- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 26 December 2025, Friday 10:08
- 95 kez okundu
Günümüz çocuklarında gördüğümüz ve adına öz güven dediğimiz şey gerçekten de öz güven midir? Öz güven nedir ne değildir gelin bir göz atalım.
TDK da öz güven “insanın kendine güvenme duygusu” olarak tanımlanmıştır. Biraz daha açarsak kişinin kendini değerlendirmesi sonucunda yeterli görmesi ve bunu davranışlarına, sözlerine, çevresine yansıtmasıdır.
Öz güven sahibi kişi, kendi yapabilecekleri ve yapamayacakları hakkında bilgi sahibidir. Hedefleri vardır ve bunlar için çalışır. Kendini yeterli görmediği alanlarda geliştirmek için çaba sarf eder. Başardıkları için kendi ile gurur duyar. Yani kendinin farkındadır ve bu farkındalık sayesinde gelişimini sürdürür. Kendi ile barışıktır ve başardıkları ile mutlu olur, başarısızlıkları ise onun yeni başarıları için bir ders niteliğindedir. Böylece başarısızlık korkusu ile ezilmez.
Şimdi bu açıklamaların ardından günümüzde dilimize doladığımız ve her çocuğun öz güvenli olması üzerine attığımız nutuklara ve çocuklarımızda oluşturduğumuz gereksiz öz güvene bir göz atalım.
Çocuk kendi kişisel bakımını yapıyorsa öz güvenlidir. İlkokul çağındaki bir çocuk düşünelim; kendi montunu giyinebilir, defter kitabını toplayabilir, çantasını düzenleyebilir, yemeğini yiyebilir vs. bunları kendi yapmayıp yanındaki birinden rahatlıkla yardım istiyorsa –çekinmeden yardım istedi diye- öz güvenli olmaz. Söz sırasını beklemeden, söz almadan konuşuyorsa, herkesin her işine karışıyorsa öz güvenli olmaz. Öz güvenli olabilmesi demek kendi ile ilgili işlerde başarabileceklerinin farkında olarak cesaretle ve başarısızlık korkusu olmadan karar verir ve eyleme geçer.
Çocukların karar verme becerileri öz güvenlerin gelişimi için en gerekli beceridir. Hiç aklımıza gelmeyecek kadar küçük işlerde bile karar verme becerisini geliştirebilir. Ama ona karar verme hakkı tanınmalıdır. Sadece karar vermek değil verdiği kararların sonuçlarına katlanma sorumluluğu da verilmelidir. Yanlış verdiği kararlar sonucunda doğru kararları vermeyi öğrenecektir.
Bulunduğu her ortamda kimseye söz hakkı tanımayan, bütün ilgiyi üzerinde görmek isteyen, her söze karışan çocuklar öz güvenli olarak yanlış bir şekilde etiketlenmektedir. Oysa bu tür çocuklar sınırlarını bilmeyen çocuklardır. Durum öz güvenden kaynaklanmamaktadır. Çünkü bu çocuklar verdikleri kararların sorumluluğundan çok yaptıkları davranışla pohpohlanmış, düşünmeden hareket etmeye alışmış çocuklardır. Bunlar yaşamlarının her döneminde aynı şekilde sadece kendilerinin konuşma hakkı olduğunu düşünerek hareket ederler ve sonrasında onu/çevresini bekleyen tehlike narsizmdir.
Bir yazımda evdeki refahtan yararlandırdığımız ama sorumluluklara katmadığımız çocuklardan bahsetmiştim. İşte şimdi de öz güvenin refahından yararlanan ama sorumluluk kısmında olmayan çocuklar var elimizde diye düşünüyorum.
Ne yapmalıyız?
Gereksiz öz güven oluşturmamak için; öncelikle çocukların hata yapmalarına izin vermeliyiz. Ama hatalarından ders çıkarmalarına da yardımcı olmalıyız. Sürekli aynı hataları tekrarlayanlar hatalarından ders çıkarmayanlardır. Her şeyi mükemmel yapamayacaklarını bilmeli ve kendi yaptıklarını değerlendirmelerine fırsat vermeliyiz. Çünkü öz güvenli olmak kendi yapabileceklerinin farkında olmaktır. Başaramamaktan kokmamayı ama başarmak için de elinden gelen gayreti göstermesi gerektiğini öğretmeliyiz.
Bahane üretmeden kendi davranışlarının sorumluluklarını almaları gerektiğini bilmeliyiz. Bu nedenle yanlışları olduğunda onun yerine çocuğumuzu savunmak değil hatası ile yüzleşmesini sağlamak durumundayız.
Çocukların öz güveni öz bakım ile başlayıp sorumluluk sahibi olmaları ile devam eden bir süreçtir. Çocukları konfor alanından çıkararak bu süreci devam ettirmek gerekir.
İLKAY KUMTEPE/22.12.2025
-
25.12.2025 TRAVMA KORKUSU
-
31.10.2025 EĞİTİMDE VELİ KATILIMI
-
24.10.2025 SINIRSIZ ÇOCUKLAR
-
15.10.2025 ÇIK DIŞARI
-
10.10.2025 DEĞERLENDİRME
-
07.10.2025 OKULA BAŞLAMAK
-
10.01.2025 GÜVEN SORUNU
-
24.11.2024 24 KASIM
-
29.10.2024 CUMHURİYET NEDİR?
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …



Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.