• 30 June 2016, Thursday 20:14
MehmetSarı

Mehmet Sarı

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e saygıyla ...

Mehmet SARI - Emekli İlköğretim Müfettişi

Aynen Mevlana Celaleddin-i Rûmi gibi, sanıyorum ölüm sence de düğündür ... Çünkü Allah yolunda gerçek aydınlatıcısı olarak İslamiyet’in esas yolcusu ve uygulayıcısı olarak örnek bir kişiliktin, ayrıca gerçek Atatürk sevdalısıydın sayın Yaşar Nuri Öztürk hocamız.

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk din alimimizi kaybettik, milletçe… Yalnız 7 yaşında hafız olan ve İslamiyet’i gerçek Kuran’dan tam anlatan eserleriyle Türk milletinin ve gerçek İslamların belleğinde yaşayacak, ölmeyecek, asla unutulmayacaktır.

Hocamın yazdığı çok kitabı okudum ve çok faydalandım. Bilhassa, “anlamak olmadan inanmak olmaz” bilgisi, İslamiyet için bende ışık ve inanç kapısı olmuştur. Hep bu kapıdan girdim bu iman konusuna hayatımda. Yani hocanın talebesi oldum.

Hocama Allah’tan rahmet, ailesine sabır diliyorum.

Böylece Muaviye’nin değil peygamberimizin İslam inancıyla yaşamaya çalıştım ömrümce… Yazdığı eserlerini okuyarak, bunu yaşamaya çalıştım geldim. Bu yüzden hocama minnettarım, hep rahmet edici olacağımı bildiririm, saygı ve sevgilerimle…

Hocam sayesinde İslamiyet’e hizmet için camiden önce okulun gerekliliğini ve üreticiliğin de ibadet olduğunu anladım. Aksi olsaydı Kuran’da Allah; “iyi kulum kullarıma iyilik edendir” demezdi, bence…

İşte bu iyiliği insanlara başta okullarda yetiştirilenler, üretilen besinler vermiyor mu? Böyleyse baş ibadet, okula gitme ve üretici olma değil midir? Ki canlıların baş ihtiyacı oksijendir. Bu da yeşil ağaçların yapraklarında fotosentez ile oluşur. Öyleyse ağaç dikmek ibadet sayılmaz mı Kuran’a göre?

Bunlar da bilgi ile olacağına, okula giderek öğrenileceğine göre okula gitmek ibadet olmaz mı? Akıl da bunu göstermiyor mu?

İşte ibadet olan okul açma ve İslamiyet’in de isteği olan bilgi sahibi olma gereği olarak M. Kemal Atatürk, Hitler’in zulmünden kaçan bilim insanlarına Türkiye’nin kapılarını açarak, bilim okulları açıyor. Ama bugün çok bilim adamı, yurttan ayrılıp yabancı ülkelere gidiyor. Yani beyin göçü sürüyor zamanımızda maalesef.

İşte bugün yaşanan karanlıklar ve karanlık kafalı insanların çoğalmasının baş nedeni, bu beyin göçü olayını bu ülkeye yaşatan ortamdır.

Bu karanlık yüzünden Yaşar Nuri hocamıza öldükten sonra da kötü sözler söyleyenler çıkıyor, maalesef.

Ki İslamiyet; “ölülerin arkasından kötü söz söylenmez” derken, buna bile uymayanlar var ülkemde bugün…

Yaşar Nuri Öztürk Atatürk’e saldıran yobazlar için şunu söylemişti:

“Düşmana karşı savaşmış din adamı da vardır, düşmanla bir olup Atatürk’e karşı savaşmış din adamı da… Problem dinde değil, kafada, adamda!” demiştir.

“Bugün İslam adı altında, Kuran’ın onaylamayacağı bir din oluştu. Cami sayısını arttırma dinin gelişmesi olamaz. Din Kuran’a uymaktır” demiştir.

Atatürk’e saldıranlar, talimatla hareket ediyor demiştir.

50 kadar İslam üzerine, 80 küsur yabancı dille her konuda eser yazan, üniversite profesörlüğünü Türkiye’de ve ABD’de yapmış birisini, gazetelerde binlerce yazıları yayınlanan hocamı tam anlatmanın benim haddim olamayacağını da biliyorum ama, gene acizane onu anmak yad etmek istedim bu yazımla…

Yani unutulmasını hiç istemiyorum.

Sayın hocamız milletvekili de oldu CHP’den. Siyasette de duayen birisi olmuş. Allah rahmet eylesin diyorum.

Hocama Allah cennetinde en güzel yeri ayırmıştır. Çünkü Kuran’da Allah “iyi kulum, kullarıma iyilik edendir” dediğine göre, büyük hoca ve aydınlatıcı olması ile kullara en güzel iyiliği yapmış büyük aydınlatıcıdır, sayın hocamız.

Bundan daha iyi insana iyilik mi olur.

Cennete en başta gidecek olanlar da sayın hocamız gibiler değilmidir sevgili okurlarım ...


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık