Mehmet Sarı

Mehmet SARI - Emekli İlköğretim Müfettişi

İşte bu akıl ve bilim dışı olmamızdan, hayatımız huzursuzluk ve güvensizlik içinde yeni yıla girdik. Bundan mutlu olanımız pek yok. Ekonomik sıkıntı çekmeyenimiz, yani sorunu olmayanımız az.

Ama yoksulumuzun, işsizimizin sayısı her geçen yılda artıyor. Ayrıca eğitimimiz ilim dışı, okullarda öğrencilerin başarısı, dünya devletleri içinde çok gerilerde bulunmaktadır, istatistiklere göre…

Çünkü araştırıcı, sorgulayıcı ve düşünceyi geliştirici eğitim yerine, “dindar ve kindar nesil yetiştirme” yoluna girilmiştir, maalesef.

İşte eğitimdeki bu yanlış gidiş, ülkemizin sorununu çoğaltıyor ve hepimizi karanlıkta yaşatıyor.

Yeni yıla umut içinde giremedik. İçerde ve dışta yaşadığımız sorunlar, dertler, insanlarımızı mutlu yapamıyor, yeni yıla girmişken bile… Yeni yıla motorin ve çok gıdanın zamlanması ile başladık gene. Öğrenciler karanlıkta okullarına gidiyorlar. Yolda araba çarpmasıyla ölümler oluyor. Ayrıca camiden ayakkabı çalanımız. Allah ile siyasette aldatanlarımız çoğaldı. Bu nedenlerle, ‘akıl ve bilim dışı gidişimiz sürüyor’ diyorum.

Doğru demiyor muyum?

Ama İslam dinini yanlış anlayanlar ve uygulayanlar çoğaldığında, tarikat ve cemaatler sardı ülkemizi…

En kötüsü, Cumhuriyeti ve devrimlerini kaldırmak isteyenlerdir. Bunun için tek adam anayasasını yapmaya girişenler var. Böylece hakimiyeti kayıtsız şartsız millete veren Cumhuriyet kaldırılarak, tek yetkili, her konuda söz sahibi birine ülke yönetimi teslim edilecekmiş.

Vay ülkemin geleceğine!

O zaman bakın bir de olacaklara.

O zaman hasta halimiz daha da artar ama bu halimizin tam farkına varamaz eğlencelerle avunuruz.

İlim ve akıl dışı gidişler de çoğalır …

İşte yeni yıl başında da aynı hataları yaşıyoruz günümüzde maalesef.

Milas Dibekdere Köyünden, Müzik Ustası ve Halk Aydınlatıcısı, Önder Gazetesi Yazarı Dursun Girgin’in “Hasta halimizle eğleniyoruz” başlıklı yazısını tüm okurlarımın okumasını öneririm!

İşte ülkemizde ne zaman insanlarımız Dursun Girgin gibi ileri görüşlü olabilirse, çok olumsuzlukların farkına varıp çözüm bulmaya girişebilirse, memleketimiz iyiye gider, aydınlık günlere kavuşuruz. Ancak bu kavuşma olunca, her yeni yıla başlamamızı mutluluk içinde eğlenerek kutlama hakkımız olur …

Ama yeni yılda da dertlerimizle yaşayacaksak, bence de, hasta halimizde hastalığımızı gidermek esas işimiz ve çalışmamız olması gerekir …

1947 yılında Köy Enstitüsünü bitirip öğretmen olunca, okulum beni Ankara Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsüne daha da okumam için gönderdi. Orada kalkınmanın köyden başlayacağı ve nasıl olacağı öğretiliyordu.

Eskiden köylerde yapılan İmece Okullarında, geniş bir salon gibi işlik denem kısımlar vardı. İşte bu işlik denen büyük salonlar, kalkınmanın köyden başlamasında kullanılacakmış. Bunu Ankara’da anlamış, ülkemin kalkınmasına ümitle bakmaya başlamıştım.

Bu kalkınmayı yeterli sağlayabilseydik, köylü toprağından ayrılmaz, şehirlerde gecekondular oluşmaz, üretimden kopma olmazdı. Samanı, kurbanlığı bile dışarıdan almazdık…

O Ankara’daki Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünün kapısında “ Üretmeyenin tüketmeye hakkı olamaz” yazısı bu bakımdan çok anlamlı idi, geleceğimiz için …

İşte bu hedeften uzaklaşmamız sonucunda, üretmeyi bıraktık, daha çok tüketici olduk. Sonuçta ithalatçılığımız arttı, borcumuz çoğaldı maalesef…

Bu yüzden, ‘Yeni yıla akıl ve bilim dışında başladık!’ diye başlık attım.

İstediğim milli üretim, milli kalkınma ve bağımsız Türkiye’dir.

Bir de halkımı sorunlarının farkına vardırma ve bilinçlendirmedir amacım …

İstanbul’da 2017 yılının ilk saatlerinde meydana gelen terör olayında 39 kişi öldü, 65 kişi de yaralandı.

Bu insanlık dışı tablo, büyük yanlışlarımızı gösteriyor bence. İstihbaratta zayıflığımızı, zaaflarımızı da gösteriyor ki, terör olayları ülkemizde artıyor maalesef …