• 04 June 2016, Saturday 21:54
MehmetSarı

Mehmet Sarı

27 Mayıs 1960’a doğru ...

Mehmet SARI - Emekli İlköğretim Müfettişi

1950’de Türkiye’de demokratik bir yönetim değişimi yaşandı. Demokrat Parti iktidar oldu. Bu iktidarın ilk 4-5 yılı başarılı idi. Ama Adnan Menderes de bazı yanlışlar yaptı, yaptırdı.

Başta o günün parlamentosuna “siz isterseniz hilafeti getirirsiniz” diyerek siyasetteki temel fikrini göstermiştir. Böylece Halkevlerini, Köy Enstitülerini kapatarak, laik eğitime karşı adımlar ülkede artmıştır. Din siyasete girmiş ve halk arasında zıtlaşmalar başlatılarak, ülkede kahvehaneler iktidar ve muhalefet yanlısı olarak ayrılmıştır. Üretim gerilemiş, eğitim bozulmaya başlamıştır.

Ana muhalefet partisi CHP lideri İsmet İnönü, ülkemizin çok yerine gittiğinde taşlatılmış ve hatta kurşun sıkılmıştır. Hatta bazılarını siyasetten silmek için de, anayasa dışı mahkeme kurulmuştur (Tahkikat Komisyonu). Bu anayasaya ters ‘komisyon’la CHP’liler siyaset sahasından silmek istendi. Her gün radyo haberlerinde Demokrat Parti taraftarlarının arttığı ilan edilirdi. En kötüsü ölen kişilerin isimleri bile bu artışta propagandaya alet edilir, söylenirdi. Vatan cepheleştiriliyordu.

Memurların içinde muhalif gazeteleri okuyanlar, görev yerlerinden uzaklara sürülürdü. CHP’lilerin işleri devletin çok yerinde görülmez oluyordu. Bu dönemde bir de ABD’nin “yeşil kuşak teorisi” Türkiye’ye geldi ve uygulanmaya başlandı. Böylece dinci girişimler arttırıldı. Bu teori “komünizmle mücadele” için kullanıldı. Ülkede bazı sapık tarikat ve adamlar at koşturmaya başladılar.

İşte bu yanlışlıklar, ülkede 1956’dan sonra huzuru bozarken ekonomiyi de geriletti. Üretim geriledi ve işsizlik çoğaldı. Hayvanların nallarına çivi, radyolara pil bulunmaz oldu. Radyo dinleyemez olmuştuk ama iktidar taraftarlarına el altından yok olan kahve, radyo pilleri ulaştırılıyordu.

Böylece iktidar, siyaset propagandası yaptırırdı ülkede. Ama en büyük kötülüğü, dinin siyasete sokulması olmuştur. Bir de eğitimdeki geriliklerin, bugünlerin karanlığının hazırlayıcısı olduğu gerçeğidir. Yani bu dönemde Atatürk devrimlerine karşı, karşı devrim hareketleri hızlanmıştır.

Özet olarak 1950’de ülkede atılan güzel demokratik adım, yanlış adımlarla 27 Mayıs’ı getirmek mecburiyetini doğurtmuş, Türk silahlı kuvvetlerimize…

Çünkü bu yanlışlar içinde TSK’ne karşı olmalar da vardır. Adnan Menderes, başbakan olarak, “ben yedek subaylarla, çavuşlarla silahlı kuvvetlerimizi yürütürüm” demiştir.

Ama cumhuriyetin kurucularından olan ve TSK mensubu İsmet İnönü, Yassıada mahkemesinde verilen idam cezasına karşı durmuştur. İdam edilmelerini önlemek için mücadele etmiştir ama ...

Bence bütün bu yanlışlıklar, hep Atatürk yolundan ayrılınması yüzünden olmuştur, oluşmuştur ülkemde. Bugünlerde olduğu gibi …


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık