- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 01 November 2019, Friday 11:23
- 3486 kez okundu
Bizlerin çocukluğunda coşkuyla kutlanan bayramlar vardı. Biz okullarda o bayramların nasıl kazanıldığını öğrenirdik ve içimize kadar işlerdi bayram coşkusu. Bayram törenlerine gidip izlemeye nazlansak bile gitmemek gibi bir seçeneğimiz olmazdı. Bu bayramlar kolay kazanılmadı bunu hepimiz bilirdik ve mutlaka bayram törenlerinde olurduk. Bugün bayram kutlamalarında en önde gördüğümüz yaşlı nesil bu nedenledir ki ne olursa olsun bu bayramlara sahip çıkma bilinci ile ordadırlar.
Çocukluğumuzun kitaplarında bayram dönemlerine gelen konular vardı. Milli bayramlar öncesinde Kurtuluş Savaşı, Atatürk, Cumhuriyet, Millet bilinci, Vatanseverlik temalarının yer aldığı konularla yoğrulurduk. Her bir derste konunun başka bir yönü ele alınırdı. Şiirler ve marşlar ise coşkuyu ve duyguyu en içten hissetmemizi sağlardı.
Eğitim böyle bir şeydir. Öğretmek istediğiniz şeyin üzerine bütünüyle vurgu yaparsınız. Her yönüyle o bilgi bombardımanı altında şekillenir çocuklar. Bu her ülke için böyledir. Kendi kuruluş tarihini küçüklükten işler çocukların bilincine. Çünkü varlığını bu şekilde sürdürür devletler. Kendi kuruluş tarihini önemsemeyen devletler yok olmaya mahkûmdur. Kuruluş tarihi ile başlar, vatan ve millet sevgisi ile devam edersin. Bunun üzerine yapılanır diğer sevgiler. Bir toplumun geleceğini şekillendirmek için çocuklara kazandırılacak en önemli değer vatan sevgisidir. Vatanı olmayanın hiçbir şeyi olmaz derdik, vatan toprağı kutsaldır derdik, önce vatan derdik…
Kurtuluş Savaşı gibi bir destan daha gördü mü insanlık? Görmedi. Böyle bir savaşı ve kazanımlarını çocuklarımıza anlatabiliyor muyuz? Bu ülkenin nasıl kurulduğunu, kuruluş felsefesini öğretebiliyor muyuz? Çocuklarımıza “önce vatan” dedirtebiliyor muyuz?
Şimdi bir nesil var; biz yetiştiriyoruz onları. Ellerine verdiğimiz kitaplarda milli mücadele adı altında işlenen bir tema var. Sadece görünürde var ama içeriğinde milli mücadele yok. Kurtuluş Savaşı tarihini anlatan metinler yok. Atatürk’ü anlatan metinler yok. Bu ülkenin nasıl yoktan var edildiğini anlatan metinler yok. İlkokul kitaplarından bahsediyorum.
Yıllardır değişim, dönüşüm adı altında yaşadığımız şey aslında kendi tarihimizi görmezden gelmek. Önceleri ünitelerin süreleri kaydırıldı. Milli bayramlara denk gelen zamanların haricinde bu konular yerleştirildi. Farkına varan öğretmenler tarihleri değiştirdi, uydurdu vs. çözdü sorunu. Sonra konular azaltıldı, süreler kısıtlandı. Yine öğretmen kendi çabası ile bayram zamanlarına denk gelen derslerde kurtuluş ve kuruluş tarihimize değinmeye dokunmaya çalıştılar. Artık iyice değişen ders kitapları sayesinde bu önemli günler geçiştirilip gidiliyor.
Ders kitaplarının Milli Mücadele ve Atatürk temalarında (örnek; İlkokul 3.sınıf Türkçe ders kitabı, MEB yayını) Kurtuluş Savaşı ve Atatürk metinleri değil 15 Temmuz metni var. Üstte Atatürk’ün bir sözü, ortada Mehmet Akif Ersoy’un bir sözü ve metin 15 Temmuz’u anlatıyor.
15 Temmuz tarihimizde önemli bir dönüm noktası olabilir ama Kurtuluş Savaşı’nın içinde değildir. Cumhuriyetin kuruluşu ile hiç alakası yoktur. Bu şekilde yapılan yanlış öğrenmeyi de değiştiremezsiniz. Küçücük beyinlere yanlış olanı doğru diye kazımak demektir bu. Kurtuluş ve kuruluş mücadelemizi önemsememek demektir. Bu yanlış vurgular yüzünden Çanakkale Savaşı’nı Kurtuluş Savaşı’nın bir bölümü zanneden, Sakarya Savaşı’nın Polatlı ile ne alakası olduğunu söyleyen insanlarımız var.
Kurtuluş Savaşı ile 15 Temmuz’u özdeşleştirmek, kurtuluş mücadelesine canla başla katılmış herkese, cumhuriyeti kuran dedelerimize hakarettir. Çünkü Kurtuluş Savaşı sonunda kurulan cumhuriyetin en önemli dayanağı “Tam Bağımsızlık”tır. Tam bağımsızlık, hiçbir sınıf, zümre ya da kişiye bağımlı olmamaktır. Halkın özgür iradesi demektir. Yani zaten 15 Temmuzlar olmasın diye cumhuriyet yönetimi kabul edilmiştir.
Peki sonra? Sonrası, tarikat ve cemaatlerin eline verilen ayrıcalıklar bize bu süreci yaşatmıştır.
Tehlike geçmedi baylar, bayanlar. Ülkemiz halen tarikatlar ve cemaatler tehlikesi altındadır. Ülkemiz halen “Tam Bağımsızlık” ilkesinin uzağındadır. Bir an önce bu kuruluş ilkesine sahip çıkılmazsa başka benzer tehlikeler yaşamamız hiç de sürpriz olmayacaktır.
Ders kitaplarından uzaklaştırılan cumhuriyet tarihi ve okullara sokulan vakıf/ dernekler Türkiye Cumhuriyeti’nin temeline dinamit koymaktır. 15 Temmuz’u, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Bayramı ile birlikte anmak kuruluş felsefesine yapılacak en büyük kötülüktür.
Yarınlarımızı yanlış bir bilinçle yetiştirirsek bundan hep birlikte zarar göreceğiz.
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.