• 16 July 2019, Tuesday 8:27
ZekiSarıhan

Zeki Sarıhan

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI NOT ETSİN…

Zengin olanlarımızdan maarifin değerini bilen bazılarının okul yaptırmaları, eğitim kurumlarına bina ve arsa vermeleri eski bir uygulamadır. Bakanlık da bu okullara o zenginin adını verir. Böylece millet bir eğitim kurumuna kavuşurken zenginlerin servetleri de meşruluk kazanır!

Bakanlık şimdi parayı bastırıp okulun adını satın alma uygulaması başlatmış! . Bakanlık, aldığı bu paraları diğer eğitim hizmetlerinde kullanacakmış. Bir okulun adı kaç para eder bilmiyoruz. Herhalde ilkokullarla orta okulların, liselerin fiyatları bir olamaz. Hatta az öğrencili okullarla kalabalık okulların adları da farklı fiyatlarla satılacaktır.

Belli ki, bakanlık, daha doğrusu devlet, eğitim hizmetlerine para yetiştiremiyor. Zam üstüne zam yaparak hazinedeki açığı kapatmaya çalışıyor, Merkez Bankasının yedek akçelerini bütçeye aktarıyor.

Ekonomik göstergelerin baş aşağı gitmesinin nedeni, mermi fiyatları olmasın? “Siz bir merminin kaç lira olduğunu biliyor musunuz?” denilmişti çünkü. Bu mermi öyle Kırıkkale tabancasının mermileri değil.

YÜZ YIL ÖNCE DENENMİŞ YÖNTEMLER

Osmanlı Devleti de 1914’te içine girdiği cehennemde hemen bütün parasını mermilere harcamış, bu durum eğitim hayatını felç etmişti. Hazine tamtakırdı ve devlet memur maaşlarını ödeyemez duruma düşştü.

“Milli Mücadelede Maarif Ordusu”nun sayfaları Mütarekede öğretmenlerin çektiği sefalete ayna tutuyor. Birinci Dünya Savaşı elde avuçta bir şey bırakmadığı için İstanbul Hükümeti, Mütareke döneminde memurlara maaş meselesiyle boğuştu durdu. Maaşlarını Özel İdare’den alan İlkokul öğretmenlerinin durumu ise “facia”dan başka bir sözle anlatılamaz.

Milli Eğitim Bakanlığının aklında bulunsun. Bakın Mütarekede okulların giderlerini karşılamak ve öğretmenlerin maaşlarını ödeyebilmek için İstanbul Hükümeti ne gibi yollara başvuruyordu:

Maaşları para bulunca ödemek! Maaşın bir kısmını yiyecek olarak vermek. Yatılı okulları gündüzlüye çevirmek. Bakanlığın elindeki arsaları satmak. Öğretmen sayısını azaltmak.Bir kısım öğretmenleri yarım maaşla mecburi izne çıkarmak.Maaşları indirmek.Eğitimi paralı hale getirmek.Bazı okulları kapatmak.Okulları satmak. Vakıf arazilerini satmak.Okullar için “iane” toplamak.Her okul için bir yardım derneği kurdurmak.Öğretim süresini aşağı çekmek.Okul müdürlükleri ve öğretmenlikleri açık eksiltmeye koymak.Öğretmen maaşını bir zengine verdirmek.

Son gelen haberler, hükümetin Libya’daki iç savaşta da taraf olduğunu gösteriyor. Savaşı çok seven yöneticilerimizin daha şimdiden okulların adını açık artırmaya çıkarması, gelecekte daha başka uygulamaların da yürürlüğe konulacağını düşündürüyor.

İlgililer not alsınlar. Mütarekede yukarıdaki önlemler de uygulanmıştı. Her ne kadar bunlar eğitimi de devleti de yıkılmaktan kurtarmadıysa da… (11 Temmuz 2019)

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık