• 03 May 2019, Friday 9:40
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

Yine Kadınlar Yine Çocuklar

Değişmez kural güçlünün güçsüz üzerine kendini hak sahibi olarak görmesi. Aralarındaki güç savaşını da güçsüzler üzerinden yapması.

Öyle değil midir? İki kişi kavga etsin, birbirlerine sayıp söverken dile getirdikleri sözcükler kadınlar üzerinedir. Yani güçsüz görülen kişi üzerine.

Toplumda yasaklar kadınlar üzerinedir. Suçu erkek işler ama kadın onu teşvik etmiştir. Kadın şiddet görür ama hak etmiştir.

Örnekleri çoğaltırız da, asıl meseleye gelelim. Bu seferki bizim ülkemizden değil ama yine kadın ve çocuklar üzerinden yürütülen bir güç savaşı ve yine mağdur edilen, insan olarak görülmeyen, bir eşyaymış gibi hakkında kararlar alınan kadın ve çocuklar. Hangi ülkeden hangi milletten olduğu fark etmiyor ki.

Konu İŞİD’in elinden kurtarılan Ezidi kadınlar ve onların tecavüz sonucu doğurdukları çocukları. Yani savaşın en acı yüzü ile karşılaşmış en mağdur tarafları.

Ezidi Yüksek Ruhani Meclisi, İŞİD’den kurtarılan kadınları topluma geri kabul edeceklerini söylemiş. Ama sonradan tecavüz sonucu doğan çocukları kabul etmeyeceklerini açıklamışlar.

Bu kadınlar kendi istekleri dışında kaçırılıp tecavüze uğradılar. İnsan olmaları kimsenin umurunda değildi. Bir eşya gibi görüldüler. Sonra tecavüz çocuklarını dünyaya getirdiler. İsteyerek mi? Bir kadın dünyaya getirdiği bir canlıya nasıl sahip olduğuna bakmaz. Annedir o ve yavrusunu canı pahasına koruma içgüdüsüyle yaşar. Çocuğa nasıl sahip olduğu değil onu tehlikelerden nasıl koruyacağı ile ilgilenir artık. Hem de kendi çektiği acıları yüreğinin derinliklerinde bir yere gömerek.

Ama gel gör ki kendilerinin taraf olmadıkları, belki de karşı durdukları bir savaşın mağduru onlar olmuştu. Kaçırılıp işkence gördükleri yerde mi kalacaklardı? Yuva bildikleri yere geri dönerlerse ne olacaktı? Nasıl döneceklerdi? Birileri onların acılarına son verebilecek miydi? Yaralarını kim saracaktı?

Bütün bu soru ve sorunlar dururken kurtarılan kadınlar yine de özgürlüklerine kavuştuklarında mutlu olmuşlardır. Tecavüz sonucu da olsa çocuklarına güvenli bir yer sağlayabileceklerini düşünmüşlerdir. Dedim ya artık kendilerinden daha fazla düşünecekleri bir yavruları vardır. Hele ki o yavru da kız çocuğu ise kendi başlarına gelenin hiç biri onların başına gelmesin diye her şeyi göze alırlar.

Ama ne oluyor? Onları kurtaranlar da başka güç hesapları peşindeler. Onları kurtardıklarını ama çocuklarını kabul edemeyeceklerini söylüyorlar. Bu kadınlar isteyerek mi tecavüze uğradı? Ya bu çocuklar tecavüz bebeği olmayı seçerek mi dünyaya geldiler?

İnsanlık ölmesin diyoruz da insanlık çoktan ölmüş. Güç kavgaları, anlamsız savaşlar hep zayıfların üzerinden yürüyor.

Dünyanın neresi olduğu fark etmiyor. Yine kadınlar yine çocuklar çekiyor en ağır yükü…

(01.05.2019)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık