• 01 November 2019, Friday 11:23
İlkayKumtepe

İlkay Kumtepe

KURULUŞ FELSEFESİ
Bizlerin çocukluğunda coşkuyla kutlanan bayramlar vardı. Biz okullarda o bayramların nasıl kazanıldığını öğrenirdik ve içimize kadar işlerdi bayram coşkusu. Bayram törenlerine gidip izlemeye nazlansak bile gitmemek gibi bir seçeneğimiz olmazdı. Bu bayramlar kolay kazanılmadı bunu hepimiz bilirdik ve mutlaka bayram törenlerinde olurduk. Bugün bayram kutlamalarında en önde gördüğümüz yaşlı nesil bu nedenledir ki ne olursa olsun bu bayramlara sahip çıkma bilinci ile ordadırlar. Çocukluğumuzun kitaplarında bayram dönemlerine gelen konular vardı. Milli bayramlar öncesinde Kurtuluş Savaşı, Atatürk, Cumhuriyet, Millet bilinci, Vatanseverlik temalarının yer aldığı konularla yoğrulurduk. Her bir derste konunun başka bir yönü ele alınırdı. Şiirler ve marşlar ise coşkuyu ve duyguyu en içten hissetmemizi sağlardı. Eğitim böyle bir şeydir. Öğretmek istediğiniz şeyin üzerine bütünüyle vurgu yaparsınız. Her yönüyle o bilgi bombardımanı altında şekillenir çocuklar. Bu her ülke için böyledir. Kendi kuruluş tarihini küçüklükten işler çocukların bilincine. Çünkü varlığını bu şekilde sürdürür devletler. Kendi kuruluş tarihini önemsemeyen devletler yok olmaya mahkûmdur. Kuruluş tarihi ile başlar, vatan ve millet sevgisi ile devam edersin. Bunun üzerine yapılanır diğer sevgiler. Bir toplumun geleceğini şekillendirmek için çocuklara kazandırılacak en önemli değer vatan sevgisidir. Vatanı olmayanın hiçbir şeyi olmaz derdik, vatan toprağı kutsaldır derdik, önce vatan derdik… Kurtuluş Savaşı gibi bir destan daha gördü mü insanlık? Görmedi. Böyle bir savaşı ve kazanımlarını çocuklarımıza anlatabiliyor muyuz? Bu ülkenin nasıl kurulduğunu, kuruluş felsefesini öğretebiliyor muyuz? Çocuklarımıza “önce vatan” dedirtebiliyor muyuz? Şimdi bir nesil var; biz yetiştiriyoruz onları. Ellerine verdiğimiz kitaplarda milli mücadele adı altında işlenen bir tema var. Sadece görünürde var ama içeriğinde milli mücadele yok. Kurtuluş Savaşı tarihini anlatan metinler yok. Atatürk’ü anlatan metinler yok. Bu ülkenin nasıl yoktan var edildiğini anlatan metinler yok. İlkokul kitaplarından bahsediyorum. Yıllardır değişim, dönüşüm adı altında yaşadığımız şey aslında kendi tarihimizi görmezden gelmek. Önceleri ünitelerin süreleri kaydırıldı. Milli bayramlara denk gelen zamanların haricinde bu konular yerleştirildi. Farkına varan öğretmenler tarihleri değiştirdi, uydurdu vs. çözdü sorunu. Sonra konular azaltıldı, süreler kısıtlandı. Yine öğretmen kendi çabası ile bayram zamanlarına denk gelen derslerde kurtuluş ve kuruluş tarihimize değinmeye dokunmaya çalıştılar. Artık iyice değişen ders kitapları sayesinde bu önemli günler geçiştirilip gidiliyor. Ders kitaplarının Milli Mücadele ve Atatürk temalarında (örnek; İlkokul 3.sınıf Türkçe ders kitabı, MEB yayını) Kurtuluş Savaşı ve Atatürk metinleri değil 15 Temmuz metni var. Üstte Atatürk’ün bir sözü, ortada Mehmet Akif Ersoy’un bir sözü ve metin 15 Temmuz’u anlatıyor. 15 Temmuz tarihimizde önemli bir dönüm noktası olabilir ama Kurtuluş Savaşı’nın içinde değildir. Cumhuriyetin kuruluşu ile hiç alakası yoktur. Bu şekilde yapılan yanlış öğrenmeyi de değiştiremezsiniz. Küçücük beyinlere yanlış olanı doğru diye kazımak demektir bu. Kurtuluş ve kuruluş mücadelemizi önemsememek demektir. Bu yanlış vurgular yüzünden Çanakkale Savaşı’nı Kurtuluş Savaşı’nın bir bölümü zanneden, Sakarya Savaşı’nın Polatlı ile ne alakası olduğunu söyleyen insanlarımız var. Kurtuluş Savaşı ile 15 Temmuz’u özdeşleştirmek, kurtuluş mücadelesine canla başla katılmış herkese, cumhuriyeti kuran dedelerimize hakarettir. Çünkü Kurtuluş Savaşı sonunda kurulan cumhuriyetin en önemli dayanağı “Tam Bağımsızlık”tır. Tam bağımsızlık, hiçbir sınıf, zümre ya da kişiye bağımlı olmamaktır. Halkın özgür iradesi demektir. Yani zaten 15 Temmuzlar olmasın diye cumhuriyet yönetimi kabul edilmiştir. Peki sonra? Sonrası, tarikat ve cemaatlerin eline verilen ayrıcalıklar bize bu süreci yaşatmıştır. Tehlike geçmedi baylar, bayanlar. Ülkemiz halen tarikatlar ve cemaatler tehlikesi altındadır. Ülkemiz halen “Tam Bağımsızlık” ilkesinin uzağındadır. Bir an önce bu kuruluş ilkesine sahip çıkılmazsa başka benzer tehlikeler yaşamamız hiç de sürpriz olmayacaktır. Ders kitaplarından uzaklaştırılan cumhuriyet tarihi ve okullara sokulan vakıf/ dernekler Türkiye Cumhuriyeti’nin temeline dinamit koymaktır. 15 Temmuz’u, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Bayramı ile birlikte anmak kuruluş felsefesine yapılacak en büyük kötülüktür. Yarınlarımızı yanlış bir bilinçle yetiştirirsek bundan hep birlikte zarar göreceğiz.

MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık