• 06 October 2020, Tuesday 15:02
ZekiSarıhan

Zeki Sarıhan

(Terk Parti Döneminin Eleştirisi-3) TEK PARTİ DÖNEMİNİN KÖYLÜ POLİTİKASI

Tek Parti Dönemi hayranlarının hücumlarını gözden kaçırmayarak ben gene doğruları yazmaya devam edeyim. Çünkü bütün yazılarımda ezilenlerin haklarını savunacağıma ve doğrulardan sapmayacağıma yeminliyim.

Tek Parti Döneminin en önemli sorunlarından biri, köylülerin yaşantısında iyileşme yapacak önlemleri almayışıdır.  Oysa yüzde 80’den fazlası köylerde yaşayan halkın yaşama koşullarını iyileştirmek en başta gelen iş olmalıydı. Bunun yapılamayışının nedeni yeni devletin halkla, köylülerle bağı olmayan şehirli elitler ve toprak sahipleri tarafından yönetilmesidir. Muhalefet de yasak olduğu için köyün ve köylünün haklarını savunacak kurumlar yoktur. Genel olarak bakıldığında Türkiye’de köy, Osmanlı dönemindeki köy olarak kalmıştır.

EVLİ EVİNE KÖYLÜ KÖYÜNE!

Savaştan sonra “Evli evine, köylü köyüne” politikası uygulanmıştır. “Kurtuluş Savaşı Destanı’nda Nazım Hikmet bu gerçeğe “Kartallı Kâzım”ın savaştan önce olduğu gibi bahçıvanlığına devam ettiğini yazarak işaret etmiştir! Dahası var: Tek Parti döneminde köy ağaları ve zenginleri, yoksul köylülerin imiğine basarak topraklarını daha da genişletmişlerdir. Tapu memurları onların emrindeydi.  Kendi köyümde herkesin bildiği bu gerçeği siz de köylü iseniz ve köyünüzün tarihiyle ilgileniyorsanız kendi köyünüzdeki gelişmelerle karşılaştırabilirsiniz. 

Ağa ve eşrafın eline bırakılmış köy, ağır vergiler altında eziliyordu. Girişilen sanayi ve demiryolculuğun yükünü vergilerle köylüler çekmiştir. 1926’da kaldırılan ve köylünün belini büken aşar vergisinin yerini nakdî vergiler almıştır. Bunların başında hayvan ve yol vergileri geliyordu. İtiraz olarak denebilir ki, hızla sanayileşmek zorunda olan devlet, bu vergileri almaya mecburdu. Burada önemli olan fedakârlığın şehirli ile eşit paylaşılmaması, bütün yükün köylülere yıkılmasıdır.

Tek Parti dönemi, en önce yapması gereken köyün yapısını ele alma işini nerdeyse en sona bırakmıştır. Tonguç’un Şube müdürü Ferit Oğuz Bayır Köyün Gücü adlı kitabında bunun sorumlusunun İnönü olduğunu belirtir.

KÖY ENSTİTÜLERİNİ YIKAN TEK PARTİ

1923’te kurulan Tek Parti yönetiminin köy eğitimini ele alış tarihi devlet içindeki bir avuç idealistin çabalarıyla 17 yıl sonra 1940’te Köy Enstitülerinin açılmasıyla bir programa bağlanabilmiştir. Öğretmenler eliyle köylüyü okuryazar etmek ve bu arada tabii ki rejimin değerlerini köye taşımak ve köyde kapitalizmi geliştirmek amacıyla açılan Köy Enstitüleri, birçok eğitimcilerinin övgüsünü kazanmışken (birçok yazımda anlattığım gibi) enstitülerde filiz veren halkçılığın önünü kesmek için rejim tepkisini göstermekte gecikmemiştir. Enstitüler üzerinde 1946’dan başlayarak büyük bir operasyon yapılmıştır. Bu nedenle, devlet içinde halk için bir şeyler yapmaya çalışan bir avuç idealist eğitimcinin çabaları da hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştır.

ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA…

Tek Parti döneminde iktidar, köylünün oyuna muhtaç olmadığından halk avcılığı bile yapılamamıştır. Orda, uzakta bir köy vardır, o köy “bizim” köyümüzdür. “Gitmesek de, görmesek de, varmasak da” bizim köyümüzdür. Dönemin moda edebiyatına göre o köylerde gürbüz çocuklar yaşamaktadır. Halk mutludur! Halkevleri köylere folklor derlemeleri yapmak için gitmektedir. Tek Parti döneminin köylerden ne kadar habersiz ve köylülere dağlar kadar uzak olduğunun kanıtı, genç bir köy öğretmeni olan Mahmut Makal’ın köydeki yaşantıyı anlatan Bizim Köy kitabından ötürü 1950 seçimlerinden pek az önce tutuklanmasıdır. Aslında sınıf kininden kaynaklanan bu gafı DP kullanmış, Yeni Cumhurbaşkanı Celal Bayar Makal’ı köşkte ağırlayarak onurlandırmıştır. Buna bizim köydeki bir deyimle “Yemeyenin malını yiyiverirler” denir.

Köylülerin CHP’ye oy vermesi beklenemezdi. Bugün bile köylülerin tercihinin CHP olmayışının nedeni Tek Parti döneminin bıraktığı bu olumsuz mirastır.

Gelecek yazımda dönemin tanıklarından birini konuşturacağım. Tek Parti Dönemini eleştirdiğim için bana yönelen hücumlardan bir kısmı bu tanığa yönelirse belki yüküm azalır…


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık