• 01 April 2017, Saturday 20:22
MehmetSarı

Mehmet Sarı

Referanduma doğru giderken …

Mehmet SARI - Emekli İlköğretim Müfettişi

Bazı konuşmalar bazı yönlere götürdü beni. Örneğin, bir toplantıda konuşan evetçi bir gencin beyni öyle yıkanmış ve düşünceleri öyle saptırılmış ki, sanki FETÖ’nün yaptıklarını hatırlatır gibi idi.

Çünkü, “Evet kazanırsa bizler de kazanacağız” diyordu. “O zaman hakim, hekim, vali ve kaymakam bizim olacaktır ...” Ona göre ‘evet’in tek anlamı, makamların, kişilerin, kurumların emir altına alınması, ülkede otorite kurulmasıdır. Böylece daha iyi olacaktır … “Ondan evet vereceğim” diyordu.

Ona, böyle olursa hak hukuk mu kalır, ezilen çoğalmaz mı dediğimde, beynine çivi çakılmış gibi hep aynı şeyleri söylüyordu.

İlköğretim müfettişi iken, çocuğunu ‘Işık Evleri’ne verenleri hatırladım. Onlar da, “Çocuklarımız daha iyi makamlara gelecek” diyorlardı.

Ama bu genç gibi o çocukların da beyinleri yıkandı. Olan hem kendilerine, hem de ülkemize oldu!

Bu gencime de, “Evet kazanırsa geleceğimiz kötü olur!” dediğimde, ne kadar dil döksem de saplantısını yok edemedim ...

İşte bu nedenle, sorgulayan araştırıcı ve düşünceyi geliştirici bir eğitim lazım bize diyorum yıllardır. Ama ne yazık ki eğitimimiz dinselleştirildi ve adım adım akıl ve bilim dışına çıkarılmakta …

Ne yazık ki siyasetçiler de istenen anayasa değişikliğini tam anlatmıyorlar. Onlar da gerçekleri çarpıtarak konuşuyorlar. İşte, bu gençlerin yanılıp evet demeleri de bu yüzden oluyor.

Ben, Işık Evlerindeki eğitimin, ilişkilerin yanlışlığını, o zamanlar Milas Önder gazetesindeki yazılarımda yazdım. Gençlerimizi oralara mecbur bırakmayacak öğrenci yurdu yapmayı önerdim. Ama bu önerimi önemseyen, ele alan olmadı ...

Zamanında dertlere deva olmamanın cezası çekiliyor. Referanduma doğru gidilirken de zıtlaşmalarımız artıyor. Çözmemiz gereken çok sorunumuz varken onlarla ilgilenilmiyor. Zaman, kısır referandum çekişmeleri ile geçiriliyor ...

Oysa, yapılması gereken, başta eğitimin eğitim ilmine göre düzenlenmesidir. Böylece çocuklarımız ilgi ve yeteneklerine göre eğitilir. İşte o zaman, bugünlerde yaşadığımız yanlışları yapmayız ve tarım toplumundan sanayi toplumuna geçeriz. Böylece, Atatürk’ün hedeflediği çağın uygarlık düzeyine ulaşır ve refah toplumu olur, kardeşçe yaşarız. Hep dışarıya avuç açmaz emir kulu olmayız! Yani bağımsız ve özgür bir toplum olarak hayat süreriz.

Bütün bu dersleri bize Atatürk, Nutuk adlı kitabında anlatarak veriyor. Bunun için, Nutuk okuyalım ve okutalım, ayrıca çok kitap ve gazeteleri okuyalım diyorum.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık