir dile getiriliyor. Ancak çok az kişi ve kuruluş değişim/dönüşüm için adımlar atıyor. Daha önce de birçok kez söylemiştim yine söylüyorum; bu konuda adım atacak ülkeler geleceğin liderleri olacaklar.
Şimdi bir dönüşüm zamanı ise kim gerçekleştirecek bu dönüşümü?
Buna cevabım herkesin kendi dönüşümünü sağlamasıdır. Çünkü en kolay kendimizi değiştirebiliriz. Kendi eksikliklerimizi görüp bunları giderme şansımız var.
En önce değiştirmemiz gereken, eğitim anlayışımızdır.
Artık bizden beklenen bin dokuz yüzlü yılların başındaki insanı yetiştirmek değildir. Artık düşünen, bilgiyi ürüne dönüştüren, yaratıcı, farklı bakış açıları geliştirmiş bireylere gereksinim var. Bunları yetiştirmek için kendi öğrendiğimiz yöntemlerle devam edemeyiz.
Salgının en önemli etkisi eğitim sistemleri üzerinde görüldü. Eğitimdeki kayıplar gelecek dünyamızı çok etkileyecek. Bu etkiyi olumsuzdan olumluya çevirmek için hızlı davranmalıyız. Uluslararası alanda yapılan birçok araştırma küresel ölçekte eğitim kayıplarının özellikle az gelirli ülkeleri ve az gelirli kişileri etkileyeceği sonucunu ortaya koyuyor. Çünkü eğitme erişim konusunda büyük adaletsizlik var. Oysa eğitime erişenler açısından da durum iç açıcı sayılmaz. Neden?
Çünkü eğitimi verenlerin bakış açıları, kendi yetiştikleri sistemlerin etkisi altında. Herkes kendi öğrendiği şekilde öğretmeye devam ediyor. Oysa günümüz çocukları öğrenmeye farklı bakıyor. Kendi istedikleri ortamlarda, kendi istedikleri şekilde ve kendi istedikleri şeyleri öğrenme davranışı içindeler. Biz de onların o ortamlarına girmek yerine kendi istediğimiz ortamlarda kendi istediğimiz şekilde, kendi istediklerimizi öğretmeye çalışıyoruz. Bu nedenle onlara ulaşamıyoruz ve okuldan kopmalar ortaya çıkıyor. Devam etmek zorunda olanlar da zorunlu oldukları süreyi geçirme derdindeler. Etrafınızda küçük bir gözlem yapsanız bile fark edeceğiniz gibi okullarda ne çocuklar, ne öğretmenler ne de yöneticiler mutlu değiller. Bunun çözülmesi gereken önemli bir sorun olduğunu görmemiz gerekiyor.
Salgın dönemi aslında bizim için büyük avantajlar oluşturmuştur. Artık geleneksel öğrenme ortamları yerine farklı öğrenme ortamları ve öğrenme yöntemleri ortaya koymamız gerekiyor. Bunu isteyerek yapmadık ama şartların zorlamasıyla yapmak zorundayız. Şimdi bize düşen bakış açımızı değiştirip bu dönüşümü en iyi şekilde yapmaktır.
Öğretmen bakış açısı burada önem kazanıyor. Kendi okul yıllarında gereksinim duyduğu bilgiyi ezberleme yolunu halen geçerli olarak görüp bu şekilde devam eden öğretmenlerin dönüşüm geçirmesi gerekiyor. Öğretmenlik kavramının yerine başka bir kavram konulması gerektiğinden bahsettim bazı yazılarımda. Çünkü artık öğretme değil öğrenme üzerine kurgulanmış sistemlere gereksinim duyuyoruz. Öğretmen yetiştiren fakültelerde de dönüşüm gerçekleşmeli. Şu an uzaktan öğretim modeli uygulanmak zorunda. Bu modelin nasıl uygulandığı öğrenme yöntemlerinin konusudur. Eski ders tasarım modelleri geçerliliğini yitirmiştir. Öğretmen adaylarına geleceğin öğrenme yöntemleri öğretilmelidir.
Bakış açımız sınıfta ders anlatmaya o kadar kaynamış ki uzaktan dersleri de ders anlatmak olarak alıyoruz. Ekran karşısında çocuğun bizi dinlemesini öğretmek olarak anlıyoruz. Bir öğretmenin anlatıcı olduğu modeli hafızalarımızdan silmeliyiz.
Dönüşüm her kademede olmalı. Uzaktan eğitimde az sayıda öğrenci ile aktif katılımlı bir ders planlaması yapılması gerekirken, öğretmene gönderilen yönergede dört sınıfın birleştirilerek ders yapılabileceği söyleniyor. Hatta yüz yüze dersler yapılırken sınıfa bir kamera koyup okula gelemeyen öğrencinin dersi takip etmesi isteniyor. Bu sadece kişisel vicdanı rahatlatır. Hiçbir işe yaramaz.
Belki bir süre sonra salgın durumu ortadan kalkacak ve normal yaşamımıza geri döneceğiz. Ancak artık eskisi gibi eğitim sistemleri olmayacak. Bugün yaşamımıza giren dijital platformlar aracılığı ile öğrenme artık yaşamımızdan çıkmayacak. Bunu bilip hazırlıklı olmalıyız.
Bu nedenle öğrenme aracı olarak dijital ortamları kullanırken öğrencinin aynı zamanda dijital yeterliklerini geliştirmeye yönelik çalışmaları arttırmalıyız. Bilgiyi aktaracak bir öğretmene gereksinim yok, artık o bilgiyi ürüne dönüştürebilme aşamasında rehber olacak öğretmenlere gereksinim var. Öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının kendilerini bu anlayışla geliştirmesi gerekiyor. Yöneticilerin de bu tür çalışmaları desteklemesi gerekiyor. Yoksa hep birlikte bu ülkenin sonunu getiririz. Çünkü geleceği inşa etmek de yok etmek de eğitim sistemleri ile olur.
-
24.11.2024 24 KASIM
-
29.10.2024 CUMHURİYET NEDİR?
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.