• 11 April 2023, Tuesday 10:07
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

SINAVLAR NEDEN?

Eğitim sistemimizi sınav merkezli yapmıştık. Uzun yıllardır sınav sisteminin karşısında durmaya çalışan birçok eğitimci var. Bunun üzerine çokça yazılıp konuşuldu. Sınavların ölçme değerlendirme amacıyla ortaya çıkıp bütün sistemin sadece ölçme üzerine kurulduğu bir yöne doğru evrildi sistemimiz.

Günümüzde geldiğimiz noktaya bir bakarsak; çocuklar okula başladığı andan itibaren bir sınav furyası ile –ama her sınav değil sadece çoktan seçmeli soruların olduğu sınav- karşı karşıya kaldı. Neredeyse okuma yazma sürecini bile çoktan seçmeli sınavlarla sürdürdüğümüz bir döneme geldik. Okula başlar ve kaynak kitap adı altında çoktan seçmeli soruların yer aldığı kitaplar çocukların önlerine geldi. Devlet okullarında hem maddi nedenler hem de yasal bazı sınırlamalar nedeniyle nispeten daha az kullanılabiliyor. Ancak özel okullarda devlet okullarında okutulması zorunlu olan kitaplar hiç kullanılmadan başka kitapların kullanılması çok yaygındır. Okulun parasını ödeyen veli de daha fazla kitap ve daha fazla ödev konusunda okulu bir kıskaca alır. Özel okul da varlığını sürdürmek için biz daha fazlasını yapıyoruz, paranızın hakkını veriyoruz mantığı ile yüklenir çocuğa. Burada kıskaca alınan çocuğun çocuk olmak gibi bir şansı yoktur.

Devlet okullarında da yasağın delindiği, öğretmenin belirlediği kaynak (!) kitabı zorunlu olarak velinin aldığı çok sayıda okul vardır. Belki arada şikayetler olur, soruşturmalar açılır. Ancak bir şey çıkar mı, hayır. Her şey kuralına uygun yapılır. Üstelik ne kadar çok kitap aldırılıyor ve ne kadar çok ödev veriliyorsa o okul ve öğretmen “iyi” olarak nitelendirilir.

Kaynak kitap nedir?

Ölçme niçin yapılır ve ölçmenin yolu sadece çoktan seçmeli sorular mıdır?

Çocukların ne bildiği ve neyi başardığı ile ilgilenmez ve ne kadar soruya doğru (!) yanıt verdiğine bakarız. Sınavları zorlaştırır, yapamayacağı soruları sormaya başlarız. Sorular çeşitlenir, konu ile uzaktan yakından ilgisi varsa da beceriyi hatta bilgiyi bile ölçmez. Çocuğun dikkatini, anlama becerisini, hızını vs işin içine katar ve gerçek anlamının dışına çıkar ölçme işlemi.

Giderek özellikle de kademeler arası geçişlerde kullanılan sınavlarda öğrenci başarıları düşüş göstermiş, hatta hiç soru yapamayan öğrencilerin olduğu görülmüştür. Amacı ölçme ve değerlendirme olan sınavlarda değişiklikler yapılma yoluna gidilmiştir. Soru tiplerinin yanlış olduğu gibi mazeretlerle sorularda değişiklik yapılarak aynı tür sınavlar devam etmiştir. Dahası sınavın adını değiştirerek bile başarının sağlanacağı düşünülmüştür.

Bir ölçmenin amacına ulaşması için ölçme sonuçlarının doğru değerlendirilmesi gerekir. Öğretim yöntemlerinin, kullanılan materyallerin, ortamın, öğrenci farklılıklarının dikkate alınmamasının hiç üzerinde durulmamıştır. Kimse eşeği sağlam kazığa bağlamadığımızı düşünmemiştir. Ya da düşünmek işimize gelmemiştir.

Çocuklar nasıl öğrenir, öğrendiklerini nasıl kullanır dememişiz. Onlara öğrettiklerimizi bize aynen geri söylemeleri için nasıl sorsak demişiz.

En son geldiğimiz aşamada artık bir şey bildiklerini ispat etmelerine gerek yok demişiz. Sınavda zorlamayacağız çocukları çok kolay olacak demişiz. Öğretmen için de sınav yapıp aynı şeyi söylemedik mi?

Çocuklar neden okula gelsin?

Neden bir şeyler öğrenmeye, üretmeye çalışsın?

Neden düşünsün?

Neden yorsun kendini?

Okullarda neden disiplin olayları artmasın?

Toplumda medeniyetin göstergesi kurallar neden işlemesin?

Bir toplum neden yozlaşsın?

Bir sürü daha neden koyabilirim ama gerek yok. Sebebi görmeden sonucu değiştirmeye çalışmakla yol alınmaz. Asıl ölçmemiz gereken galiba çocukların ne bilmediği değil bizim neyi bilmediğimiz.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık