• 03 May 2024, Friday 21:54
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

YENİ PROGRAM ÜZERİNE

Öncelikle pek çok eğitimcinin ortak görüşü olarak gördüğüm ve benim ve katıldığım bir noktadan eleştiri yapmak istiyorum; programın hazırlanma süreci. Uzun bir sürede hazırlandığı söylenmesine rağmen kimlerin ne şekilde katkı sunduğu açıkça belli değil. Ayrıca programın hazırlık sürecinde yeterince paydaşın görüşü alınmış mıdır, bütün öneriler değerlendirilmiş midir bilinmemektedir. Bunun yanında programın sağlam temellere dayandığını gösteren kaynaklar da belirtilmemiştir. Bilimi önceleyen metinler kaynaksız olmaz.

Öğretim programının ortak metinler bölümünde ikinci cümlede şunu anladım ki; sade, anlaşılır ve kolay uygulanır bir model yerine kafa karıştırıcı, anlaşılmaz ve yeni şeyler ortaya koyuyormuş gibi yapılan bir metinle karşı karşıyayız. Eğitimin tanımı uzun ve ağdalı sözcüklerle anlatıldığında daha mı değerli oluyor? Eğitim,  günümüzde insanın birey olma yolculuğudur. Çünkü artık eski eğitim sistemleri ve yöntemleri geçerliliğini yitirmiştir. Geleceğin dünyasını hazırlayacak bir programda az, öz ve evrensel bakış açısının varlığı elzemdir.  Geçmişten geleceğe köprü olması eğitimin doğasında vardır zaten, bu nedenle programda bir amaç gibi belirlenmesine gerek yoktur. Geleceğin dünyasının bilgi temelli değil beceri temelli olacağını belirten bilim insanlarının ön görülerine ve araştırma sonuçlarına güvenmeliyiz. Geleceğin eğitimini planlayacak bir metnin çok geçmişlere takılıp kalmış olması ve bilimselliğin arka plana itilmiş olması programın verimliliği ile ilgili olumsuz görüşlerin oluşmasında etkendir.

İlk bakışta dikkatimi çeken bir konu da metnin cümle yapısıdır. Metni anlaşılmaz kılmaya mı çalışmışlar demekten kendimi alamıyorum. Kulağını tersten göstermeye çalışan birinin kulağı yerine gözüne ulaşmış elini görmekteyiz. Ne kadar anlaşılması güç olursa o kadar değerli olacağı fikri ile yazılmış olduğunu düşünüyorum. “Eğitim ve öğretim programlarıyla sürdürülen tüm çalışmalar okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim seviyeleri birbirinin tamamlayıcıdır.”(sf 6 1.2. Genel Amaçlar) Bu bir örnek ama cümleleri anlaşılmaz kılmak için mi uğraşıldı?

İyi, doğru, faydalı, güzel gibi soyut ve bir o kadar da kişiye göre değişiklik gösteren kavramlar geleceğin insanının nitelikleri olarak programda yerini almış. Medeniyetimizin üzerine inşa edildiği, aklıselim, kalbiselim, zevkiselim bireyler yetiştirme amacını belirleyen metin hangi medeniyetten bahsetmektedir? Zira günümüz dünyası medeniyetlerinde ve geleceğin dünyasında öne çıkacak özellikler bunlar değildir. Medeniyetin bugünü de yarını da bilim ve bilimsel düşünce üzerine inşa edilir. Bilimin olmadığı yerde medeniyet biter.

Öğrenci profili tanımlanırken değişmezlik vurgusu yapılmış. Programın felsefesinin daimiciliğe dayandırıldığını gösteren bu terim, ahlaklı insan yetiştirmeyi hedeflediğini belirtiyor. Aslında neredeyse bütün cümlelerde vurgulanan ruh, zihin, ahlak, iyiyi ve güzeli bulmak, kalbi terbiye etmek gibi ilahiyatçı terimler programın gerçeklikten uzak ruhani yönü kuvvetli, bilimsel temelleri olmayan yapısını ortaya koymaktadır. Programın felsefesinin de Daimicilik esasına dayalı olduğu görülebilmektedir. Kısaca öğretmen merkezli, öğrencinin özgürlüğünün söz konusu olmadığı, bilginin aktarıldığı, esas olanın bilgi olduğu, ahlaklı ve iyi insan yetiştirme temelinde öğrencinin ilgi ve yeteneklerinin göz ardı edildiği eğitim felsefesidir. Eğitimde uluslararası alanda ön sıralarda olmayı hedeflediğimiz programın bu özelliklerde olmaması gerekirdi.

Beden ve ruh bütünlüğünde yetkin ve erdemli insan yetiştirme hedefi ile on farklı alan belirlenmiş. Ancak alanların gerçeklikten uzak yönleri var ve bunların sadece hedef olarak belirlenmesi yeterli değildir. Bu hedeflere eğitim yoluyla ulaşmak da mümkün olmayabilir. Toplumsal ve ekonomik etkenlerin oluşturduğu koşulların dışına nasıl çıkılacak ve her çocuk bu hedeflere nasıl ulaştırılacaktır? Örneğin “sağlıklı” başlığı altında belirlenen hedefler çocuğun içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullara göre belirlenen hedeflerin başında gelir. Sağlıklı beslenme hedefi için çocuğa bu bilincin verilmesi yeterli değildir. Çocuğa sağlıklı beslenme olanakları sunulacak mıdır? Sözgelimi okullarda öğün saatlerinde sağlıklı besinlere ücretsiz ulaşabilecek midir yoksa kantinden aldığı çoğu zararlı ürünlerle beslenmeye devam mı edecektir? Zaten evde düzenli beslenme olanağı bulamayan yoksul aile çocukları yanlarında getirdikleri besleyici olmayan, sadece açlığı yatıştıracak atıştırmalık besinlerle öğün geçirmek durumundaysa nasıl bu hedefi sağlayacağız? Yine aynı maddede düzenli spor yapmaktan bahsediyor. Acaba okullarda reklam amaçlı ders öncesinde çocuklara topluca yaptırılan hareketler düzenli spor ve egzersizden mi sayılacak yoksa her okul öğrencisinin ulaşabileceği şekilde farklı spor dallarında ders içi ya da dışı egzersizler mi uygulamaya konulacak?

Ayrıca bu on madde içerisinde doğa sevgisinin “ahlaklı” başlığı altına alınması doğa ve çevre bilinci oluşturulması açısından yanlış bir seçim olmuştur. Bu on maddenin içerisinde demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, cumhuriyet ve Atatürk İlkelerine hiçbir şekilde yer verilmemiş olması nedeniyle vatanseverlik başlığı da yetersiz kalmıştır. Yurttaş olma bilinci arka planda kalmıştır. En önemlisi bu ülkenin kuruluş ve kurtuluş felsefesi bu programda yer almamıştır. Köklerden geleceğe sloganı kullanan bir programın kuruluş ve kurtuluş üzerinde daha fazla durması gerekirdi.

Bütün bunlara karşın modelin açıklandığı bölümde; bireysel farklılıkların dikkate alındığı, her öğrencinin kendini keşfetmesi için özgür öğrenme ortamlarının oluşturulacağı, öğrencinin öğrenme sorumluluğunu aldığı bir sistem olarak belirtilmiş. Ayrıca üzerinde çok durulan Türkçemizin öğretiminin programın temeli, birleştirici unsuru olarak görülmesi olumlu bir yönüdür. Uygulamada bunun nasıl gerçekleştirileceği ise amaca uygun ders müfredatları ortaya koymakla mümkündür. Ayrıca disiplinler üstü bir yaklaşımla okul dışı ortamlarda gerçekleştirilecek derslerden bahsedilmektedir. Bu ortamların niteliği de önemlidir.

Erdem-değer-eylem modeli diyagramında belirtilen huzurlu aile, huzurlu insan eğitimle sağlanacak bir unsur değildir. Toplumda huzuru sağlamanın yolu maneviyatın güçlendirilmesiyle değil sosyal refahın sağlanması ile olur. Maneviyatın güçlendirilerek insanlara bütün olumsuzluklara karşı sabırlı olmayı dayatmak biat kültürünü yaygınlaştırır, sorunları görmezden gelerek her şey iyiymiş gibi yaşamayı hedefler. Toplumsal sorunları çözerek insanların refah düzeyini yükselterek huzurlu toplum oluşturulabilir. Diğer türlü dayatılan sabır ise içten içe toplumsal çatışmaları tetikler.

Programın ilk bölümü ile sonraki bölümleri arasında çelişkiler mevcuttur. Programın felsefesinde iyi ahlak, iyilik, güzel olanı yapmak gibi bilgi temelli esaslar mevcutken sonralarda öğrencinin kendini tanıması, farklılaştırılmış model gibi tanımlamalar bulunmaktadır. Asıl sorunlar kitaplar yayınlandıktan sonra belirginleşecektir. Çünkü program çok soyut ve uzun bir metindir. İncelenmesi için verilmiş süre sınırlılığı nedeniyle asıl uygulayıcılar olan öğretmenlerin incelemeyeceğini düşünüyorum. Öğretmenler programı sene başında planlama yaparken de incelemezler. Yapılan eleştiri ve yorumları duydukları kadar fikir sahibi olurlar. Burada öğretmenleri suçlamak değil amacım. Bu kadar kısa sürede incelenmesi beklenen ve zaten okul içerisinde yoğun bir çalışma içerisinde olan öğretmenlerin bir de öğrenilmiş çaresizlikleri vardır. Amaaan ben eleştirsem ne değişecek, zaten hazırlanmış bitmiş program, diye düşünürler. Haksız da sayılmazlar. Ayrıca sene aşında planlama yaparken yine sıkışık zaman nedeniyle kimse program falan incelemez. Sanal ortamda hazır planlar alınır, kullanılır. Bu nedenle programda konuların daraltılmış olması çok şey değiştirmez. Hazırlanan ders kitaplarındaki içerikler de öğretmenler için yeterli görülmemekte maalesef. Belirleyici olan kaynak kitaplardır. Kaynak kitaplar kendi müfredatını oluşturur ve öğretmen de bunu uygular. Aileler açısından da çok şey öğreten öğretmen iyidir bakışı ile sistem desteklendiği için öğrenciler açısından değişen bir şey yoktur. Yine de öğretmenler değişen programı uygularken eksiklerini fark ederler. Ancak artık geç olmuştur. Program kısa sürede yürürlüğe konduğu için uygulamada ortaya çıkabilecek eksiklikler havada kalır ve kaynak kitap sektörü zaten eğitime el koymuş durumdadır.

Gönüllerden geçen; programın paydaşlar tarafından incelenip katkıların sunulması için yeterli sürenin tanınması, pilot uygulama yapılarak eksikliklerin tespiti ve yapılan bütün eleştirilerle revize edilmesidir. Onca emek harcanan bir metnin uygulamada hak ettiği değeri görmesi için bilim insanlarının önerileri mutlaka dikkate alınmalıdır.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık