• 27 June 2023, Tuesday 7:55
ZekiSarıhan

Zeki Sarıhan

CHP GÜNDEMDEYKEN…

Bütün basın yayın organlarının gündemini CHP işgal ediyor. Bu partiye yol gösterenlerden geçilmiyor. Bir kısmı Kılıçdaroğlu’nun kellesini isterken, il başkanları gibi biraz daha serinkanlı hareket edenler de yok değil.

Ben de memleketin ve halkın iyiliğini isteyen herkes gibi zaman zaman CHP hakkında bir şeyler yazdım. Şimdi yazacaklarım seçim yenilgisi veya Kılıçdaroğlu hakkında değil. Bambaşka bir konuda.

KURTULUŞ SAVAŞI GENÇLİĞİNİ ANLATMAK

Geçen yıl Nisan ayında, Ege bölgesinde çoğu Kurtuluş Savaşı Kadınları hakkında başarılı geçen 13 konferanstan cesaret alarak, mayıs ayı boyunca Ankara Trabzon hattındaki kentlerde Kurtuluş Savaşı Gençliği konusunda bir dizi konuşma yapmaya niyetlendim. Amacım, başta gençlerimiz olarak dinleyicilere Kurtuluş Savaşı yıllarında gençlerimizin yurt ve halk sorunlarına nasıl duyarlı olduklarını dilim döndüğünce anlatmaktı. İtiraf edelim ki, teknolojiyi çok iyi kullanan gençlerimiz ülkemizin ders alınacak geçmişiyle fazla ilgili değil. Geçtiğimiz seçimler sırasında da “Z kuşağı gümbür gümbür geliyor, ülkeyi gençler bu badireden kurtaracak” sözlerinin gerçek hayatta bir karşılığı yoktu.

Karadeniz bölgesindeki bu konferanslara hangi kuruluş ev sahipliği yapabilirdi? CHP niçin yapmasındı? Her ilde, her ilçede örgütü, bürosu, üyeleri vardı. Konferansın konusu CHP’nin yabancısı değildi. Kurtuluş Savaşı’na öncülük yapmakla, Cumhuriyeti kurmakla ve devrimleri gerçekleştirmekle övünen bir partiydi.

Konferans konusunu partinin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı, Ordulu olması nedeniyle aynı zamanda hemşerim olan Sayın Seyit Toruna bir not göndererek açtım. Daveti üzerine ertesi gün parti genel merkezindeki odasında buluştuk. Önerimi olumlu karşıladı. Bunu il başkanlıklarına yazacağını, onların da yol boyundaki ilçeleri harekete geçirebileceğini, benim programımı yaparak, aradıklarında onlara bildirmemi istedi.

Kırıkkale’den başlayarak yol boyundaki il ve ilçelerin listesini yaptım. Bunları tarihlendirdim. Yapılacak işleri de sıraladım. Ev sahibi CHP örgütü konuşmacıyı, otobüs garajından alarak konferansın yapılacağı salona götürecek, programa göre bir gece konuk edecek, o gün veya ertesi gün bir sonraki merkeze ulaştıracaktı.

TAŞRA ÖRGÜTÜNÜN İLGİSİZLİĞİ

Bir gün sonra CHP Genel Merkeziyle haberleştiğimizde, Partinin Van’da geniş katılımlı bir toplantı düzenlediği, bu programın ondan sonra yapılacağı bildirildi. Van’daki bir hafta süren toplantıdan sonra yeniden aradığımızda konunun il merkezlerine bildirildiği söylendi. Ben il ve ilçelerden davet beklemeye başladım. Bir gün geçti, iki gün geçti, üç gün geçti, arayan soran yok! Yaptığım programın takvimi geçersiz hale geldi, fakat onu güncellemek mümkündü.

Aradan bir hafta, on gün geçtikten sonra yalnız bir yerden Trabzon’dan bir telefon geldi. Konuyu sordular, anlattım, başkanla konuştuktan sonra bana döneceklerini söylediler. Döndüklerinde de olumsuz yanıt verdiler. Çay mevsimi gelmişti, sırada fındık mevsimi vardı! Millet işiyle gücüyle meşguldü. Sonuçta planımıza hiçbir CHP örgütü tarafından itibar edilmemiş, bütünüyle çökmüştü!

Bu deneyim, beni şunu düşünmeye götürdü. Parti örgütü, yalnızca delege hesaplarıyla, miting ve seçim işleriyle mi ilgiliydi? Parti üyelerinin ülkenin sorunlarını, tarihi ve sosyal derinlikleriyle birlikte kavramak, çevrelerine ışık tutmak gibi bir görevleri olmayacak mıydı? Partide kitaplıklar var mıydı? Varsa bu kitaplar okunuyor, tartışılıyor muydu? Bütün bunlar hakkında somut bir bilgim olduğunu söyleyemem. Bu gibi etkinlikleri daha çok demokratik kitle örgütlerinin düzenlediğini biliyoruz. Fakat CHP neden düzenlemiyor?

Geçmiş yıllarda yurdun birçok yerinde olduğu gibi Ankara-Trabzon hattındaki merkezlerde de çeşitli etkinliklerde konuşmuştum. Merzifon, Amasya, Havza, Samsun, Giresun, Trabzon, Of’ta, bunların bazılarında birden çok olmak üzere kitlelere hitap etmiştim. İhtimaldir ki, CHP örgütleri, bu öneriyi yapan benim hakkımda bir bilgiye sahip değiller. Dinleyicileri salona çekecek bir şöhretimin olmadığını düşünmüş olabilirler. Üstelik bütün toplum bir sağcılaşma dönemi yaşıyordu. Bunu anlarım fakat ülkemizde tarih, sosyoloji, felsefe, ekonomi, iş hayatı, kültür-sanat alanlarında ünlü ve yetkin pek çok kişi var. Bunlar CHP örgütü tarafından davet edilip konuşma yaptırılıyor mu? Asıl sorun burada.

CHP’nin canlanması, halkı sarıp sarmalaması ve halka öncülük yapması gibi konular gündeme gelince ben de bunları yazayım dedim…

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık