• 24 October 2025, Friday 10:02
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

SINIRSIZ ÇOCUKLAR

           Son günlerde uzmanların sıklıkla uyardığı konulardan biri sınırsız çocuklar. Neden gündem olduğuna gelince; okulların açılması ile yeni okula başlayan çocukların karşılaştıkları en önemli sorunlardan biri olmasındandır.

            Çevremizde görürüz de çok müdahil olamayız. Bazen çok anlam da veremeyiz. Ailenin ne yapıp yapmadığına bakmadan çocuğu suçlarız. İlk etiketimiz “yaramaz” olur genellikle.

            Bugünün çocuklarına gelmeden onların ebeveynlerinin çocukluk dönemlerine gitmek isterim. Hatta sınırı aşıp onların da ebeveynlerinin dönemlerine çünkü genelde herkes yaşayamadığı şeyleri kendi çocuklarına yaşatma eğiliminde olur. Bazen de kendi yarım kalmış çocukluklarını/yaşamlarını çocuklarına tamamlatmaya çalışırlar. Kendini çocuğunda gerçekleştirme diyebiliriz belki de.

            Önceki nesil çocukken hiç değeri yoktu, büyüklerin yanında ağzını açamaz, söz söyleyemezdi. Nerde büyüklerin yanında bir lafa girecek de fikrini söyleyecek, mümkün değil. Kendisine sunulanla yetinmek zorundaydı. Fazlasını istemek aklından bile geçmezdi çünkü alamazdı. Bir yaş büyüğü bile onun üzerinde söz sahibiydi. Bu nesil kendi çocuğunu büyütürken işte bu yanlışı yapmayayım diye biraz fazla söz tanıdı çocuklarına. Gereğinden çok dinledi belki. Her istediğini yapmaya kalktı. Yanlış anlaşılmasın herkes için böyle değil tabi durum. Çünkü bazısı kendi yaşadıklarını doğru kabul edip çocuğunu da kendi yetiştiği gibi yetiştirmeye çalıştı. Ancak devir değişmişti, çocuklar artık söz söylüyor, kendini dinletmek istiyordu. Bu nesil de biraz zorlandı bu konuda ama önceki nesillere göre çok söz sahibi idiler.

            Gelelim şimdiki çocuklara; işte söz söylemeye başlamış neslin çocukları bunlar. Kendilerini söz söyleyememiş, değerli görülmemiş olarak hissedenler çocuklarına daha fazla söz hakkı verdiler sanırım. Söz hakkı derken sadece söz söylemek değil davranışları ile de kendini göstermekten bahsediyorum. İstediği olmayınca yaygarayı basan, aman sussun diye istediği yapılan, çevresindeki herkese mum tutturan, sınırı olmayan, kural tanımayan, ebeveynlerini parmağında oynatan, yöneten çocuklardan bahsediyorum.

            Özgür çocuk, kendine güvenen çocuk derken işin dozunu kaçırıp herkese hükmeden çocuklar çıktı ortaya. Ailesini istediği gibi peşinden gezdiren bu çocuklar okula başladığında karşısına dağ gibi sorunlar çıkıverir. Otorite nedir bilmezken şimdi o otoriteye boyun eğme zamanı gelmiştir. Herkes etrafında pervane olurken onu oyuna almayan yaşıtları karşısındadır. Her oyunu kazanmaya alışmışken karşısında acımasızca mücadele eden başka çocuklar vardır. Ne olacak şimdi?

Öfke nöbetleri, kavga, herkesten ve her şeyden şikayet etme, zarar verme gibi davranışlar ya da bazen de içine kapanma görülecektir. Ne yapmak gerekir?

            Özgürlük sınırsız değildir. Öncelikle ebeveyn bunu anlamalıdır. Çocuğa okula başlamadan çok önce kurallar konulmalıdır. Kurallara uymamanın mutlaka yaptırımı olmalıdır. İnsan toplumsal bir varlıktır ve çocuğunuzun sağlıklı bir sosyal yaşamı olmasını istiyorsanız onu yeterince kurallarla donatılmış şekilde büyütmeye gayret gösterin. Ne yapacağınız konusunda net fikriniz yoksa mutlaka bir uzmana danışın. Çünkü çocuklar bizim en kıymetlilerimiz.

İLKAY KUMTEPE/20.10.2025


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık