- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 14 December 2020, Monday 9:01
- 2572 kez okundu
Eğitim konusunda söz söyleyenler “her çocuk özeldir, çocuğa yönelik olmalıdır” gibi tanımlamalar yaparlar. Her çocuğa göre yapılması gereken eğitim, bazı çocuklara göre daha özel olmak zorundadır. Bu çocuklar farklı tanımlamalarla dile getirilir ama genel olarak “özel gereksinimli” öğrenciler olarak belirtilir. MEB “Bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren birey” şeklinde tanımlar (https://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_06/24163215_ozel_eYitim_yonetmeliYi_son_hali.pdf). Ve bu çocukların tanılama sürecinden başlayarak eğitim süreçleri de yönetmeliklerle belirlenmiştir. Ancak bu yönetmeliklerdeki eksik ya da belirsiz ifadeler nedeniyle uygulamada sorunlar oluşmaktadır.
Özel gereksinimi olan çocuklar bazen okul öncesinden tespit edilebilmekte ama genellikle okula başladıktan sonra öğretmeni tarafından fark edilmeleri sonucunda süreç başlatılmaktadır.
Çocuğun yaş düzeyi ortalamasında olmadığı görüldüğü zaman sınıf öğretmeni ve okul rehberlik birimi tarafından gözlemlenerek ve görüşmeler yapılarak süreç başlamaktadır. Asıl süreç başladıktan sonra ne yapıldığı ve nasıl yapıldığı çocuk için önem kazanmaktadır.
Sürecin başında karşılaşılan en önemli güçlük, durumun aile tarafından kabul edilmesi ve tedavi ya da özel eğitim için karar alma sürecinin başlatılmasıdır. Ailelerin durumu kabullenmesi zordur. Genelde herkes kendi çocuğunu mükemmel olarak görmek ister. Bir sorun olduğunu kabul etmez. Bu doğaldır. Ancak durumun önemi ve hangi tedbirlerin alınması gerektiği aileyi de incitmeden, suçlayıcı olmadan, çözüm odaklı bir şekilde anlatılması gerekir. Titizlikle çalışılsa da bu süreç çok uzun sürebilmektedir. Bazen birkaç yıl geçince aile durumu kabul eder, bazen öğretmen ve sınıf değişikliği yapar. Bazen de kabul etmez ve çocuk bu şekilde eğitim yaşamına devam eder.
Ailenin en büyük korkusu, çocuğun gelecekteki yaşamına etki edecek resmi bir kaydın bulunacak olmasındandır. Ancak bu kayıt –eğer gerçekten çocukta özel eğitim gerektiren bir sorun varsa- çocuğun yararına uygulamaları içermektedir. Okul yaşamında bireysel eğitim ve destek eğitim almasının yanı sıra özel eğitim kurumundan alacağı destek eğitim de öğrenme sürecini kolaylaştıracaktır. Ayrıca engel türüne göre farklılaşan ve gireceği sınavlarda ona kolaylık sağlayacak haklardan da yararlanabilecektir. Adil eğitim dediğimiz süreç budur aslında. Çocuğun engel durumu göz önünde bulundurularak ona gereken desteğin sağlanması gerekmektedir. Hep verilen örnek “balıklara uçmayı öğretmek” şeklindedir. Kanadı kırık bir kuşa da uçmayı öğretmek de diğer kuşlarınki gibi olmamalıdır. Çocukların sahip olduğu bu pozitif ayrıcalıkların kazanılması kolay olmamıştır.
Şimdi bazı engel durumlarının ortadan kalkması halinde durumun çocuk lehine yeniden değerlendirilerek düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Örneğin dil ve konuşma sorunu olan bir çocuğun düzenli bir eğitimle bu sorununu gidermesi mümkündür. Durum ortadan kalktığında tekrar doktor raporuna gerek duyulmadan öğretmen, okul rehberlik birimi ve RAM değerlendirmeleri ile sorunun çözülmesi gerekmektedir. Aslında bu tür uygulamalar mevcuttur. Burada çocuğun ikinci bir tanısının olması durumunda doktor raporu zorunludur. Özellikle de şu yaşadığımız süreçte böyle uygulamaların olması da gereklidir. Ama uygulama yerel farklılıklar içermemelidir. Her yerde aynı olması için de yazılı kuralların açık ve net hükümler içermesi gerekmektedir. Zaten öğretmenler olarak karşılaştığımız ve yazılı olmayarak edindiğimiz bilgilere göre sadece dil ve konuşma sorunu olan çocuğa özel eğitim desteği verilmediği yönündedir. Bu nedenle çocuğa özel öğrenme güçlüğü gibi bir tanı koyulmakta ve özel eğitimden uzun süre yararlanması sağlanmaktadır. Dediğim gibi bu sadece duyumlara dayanır. Ancak dil ve konuşma sorunu olan çocuğun sadece bu tanı ile gidebileceği özel eğitim kurumları sınırlıdır. Çünkü o özel eğitim kurumunda dil ve konuşma terapistinin olması gerekmektedir. Ayrıca bunun belli sayıda modülü vardır ve bu modüller tamamlandığında eğitim desteği biter. Ama o çocuğa aynı zamanda öğrenme güçlüğü tanısı konulmuşsa –ki böyle bir sorunu olmadığı halde konulmuş olan öğrenciler tanıdım. Tanının nerede nasıl konulduğu konusuna girmeden ve hiç kimseyi suçlamadan söylüyorum bunu- özel eğitim desteği, kaynaştırma durumu ortadan kaldırılana kadar devam eder. Kararın kaldırılması konulması kadar zor bir süreçtir.
Bu anlattığım sadece bir örnek olarak dursun ve başka bir noktaya daha değineyim. Sınır zeka ve hafif zihinsel yetersizlik kavramları. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgisi olmayan kişiler için ikisi de birbirinin aynı gibi görünebilir. Ancak özel eğitim konusunda çalışan herhangi biri bunların birbirinden çok farklı olduğunu bilmelidir.
Çocuğun özel eğitim almasını gerektirecek durumlar Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (Madde 4) (https://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_06/24163215_ozel_eYitim_yonetmeliYi_son_hali.pdf) Tanımlar ve Kısaltmalar başlığı altında verilmiştir. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde, sınır zeka ile ilgili herhangi bir tanım ve uygulama bulunmamaktadır. Sınır zeka, eğitimle, çocuğa yönelik özel çalışmalarla, farklı eğitim materyalleri ve eğitim uygulamaları ile geliştirilebilir bir durumdur. Ancak zihinsel engellilik durumu eğitimle ortadan kaldırılması mümkün olmaz. Bakanlık tarafından yayınlanan RAM Kılavuzunda; “Tıbbi tanısı “sınır zeka” olup, ve üzeri engel oranı olan ve RAM tarafından yapılan eğitsel tanılamada “Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizliği” olduğu tespit edilen bireylere Özel Eğitim Değerlendirme Kurulunun uygun görmesi durumunda destek eğitimi önerilebilir.” (http://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_01/17234231_ram_kilavuzu_2018.pdf ,sayfa 14) ibaresi yer almaktadır. Bu ibareyle, çocuğun yönlendirildiği sağlık kurulunun raporu geçersiz kılınmaktadır. Madem Özel Eğitim Değerlendirme Kurulunun raporu diğerini geçersiz kılabiliyorsa neden aile sağlık kuruluşuna yönlendirilmektedir? Ayrıca burada yapılan daha önemli bir hata; sınır zeka ile hafif zihinsel engel durumunun birbiri ile aynı kabul edilmesidir.
Sınır zeka raporu doktor tarafından verilmiş bir çocuk için RAM tarafından “Hafif zihinsel engel” raporu verilmesi çocuk açısından iyi niyetli bir yaklaşım olarak görülse bile gelecekte telafisi olmayan sonuçlar ortaya koyabilmektedir. Amaç çocuğun özel eğitimden yararlandırılması olarak düşünülebilir. Ancak mevzuata göre özel eğitim alması gerekmeyen bir çocuğa yanlış bir tanılama yapılarak özel eğitimden yararlanmasının sağlanması devletin kasasından çıkacak haksız giderler demektir. Ayrıca masum görünen bu uygulama sağlık ve eğitim sistemlerinde kayda geçtiği için çocuğun gelecek yaşamında da karşısına çıkacaktır. Uygulamada kötü niyetli sonuçlar ortaya çıkarabilecek esnek anlatımlar düzeltilmelidir. Sınır zeka, destek eğitimle desteklenmesi gereken bir durumsa, bunun hem yönetmelikte hem kılavuzda belirtilmiş olması gerekir. Eğer bu durumda destek eğitim gerekmiyorsa, başka bir alandaki açığın kullanılarak bu çocukların durumunun istismar edilmesi önlenmelidir. Kötü niyetle ve kişisel menfaat sağlamaya yönelik uygulamalar ortaya çıkabilir. Bu nedenle yapılması gereken; yazılı metinlerde “sınır zeka” kavramına yer verilmesi ve gerekiyorsa bunların da özel eğitimden ya da okul içi destek eğitimden yararlanması sağlanmalıdır.
-
10.01.2025 GÜVEN SORUNU
-
24.11.2024 24 KASIM
-
29.10.2024 CUMHURİYET NEDİR?
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.