• 22 December 2016, Thursday 19:10
MehmetSarı

Mehmet Sarı

Gazeteci ve gazeteler susturulmamalıdır!

Mehmet SARI - Emekli İlköğretim Müfettişi

Sağlıklı insan, düşünen ve konuşan insandır.

Şayet insan düşünmüyor ve konuşmuyorsa, sağlıksız insandır.

Sağlıklı ve tam demokrasi de, hür ve sağlıklı basın halkın yeterli haber alma ve bilgilenmesini sağladığı zaman yaşanır.

Halkı bilgilendirir ve haberdar yaparsa, böyle bir basın görevini yapıyor demektir. Yalnız, bu işlevini yerine getirirken doğru haber ve bilgileri vermeye özen göstermeli, kimseyi karalamadan ve hakaret etmeden gazeteciliğini sürdürmelidir.

Ayrıca basın ve gazeteciler bir ülkede demokrasinin iyi işlemesine en önemli katkıyı yapan kurum ve kişilerdir. Halk, ancak gazeteler veya gazeteciler sayesinde doğru bilgi ve haberlere ulaşabilirler. Böylece seçimlerde oylarını bilinçle, farkındalıkla kullanarak doğru partiyi ve kişilerin en doğrusunu seçme imkanına kavuşurlar.

Ama bunun da tam olabilmesi için halkın önce; sorgulayıcı, araştırmacı ve düşünceyi geliştirici, akıl ve bilim yolunda bir eğitimden geçmiş olması gereklidir.

Bu olmazsa, halk, oyunu bir torbaya, ianeye, sadakaya veya biata göre verir ki, bu durumda, gerçek demokrasinin gereği olan iyi oy verme gerçekleşemez.

Sonuçta böyle bir seçimde insanlar ve ülke kaybeder, kötülükleri yaşarlar.

Çünkü böyle seçimler sonucunda ehil insanlar başa gelmemiş olur. O zaman ülke çok yönde geriye gitmeye başlar. İnsanlar mutsuz olurlar.

Kur’anımız, “işi ehline verin” diye emretmektedir. Bu yapılmazsa, kamu malına zarar veren, kul hakkı yiyen ve Allah ile insanları kandıranlar o ülkede ortaya çıkarlar. Böylece hem halk, hem de ülke zarar görmeye başlar. Ülkede huzur kalmaz, terör ve içte savaş başlar.

Böyle bir toplumda hem ezen hem de ezilen vardır. ‘Adalet mülkün temeli’ olmaktan çıkar gider. Sosyal devlet yerine, sadaka devleti gelir oturur. Bu bozuk düzenin yaşaması için de baştakiler demokrasiden ayrılır, gazeteciler hapiste olurlar. Milli gelir adil dağıtılamaz olur. Kardeşlik bozulur.

O zaman da ülkede huzursuzluklar artar, yönetime tepki gösterenler çoğalır. Yönetim de, halkı iyi yöneteceğine; adaleti, hukuku yok ederek dikta yöntemine doğru gitmeye başlar.

Ama esasen bir ülkenin bu noktaya gelmesinde baş neden, eğitim sisteminin yanlışlığından ileri gelir.

İşte, Köy Enstitülerinin kapatılması ile onun yerine yıllar içinde akıl ve ilim dışı, dinselleştirilmiş eğitim getirilmiştir. Köy Enstitüleri yaşasaydı, ağa veya gerici kafalar bu Türk mucizesi olan Köy Enstitülerini kapatmasalardı, bugün ülkemizde işsizlik, yoksulluk olmaz daha çok ithalatçı olmazdık. Çünkü üretim artar, daha ihracatçı olurduk. Demokrasimiz ise kökleşirdi.

Van ağası Kinyas Kartal Adnan Menderes’e, “Bu Köy Enstitüleri bir gün Türkiye’deki ağalığı bitirecek” demişti.

İşte o ‘ağalık düzeni’ bitmediği için ülkemizde demokrasi ve ileri insan hakları olmuyor. İslamiyet’in yanlış anlaşılması ve uygulanması da sürüyor.

Bütün kötülük ülkemize yapılıyor böylece.

Eğitimimizin demokrat ve eğitim ilmine göre olmaması ve giderek Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir nevi yaz-boz tahtası yapılması, çok değişikliğe uğratılması, bu konuda öğretmenlerin görüşlerinin alınmaması, bütün kötülüklerin baş nedenleri arasındadır.

İşte bu kötü durum, öğrencilerimizin aldığı PİSA sonuçlarına yansımış; ülkemiz öğretimde dünya devletleri arasında çok geride kalmıştır.

85 yaşında bir eğitimci olarak hep diyorum ki; Sayın Milli Eğitim Bakanım eğitim sistemimiz eğitim ilmine göre değil. Çünkü eğitim ilmi, Gelecekte evlatlarımızın başarılı, mutlu ve ruh sağlıklarının iyi olmasını istiyorsanız, öğrencilerinmizi ilgi ve yeteneklerine göre eğitin” diyor.

Sonra, ilk öğretmen olan anne ve babaların eğitilmeleri gerekiyor. Bunun için de her il ve ilçede ‘Aile Okulu’ açın ve ebeveynleri eğitin diyor eğitim bilimi.

Çünkü eğitimin temeli ailede atılır. İşte bu temel sağlam olmazsa, sonraki okullar, sağlıklı olmayan bir eğitim sürdürürler: İspatı PİSA sonuçları!

Sonra öğretmenler bu eğitim ilmine göre eğitilmeli ve her okulda Rehberlik ve Araştırma Merkezleri açılmalıdır. Sayın Bakan, bizde bu istenenler ne durumdadır?

Bence eğitim düzenimiz eğitim ilmine göre olmadığından, öğrencilerimiz derslerden haz almıyor, hatta sevmiyorlar ki okullarından kaçar gibi çıkıyorlar çoğu zaman.

Sayın Bakanım size tavsiyem eğitimciyi dinleyerek eğitim ilmini tanıyın ona göre sistem kurun istiyorum.

Ve bütün bunlara bağlı olarak da gazeteci ve gazeteler susturulmamalıdır diyorum.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık