- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 14 September 2018, Friday 20:56
- 3672 kez okundu
Başlığın ne kadar sevimsiz olduğunun farkındayım. Ama eylemin yanında sözcük anlamsız bile kalıyor.Bu nedenle bir kez daha düşünüp başlığı öyle kararlaştırdım.
İlk ve ilkel insanların yaşantısında bu var mıydı bilmiyorum ama tarih çağları boyunca her dönemde tecavüz insanların birbirlerinden intikam alma, nefretini gösterme, düşmanını alt etme yöntemi olarak yer almaktadır. Kazıklı Voyvoda gibi acımasız ve sistemli olanından (bunun sebeplerine girmeyeceğim, sadece tarihsel en uç örneklerden biri olarak aklıma geldiği için yazıyorum) küçük bir yerde anlaşmazlığa düştüğü komşusunun karısına kızına tecavüz edenine kadar bakın aynı eylem.
Tecavüz ile ilgili değerlendirmeler yapılırken ilkellik olduğundan, cahillik olduğundan bahsedilir.Ancak ne medeniyet seviyesi arttıkça ne de eğitim seviyesi arttıkça azalan bir eylem değildir.İlkellik ile alakası olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü kendini en gelişmiş hayvan olarak kabul eden, başka canlılarda olmayan aklı ile övünen insanoğlu bu konuya gelince mi ilkel oluveriyor. Yoksa işin içinden sıyrılma yolu mu bu?
İnsan dışında herhangi bir canlıyı düşünün. Karada, suda yaşayan, yüzen, koşan, uçan, sürünen, yumurtlayan, doğuran, bölünen, parazit olarak yaşayan hiç birisi kendi hemcinsine karşı bu eylemi gerçekleştirir mi? İlkel dediğimiz aklı olmadığı için küçümsediğimiz canlılar başka bir canlıya tecavüz eder mi? Etmez. Üreme organını üreme amaçlı kullanır ve bunu yaparken de karşı cinsin de buna gönüllü olmasını bekler.Biz de hiç utanmadan sıkılmadan tecavüzcülere “hayvan” deriz.
Merak ediyorum erkek ne zaman üreme organını her şeyden üstün bir silah olarak keşfetmiş ve kullanmaya başlamış acaba?Zira bunu yaparken aklını hiç kullanmamış ya da vücudunun organlarının ne işe yaradığını bilmiyor olmalı.Okuduğum bir kitapta eski çağlardaki kadın egemen toplumlarda, esir edilen sağlıklı erkeklere kadınların tecavüz ederek onlardan döl almaya çalıştıkları yazıyordu.Ne derece doğru bilemem ama aklıma eylemin egemenlik ve hükmetme ile ilişkisini getiriyor.Ancak asla tecavüz hükmetmeyi sağlamaz. Tecavüz eden karşı tarafı yendiğini, ona hâkim olduğunu zannederek sadece kendini kandırır. Çünkü üreme organından gereksiz medet umacak kadar acizdir aslında.
Eylemin en çok mağduru olan kadınlar kimi kocasından, kimi babasından, kimi kardeşinden, kimi arkadaşından, kimi hiç tanımadığı bir erkekten tecavüz görmüştür.Nedir burada kadının suçu, daha doğmadan belirlenmiş olan cinsiyeti mi?Değildir, öyle olsaydı erkekler, cinsiyeti fark etmeden çocuklar, hayvanlar tecavüz mağduru olmazdı.Nedir bunların suçu?Güçsüz olmak, zayıf olmak mı?
Tecavüze uğrayan için ne değişir? Yaşadığı toplumun ahlak ve din gibi değerlerine göre farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Bunu çok büyük ayıp olarak görüp ölümü yeğleyen de vardır, ölmediğine şükredip hayatına devam eden de, kaldığı yerden hayatına devam etmek zorunda olan da. Hangisi olduğu önemli değil, hepsinde de aynı acı vardır.Yabancı bir gözün bedenine bakışını bile kaldıramazken yabancı bir elin kendine dokunmasının bedeninde ve ruhunda açtığı yaranın acısı. Ölüme giden de yaşamayı göze alan da bu acıyı dindirmeye çalışır. Onlar için değişen çok şey olabilir ama değişmeyen tek şey tecavüzcüleri gibi aciz ve zavallı olmadıklarıdır.
Ben bu durumu ilkel akıl ve eksi ahlak ile açıklıyorum.Bunu daha önce duymuş olduğunuzu sanmıyorum çünkü ben uydurdum.
İlkel akıl dediğim aklın olmadığı bir durumdur.Buna akılsızlık diyebilirsiniz ama karşılığı değil.Çünkü akılsızlık sözcüğünde bile bir akıl varlığı söz konusudur.İlkel akıl ise dürtüsel eylemleri bile düşünemeyen akıl durumudur.Beynin düşünememe halidir.Azıcık düşünme yetisi olsa, yaptığı eylem ve amaç ilişkisini kıyaslar ve ne denli zavallıca bir iş yaptığının farkına varır. Ama ilkel akıl işte, dedim ya düşünme yetisi yok.
Eksi ahlak da ahlaksızlık anlamına gelmiyor.Bahsettiğim toplumsal norm olarak ahlak da değil.Tamamen kişisel bir değer olarak ahlaktan bahsediyorum.Ahlaksızlık dediğimizde bile bir ahlak varlığı vardır.Ahlakın olmaması değil negatif yönde gelişmiş bir ahlak.İşte bu ikisi bir arada iken gerçekleştirilen eylemlerin akılla, ahlakla, vicdanla, eğitimle, medeniyetle anlatılmaya ve anlaşılmaya çalışılması mümkün değildir.
Yine merak ettiğim bir şey; erkek beyni nasıl çalışıyor da hem aşkla hem nefretle aynı eylemi gerçekleştiriyor?
Burada aklıma gelen bir fıkra ile bitireyim.
Fıkra bu ya: Tanrı kadını ve erkeği yarattığında karşısına almış ve onlara elinde iki organ kaldığını, ama hangisini kime vereceğinde kararsız olduğunu söylemiş. Organlardan biri vücudun dışında olacak, duvarlara çişini yaparken şekiller çizebilecek diye söze başlamışken erkek;
-Onu bana verin, lütfen; diye sözünü kesmiş ve ısrar etmeye başlamış.
Tanrı onun bu ısrarına bakarak organı ona takmış. Erkek hemen etrafta koşuşturarak keyfini sürerken birden aklına gelmiş ve geri dönerek sormuş;
-Peki kadına kalan diğer organ neydi?
Tanrı cevap vermiş:
-Beyin …
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.