• 04 November 2016, Friday 18:42
MehmetSarı

Mehmet Sarı

Köy Aydınlatıcısı Fakir Baykurt’u unutmayacağız!

Mehmet SARI - Emekli İlköğretim Müfettişi

Fakir Baykurt, ilkokulda başarılı ama fakir bir köy çocuğu olarak Köy Enstitüsüne getirilmiş. Ona, köyü aydınlatma, sosyal ve ekonomik yönlerden kalkındırma görevi ve sorumluluğu verilerek, bu okulda her bakımdan yetenek ve beceri kazandırılarak yetiştirilmiştir. O günkü geri yaşayıştaki köyü, köylüleri aydınlatarak ileri götürme görevi ile ağır bir yük altına girmiş olarak köyüne öğretmen olmuş ve büyük fedakarlıklarla eğitim seferberliğine katılmıştır Fakir Baykurt, köy önderi, kurtarıcısı olarak.

O günlerde yurdumuzun nüfusunun % 80’i köylerde çok geri, zor şartlarda yaşıyor, muska, üfürükçülük, cin toplamanın çok şeyin ilacı olarak kullanıldığı bir cahilliğin egemenliğinde sürüyormuş köylerdeki hayat.

Fakirliğin, ağalık düzeninden sebep köylüleri ezdiği ve adeta yılan olup soktuğu, fakirin ekmeğine hep el konan ve namusuna el uzatılan, onu hep ezen bir düzenin yaşandığı köye öğretmen gidiyor Baykurt. Yukarıda belirttiğim olumsuzluklarla karşı karşıya kalarak, o köyü ve köylüleri her bakımdan değiştirme ve geliştirmek için çalışmaya başlıyor. Bu çalışmalarını gazete, dergi yazıları ve kitaplar yazarak da kalıcı kılıyor.

Sonra bu yapıtlarından “Yılanların Öcü” filmi yapıldı. Bu film çok ilgi çekti, çok sinemada, televizyonda gösterildi hep…

Böylece Atatürkümüzün de arzuladığı feodal yapı olan ağalığın yıkılmasına öncülük eden bu yapıtlarıyla büyük önderlik yapan Fakir Baykurt’un ölüm yıldönümünün 17’ncisinde onu anıyoruz, başta Köy Enstitülüler olarak…

Fakir Baykurt ve Köy Enstitülerini unutmayacağımızı da bildiririz can-ı gönülden tüm dünyaya.

Sonra, Fakir Baykurt Türk eğitim sisteminin daha iyileşmesi için çalıştı. Öğretmen örgütlerinin efsane lideri TÖS Genel Başkanlığı ile cumhuriyet devrimlerinin yılmaz savunucusu, köy edebiyatının temsilcisi olmuş bir kişidir Fakir Baykurt …

1968 yılında Devrimci Eğitim Şurasını toplayarak Türkiye’nin eğitim sorunlarına yönelik köklü çözümler önerilmesini sağlamıştır.

Ama ne yazık ki bugünlerde bile bu Devrimci Eğitim Şurası’nın önerileri ele alınıp da, laik, akılcı ve bilimsel bir eğitim sistemine halâ kavuşmuş değiliz …

İşte bunu eğitimde sağlayamadığımızdan, bu zamanda içine düşülen karanlık, terör ve dinselleşerek, mezhepçi gidişe düşmüş bulunmaktayız. Sonuçta yurt içinde iç savaşı yaşıyoruz. Bundan ayrı, birçok komşumuzla da düşman olmuşuz. Ülkemiz her gün şehitler veriyor. Çok anayı ağlatıyoruz.

Bunlar neden oluyor denirse; ülkede eğitim, kültür, tarım ve toprak reformları yapıp uygulamamaktan derim, Mehmet Sarı olarak…

Çünkü toprak sahibi olan karnını kendi doyuramıyorsa, onun vatan sevgisi ve bağlılığı olmaz. Olmayınca da olanlar olur. Ne kadar istenmese de, olmasın dense de, oluyor maalesef…

Ülkemizde belirttiğim bu olumsuzlukların olmaması için, Köy Enstitüleri 21 yerde kurulmuş ama, ağalar ve halkı sömürenler, İslam dinini yanlış anlayıp uygulayanlar bir olmuşlar, adım adım yürüyerek 1954’te Adnan Menderes hükümetine tamamen kanununu kaldırtarak kapattırmışlar.

İşte bunlarla birlikte ABD’nin “Yeşil kuşak Teorisi” Türkiye’ye gelmiş ve bundan sonra dinci akım ve tarikat ile cemaatler oluşmaya başlamıştır. Bugün bunların 70 adet olduğu söyleniyor.

FETÖ örgütü yok edilmeye çalışılıyor ama bunun yerini diğerlerinin almaya çalıştığı görülüyormuş.

Demek ki Köy Enstitüleri kapatılmasaydı bunların hiçbiri olmazdı. Ağalık yok olur ve gerçek demokrasi ve insan hakları ülkemizde oluşurdu…

Köy Enstitüleri yaşarsa, ağalığın biteceğini tüm ağalara anlatıp harekete geçiren ve Adnan Menderes’e Köy Enstitülerini kapattıran Van’ın ağası Kınyas Kartal’dır.

İşte Köy Enstitüleri kapatılarak ülkemizin bugün düştüğü karanlık, dinselleşme, akıl ve bilim dışı gidiş oluşmuştur.

Atatürk, “Tekke ve zaviyeleri din düşmanı olmamızdan kapatmadık, akıl, ilim ve eğitim düşmanı olduklarından kapattık” deyişi de bu gerçeği ortaya koymuyor mu?

İşte FETÖ gibi tarikatların oluşması da bundan değil midir okurlarım? Köy Enstitüleri devam etseydi, aydınlanma sürecekti, bu gericilikler de olmazdı ülkemizde asla…

Biz Köy Enstitülüler olarak, gerçek Müslümanlarızdır. Kul hakkı yemez ve kamu malını koruruz.

Köy Enstitülüler  üreticidirler, bilgiyi yayarak ülkeyi aydınlatmışlardır zamanlarında…

İşte bunlardan birisi de Fakir Baykurt’tur. Her Köy Enstitülü, ‘Fakir Baykurtçu’dur okurlarım.

Ölüm yıldönümünde Fakir Baykurt’u sanıyorum siz okurlarım da rahmetle anıyorsunuzdur, bizimle birlikte…

Fakir Baykurt aynı zamanda Allah’a göre iyi kuldur da. Çünkü Allah “iyi kulum kullarıma iyilik edendir” diyor Kuran’da. Fakir Baykurt da aynı şeyi yapmadı mı?

Fakir Baykurt’u unutmayacağız hiç ve hep ona rahmet dileyeceğiz yüce Yaradandan. Köy Enstitülerini sevenlere de saygı ve sevgilerimizi sunarız Köy Enstitülüler olarak …


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık