- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 26 May 2018, Saturday 19:32
- 3561 kez okundu
İlkay KUMTEPE
Ülkemizin önemli bir seçim arifesinde olduğu şu günlerde adayların vaatleri öncelikle seçmene nakdi yardımlarla başladı.Yani yine balık tutmayı öğretmek yerine balık vermeye yönelik vaatler var. Bakalım ilerleyen günlerde ekonomik ve sosyal hangi politikalar karşımıza çıkarılacak?
Kime sorsanız, kimle konuşsanız bütün sorunların temeli gelir eğitime dayanır.Ben en çok adayların eğitim konusundaki projelerini, bakış açılarını merak edenlerdenim.Öncelikle bir eğitimci olmamdandır sanırım.Bir başka sebebi ise, ‘toplumsal birçok sorunun çözüm merkezi eğitimdir’ diye düşünmemdir.
Eğitim konusunda önerilecek politikalar çok bıçak sırtı bir durumdur.Seçmeni kaybetmek de var kazanmak da.Çünkü çok yaralı bir bölge, ucu toplumun her kesimine dokunuyor.Ama bunun da ötesinde her yıl değişen ve yenilik, reform adları ile yutturulan manevralarla toplumun her kesimine gına getirilmiş durumda.
Aileler, öğretmenler ve öğrenciler, eğitimin bütün paydaşları sürekli değişen, ne olduğu anlaşılamayan sistemlerden bıkmış usanmış durumda.Yapılan değişikliklerin sonuçları da ortada.Her yıl daha kötüye giden bir durum var.
Eğitimin içine zorunlu olarak aldığımız çocukları 8 yılın sonunda hem kendine hem çevresine duyarlılığı kalmamış, kendine güveni olmayan, gelecek kaygısı taşıyan, önüne seçenek konulmadan kendi düşüncesini açıklayamayan, karar verme ve risk alma becerisi gelişmemiş bireyler olarak topluma salıveriyoruz.
Oysa bakın Milli Eğitimin hedeflerine, bunların tam tersi hedefleri var. Ne oluyor öyleyse?
Olan şu; hedeflenen amaçlara uygun uygulamalar yok.Hedef başka gidilen yol başka.Sonuç, labirentin sonuna geldiğinizde bulmacanın çıkış noktası yerine çıkmaz bir köşesinde buluyorsunuz kendinizi.
Eğitimde önerilecek politikalar bu seçimi değil gelecek seçimleri de kapsayacak kadar geniş bir bakış açısı ile yapılmalıdır. Yıllardır söylendiği gibi eğitim politikası artık devlet politikası olmalıdır.Her bakana göre değişmemelidir. Öyle geniş kapsamlı olmalıdır ki birey anne karnında oluşmaya başladığı andan onun için eğitim süreci başlamalıdır.
Bu görüşümü daha önce başka ortamlarda da dile getirdim.Bir kere de buradan yazayım.Bu aynı zamanda dikkate alacak olan adaylar için de öneri niteliğindedir.Üzerinde düşünülmesi gerekir.
Konuyu biraz açayım:
‘Aile Hekimliği’ gibi ‘Aile Eğitimcisi’ denilebilecek bir proje bu. Nerden geldi?
Eğitim ile ilgili katıldığınız bütün toplantılarda şöyle bir durum ortaya çıkar.Üniversiteler ile ilgili bir konu konuşuluyorsa öğrencilerin liseden yetersiz geldiği söylenir, liselerle ilgili bir konu ise ilköğretimden yetersiz geldiği, ilköğretimle ilgili ise okul öncesinden yetersiz geldiği, okul öncesinde ise aileden yetersiz geldiği söylenir.Gördüğünüz gibi herkes topu kendinden öncekine atarak aileye getirir dayandırır.
Bu düşünce yapısı insanlara öyle işlemiş ki aileler de eğitimciler de çocuklara yüklenmeye başlamış ve yaşından önce gelecekte öğrenmesi gereken konuları daha erkenden öğretmeye başlamışlardır.Sonuç tabii ki olumsuz, emeklemeyi öğrenmeden koşmasını istediğimiz çocuklar bocalamalar içinde.Çocuklarımız hep bilgi ezberleme peşinde koşturulurken, aslında öğrenmeleri gereken insani değerlerden uzak kalmışlardır. Konunun özüne geldiğimizde her tür olumsuzluktan sorumlu tutulan aile eğitimde ne kadar yeterlidir? Eğitimci bir aile için bile şunu rahatlıkla söyleyebilirim “Anne-babadan öğretmen olmaz.” Hele ki sıradan bir aile eğitimci olmaz.Bunca yıldır eğitimin üzerinde duruyoruz. 21.yy’dayız ve okuryazar olmayan birçok genç aile (özellikle anne ki bu daha vahim. Çünkü çocuklar anneleri tarafından eğitiliyor) var elimizde.Biz bu ailelerin çocuklarını eğitmediklerini söylüyor ve eğitimdeki olumsuz sonuçların suçunu onlara yüklüyoruz. Ben şahit olduğum kadarı ile söyleyeyim, bu aileler okula gidene kadar çocuklarına kalem, kâğıt, kitap vermiyorlar. Buradan bakınca suç ailenin, doğru ama bunun bir gereklilik olduğunun farkında değiller.Yoksa hiç kimse bile bile çocuğu için kötü olacak bir şeyi yapmaz.İşte, ‘Aile Eğitimcisi’ dediğim yapı bu nedenle devreye girmeli. Bir anne baba adayına rehberlik yapmalı. Onlara anne karnındaki bebeğe kitap okumak gerektiği, onunla konuşmak gerektiğini anlatmalı. İnsan beyninin 6 yaşa kadar öğrenmeyi öğrendiğini ortaya koyan araştırmalara dayanarak okul çağı öncesinde çocuklarına eğitim konusunda nasıl bir alt yapı oluşturabilecekleri ile ilgili yol gösterici bir eğitim danışmanı olmalı.
Daha sonrası için geliştirilecek eğitim politikası, öğretmen yetiştirmeden öğretmen atamaya kadar, ilkokulda ölçme değerlendirme sisteminin değiştirilmesinden üniversitelere giriş sistemlerine kadar, öğretmen performans değerlendirmesinden öğretmenin kendini değerlendirmesi ve geliştirmesine kadar, okul binalarının yenilenmesinden doğal öğrenme ortamlarına kadar çok geniş alanda yeniliklerin önerileceği şekilde olmalıdır. Bunun için toplumun geniş kesimlerinden katılımcı bir ekiple çalışmak gerek, hem de çok ciddi bir şekilde çalışmak gerek.
Üretici olmayan, günü kurtarmaya yönelik politikalarla eğitim sorunumuzu çözemeyiz.Hatta sosyal ve ekonomik başka sorunlarımızı da çözemeyiz. (21.05.2018)
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.