• 15 October 2025, Wednesday 8:56
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

ÇIK DIŞARI

            Şimdi de var mıdır bilemiyorum ama geçmişte/eskiden öğretmen sınıfta sorun çıkaran öğrenciyi “çık dışarı” diye sınıftan atardı. Okul yıllarında herkes böyle örnekleri görmüştür. Kendi sınıftan çıkarılmadıysa da çıkarılana şahit olmuş, duymuştur. Hiç değilse filmlerde görmüştür sınıftan “çık dışarı” diye atılan öğrenciyi.

            Bir film sahnesi canlandıralım; öğretmen ders anlatıyor ve ilgisini çekmeyen bir öğrenci de arkadaşlarına sataşıyor ya da başka bir şekilde dikkat dağıtıyor. Öğretmen kızıyor, öğrenci bu sefer geri adım atmadan hatta bir adım daha ileri giderek öğretmenin sabrını zorluyor ve sınıftan kovuluyor.

Böyle bir senaryo oynanırken genelde öğretmen pasif, geleneksel ders anlatan hatta bazen de yetersiz olarak gösterilir. Çünkü bu şekilde sistemin eleştirisine vurgu yapılır. Film çekiminde sembolleştirmeler hikayenin can alıcı noktasıdır. Az hareketle çok şey anlatmak ve vurucu anlatmak gerekir. Neyse dönelim konumuza; hepimizin defalarca bıkmadan izlediği, repliklerini ezberlediğimiz Hababam Sınıfı filmini ve oradaki öğretmenleri hatırlayalım, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Eskiden sınıfta bırakılan, okuldan uzaklaştırılan, okuldan atılan, ‘sanayiye verin bunu’ denen çocuklar hep sistemin içinde sorun olan çocuklardı. ORTALAMA eğitim düzenine ayak uyduramamış, beklentilere cevap veremeyen, kendisine bir şey öğretilemeyen, eğitilemeyen, kısaca uçması beklenen balıklar senden adam olmaz diye okulun dışına gönderiliyor “Çık Dışarı” deniliyordu. Peki neden? Ortalama olanlar, herkes gibi olanlar, uyum sağlayanlar rahat etsin diye. Hatta daha sonraları işler öyle abartıldı ki sadece okul demiyordu çık dışarı, o sınıfta çocuğu olan diğer veliler diyordu. Çünkü kendi çocuklarının daha iyisini hak ettiğini düşünüyorlardı. Çünkü sadece kendi çocuklarına en iyi eğitimi aldırdıklarında çok iyi bir yaşam süreceklerini düşünüyorlardı. Oysa kendi çocukları ile birlikte büyüyen ama çık dışarı dedikleri o çocuklar kendi çocukları için gelecekte tehdit oluşturacak suç odakları olmayacak mıydı?

Şimdi zorunlu eğitim süresi üzerinden yapılan tartışmalar bana bunu hatırlattı. Eğitemediklerimize çık dışarı diyoruz. Biz sizi nasıl eğiteceğimizi bilmiyoruz demiyoruz. Siz eğitilemezsiniz diyoruz. Siz gidin sanayiye ucuz iş gücü olun diyoruz. Ne der usta “biraz yettiler mi söz geçmiyor, eğip bükemiyoruz”. Siz gidin gelin olun, ana olun, evde hizmet edin diyoruz. Ne diyorlar kırsalda “yaşı geçince eğitemezsin, söz dinlemez, küçükten alıp öğreteceksin”. Her ikisi de gözü açılmadan kendi istediği gibi şekillendirmek istemekte. Biz de okuldan gönderirsek çık dışarı diye, işte onların eline veririz çocuklarımızı. ERG’nin MEB verilerini analizine göre “Yaş gruplarına göre bakıldığında, 6-9 yaş grubunda yaklaşık 77 bin 400, 10-13 yaş grubunda yaklaşık 93 bin 362, 14-17 yaş grubunda ise yaklaşık 440 bin 850 çocuğun eğitim dışında olduğu görülüyor.” Zorunlu eğitim varken bu kadar çocuk eğitimin dışına çıkmış. Peki, nerde bu çocuklar?

Eğitim zorunluyken eğitimde tutamadığımız çocukları zorunlu değilken nasıl tutacağız? Eğittiğimizi düşündüğümüz ortalamadakiler tek başına güvenli bir toplum mu oluşturacaklar? Eğitemediğimiz ve çık dışarı dediğimiz ortalama altındakiler aynı toplumun fertleri olmayacak mı?

Sorun zorunlu olup olmamasında mı? Sorun eğitimin amacında mı? Sorun sistemin işleyişinde mi? Sorun yöntemde, öğretmende, öğrencide, ailede mi? Sürekli yama yaparak nereye kadar?

İLKAY KUMTEPE/9.10.2025


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık