• 05 January 2024, Friday 21:29
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

EĞİTİMDE VELİNİN YERİ

Her başımız sıkıştığında eğitimdeki sorunlarımızın bir sorumlusunu ararız. Klasik söylemle herkes kendinden önceki kademede iyi eğitim verilmediğini söyleyerek sıyrılır işin içinden. En son da ihale veliye kalır; ailesi ilgilenmiyor.

Evet, ailede ilgi gören çocuklar, eğitime önem verilen çevrede olan çocuklar, eğitim düzeyi yüksek ailelere sahip çocuklar diğerlerine göre bir adım önde olurlar. Ancak hiç kimse ailesini seçemez. Bu iki gerçek arasında bir denge bulmaktır eğitim.

Çocuğun elinde olmayan, çevresel faktörler haricinde yine elinde olmayan genetik faktörler de vardır başarısını etkileyen. Ama doğru şekilde gösterilen ilgi ve destek bu genetik faktörlerin etkisini azaltabilir. Yani ilgi ve destek çocukların başarısını arttırabilir. İşte biz bu ilgi ve destek kısmını biraz yanlış anlıyor olabiliriz. Bu yazıda değinmek istediğim konu, ailenin desteğinin ne kadar olması gerektiğidir.

İlgi ve destek konusunda da farklı tavırlar var tabi. Ancak ülkemizin eğitim sorunlarını dile getiren herkes veli desteğinin yetersiz olduğundan bahseder. Okullarda olana bakalım, çok derinlemesine girmeden. Çünkü başka yazılarımda bu konulardan çokça bahsettim.

Genel yanlışımız; çocukla ilgilenmeyi onun işini üstlenmek olarak algılamamızdır. Çocuklar okula başladığında bir heyecanla, ödevi var mı, ödevini yaptı mı, bu güzel olmamış, kendi başına yapamaz diye başlarız onun işini yavaş yavaş üstlenmeye. Sonra, öğretmen ilgilenmediğimi düşünür, çocuğum başkalarından geride kalır, ben yaptırmazsam olmaz düşünceleriyle daha bir atlarız eğitimin içine veli olarak. Belki de ebeveynler okuldayken yapamadıkları çalışmaları şimdi görünce çocuklarının yerine yaparak mutlu oluyordur. Hem kendileri bir iş çıkarmanın hazzını yaşıyorlar hem de çocukları mükemmel bir ürün gösterdi okulda diye gurur duyuyorlardır.

Sahte mutluluklar ve gurur ögeleri çabuk söner. Velinin çocukla ilgilenme boyutunu biraz farklılaştırmamız gerekir. Yoğunlaşacağımız kısım, onları dinlemek, kendilerini ifade etmelerine olanak tanımak, yapmak istedikleri için desteklemek, onlara fırsatlar sunmaktır. Asla onların yerine düşünmek, karar vermek, sorumluluklarını yerine getirmek değildir. Çocuklarımızın hata yapmalarına izin vermeli, düşmesinden korkmamalıyız. Düşmesine engel olmayın ama düşünce kalkamazsa elinden tutacağımızı bilsin.

Eğitim işinde de velileri öğretim boyutuna fazlaca taşıdık. Çocuğun öğrenme fırsatlarını engelleyecek kadar. Çocuğa ait ödevi anne baba büyük uğraşlarla tamamlarken çocuk bir köşede oyunuyla baş başa kalıyorsa tam da söylediğim durum gerçekleşmiştir. Ya da çocuğun sınavını anne baba daha fazla önemsemiş, sınavda ne soruldu, hangisini yapamadı, neden yapamadı sorularını çocuktan fazla ebeveyn dert ediyorsa çocuk öğrenme sürecinde yoktur.

Bu durumların ortaya çıkmasında en büyük etken, çocuğun yapamayacağı düzeyde ev ödevleridir. Sonra sınav sonuçlarına odaklanmış, sınıfının adından mükemmel diye söz edilmesi beklentisi içindeki öğretmen –ki verdiği ödevlerle öğretmenlik işini bir taşerona yani aileye devretmiştir- sorumludur. Sonra gereksiz ve yanlış olarak eğitime dahil ettiğimiz veli bu işi öğretmenden daha iyi bildiğini iddia etme hakkını kendinde bulur ve her türlü öğretmeni eleştirmeye, şikayet etmeye devam eder. Hangisi uzmandır?

Eğitimde veli eğitimleri şart dediğimiz zaman neyi kastettiğimiz üzerine düşünmeli ve doğru bir tespitle doğru bir müdahalede bulunmalıyız.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık