• 19 May 2021, Wednesday 15:11
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

OKUL VE ÇOCUKLAR

Geçen gün “Bundan sonra çocukları okullarda tutabilecek miyiz?” şeklinde bir soru almıştım. Bu yazımda bunu tartışmak istiyorum.

Çocukları okulda tutabilecek miyiz, buna gerek olacak mı, okulun alternatifleri kimler için ne olacak?

Yani sadece çocukları okullarda tutabilmek olmayacak sorunumuz. Beraberinde daha çok soru gelecek. Ve eğitimi gerçekten dert edinenler şimdiden bu soruları kendilerine sorarak yanıtlarını bulmak zorundalar.

Önce çocukları neden okulda tutamayacağımızı tartışalım;

Bugün adına uzaktan eğitim dediğimiz sistem uzaktan eğitim olmamakla birlikte okullar ve öğrenciler için yeni kapılar açmıştır. Çocuklar okulda yüz yüze geçirdikleri zamanın gereksizliğini bilmekle birlikte zorunluluktan okullara devam ediyorlardı. Ama şimdi hem okullar hem çocuklar hem de aileler okula devam etmenin gereksiz zaman kaybı olduğunu düşünmeye başladılar. İlkokul ve okul öncesini bu yazımın dışında tutuyorum onlar için geçerli olmamakla birlikte büyük sınıflarda okul terklerinde büyük artış bekliyorum.

Bunun benzeri bir durumu daha önceleri de gördük ve halen devam eden bir uygulama var; Açık Öğretim Okulları. Zamanında FETÖ için verilmiş ayrıcalıklı bir durumdu. Bu durumu kullanan birçok öğrenci oldu. Özellikle lise son sınıfta okuyanlar zamanının çoğunu dershanede geçiriyordu. Buna rağmen okula devam zorunluluğu, sınavlara girme zorunluluğu, ödev yapma zorunluluğu bir angarya olarak görülüyordu. Ve bu sınıflarda Örgün eğitimden açık öğretime terkler başladı. Çok önceleri yazmıştım bu konuda(sanırım Öğretmen Dünyası Dergisi’ndeydi).

Şimdi de benzer şekilde okulda fiziken bulunmak istemeyen öğrenciler, okul terkleri ile dışarıdan eğitim alma yoluna gideceklerdir. Bunun adı eğitim değil öğrenme olacaktır ancak zaten sistemimizin genel yapısı öğrenme üzerine kurulu olduğu için bu durum garipsenmeyecektir.

Okullar açısından bakalım; resmi okullar bu duruma uyum sağlamak için bir çaba içine girmez. Ne kadar az öğrenci o kadar rahat çalışır. Ancak özel okullar için durum farklı olacak. Okul fiziki ortamları yerine teknolojide ve alanında uzman öğretmenler ihtiyacı olacaktır. Bu nedenle teknolojik gelişimde kendini yetiştirebilmiş öğretmenlerin gelecekteki iş olanağı diğerlerine göre kat kat fazla olacaktır.

Özel bir okul bünyesinde kaç öğrenci bulunabilir? Farz edelim 100 öğrenci olsun. Bunun için çalıştırması gereken öğretmen maaşı ve diğer giderleri bir düşünün. Bunun yerine alanında uzman birer branş öğretmeni ile hazırlayacağı kaliteli öğrenme videoları ile sanal ortamlarda oluşturacakları eğitim videolarını yüzlerce öğrencinin kullanımına sunabilir. Oluşturacağı bir okul kayıt sistemi ile eğitimden sadece kayıtlı öğrencilerin yararlanmasını sağlar. İnteraktif çalışmalar ve kişiye özel devam sağlayabileceği ödevler vs. Bütün bunların maliyeti bir özel okul için daha cazip değil midir?

Böyle bir sistemde öğrenci de okul da istediğini almış görünüyor. Öğretmen ise istediğini almak için kendini geleceğin bu şartlarına yetiştirmesi gerekiyor. Kaliteli öğretmen anlayışı değişip gerçekten üretebilecek öğretmenlerin iyi çalışma şartları olacağı öngörülebilir.

 Öğrenci istediğini almış derken özel okul şartlarında okuyabilecek öğrencilerden bahsediyorum. Günümüzde beyaz yakalı kesimin ne yapıp edip çocuğunu özel okula göndermeye çalıştığını biliyoruz. Belki de kitlesel bir özel okul ailelere maddi külfeti de azaltacaktır.

Bir başka şans da çocuk için öğretmen kader olmayacaktır. Sanal ortamda istediği öğretmene erişimi satın alabilecektir. Nerede olursa olsun iyi öğretmenle çalışabilme şansı gerçekten de sınırların kalktığı bir dünya demektir.

Bu anlattıklarım herkes için geçerli değil tabii ki. Çünkü yaşam şartları herkese adil davranmıyor. Her çocuk eşit doğar ve her çocuk eğitim hakkına sahiptir söylemleri sadece yazılı metinlerde kalıyor. Gerçek yaşama yansımayan bu söylemler bazılarına hiçbir fayda sağlamıyor. Üstelik belki de gelecek dönemler bu çocuklar için daha eşitsiz durumlar ortaya koyacaktır.

Bu konuyu da yazımızın ikinci serisinde değerlendirelim. Son bir söz; sorular karşımıza çıktığında doğru yanıt bulmak sıradan bir davranıştır. Sorular karşımıza gelmeden doğru soruları tahmin ederek yanıtlarına hazırlıklı olmak sıra dışı olmaktır. Eğitimin geleceği için sıra dışılığa gereksinim vardır.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık