• 07 July 2025, Monday 23:09
ZekiSarıhan

Zeki Sarıhan

LEMAN’DAKİ KARİKATÜR

Geçtiğimiz hafta ülkemiz cehaletten kaynaklanan koyu bir gericilik yaşadı. Şeriatçı yobaz bir grup İstanbul Beyoğlu’nda Leman dergisinin bulunduğu sokakta buluşmuşlar. “Yaşasın Şeriat” “Kahrolsun laiklik!”diye bağırmışlar. Polis kendilerine gayet nazik davranmış. Bu örgütlü kalabalık yerine Leman dergisi yöneticilerini ve çizerlerini kelepçeleyip götürmüş.

Basın yayın araçlarında bir vaveyladır koptu. Kutsal dinimize saygısızlık yapanlar kahrolsunlardı! Gerekli cezayı görsünlerdi! Sayın hanımefendi ve beyefendi, kutsallarımıza dil uzatan böyle bir davranışı asla tasvip edemezdi!

Gözaltına alma anındaki fotoğrafları İçişleri Bakanlığının basına dağıttığı açıklandı. Son zamanalarda kelepçeli sanık fotoğraf ve videolarıyla sıkça karşılaşıyoruz. Sorguya götürülenlere kelepçe takılan insanların, yanlarındaki polislerin elinden kurtulup kayıplara karışacaklarından şüphe edildiği için değil, “Biz insanı işte böyle aşağılarız” mantığı ile kelepçelendikleri gün gibi açık. İbreti âlem olsun diye yapılmaktadır.

KARİKATÜRDE NE VAR?

Beni aldı bir merak, din duyguları acaba nasıl aşağılanmıştı? Haberleri duyuyor, okuyoruz fakat karikatürün kendisi ortalarda yok. Dergi toplatıldığına göre hakkında yasak kararı bulunuyor olmalı. Sonunda bir internet mecrasında yayımlandığını gördüm.

Leman’ın 26 Haziran tarihli sayısı, “Filistin Özel Satısı” olarak çıkmış.

Kapakta Filistin toprakları üzerine pençesini geçirmiş ABD’yi temsil eden bir leş kargası yer alıyor. Muhtemelen arka kapak olan başka bir sayfasında ise şöyle bir çizim var. Filistin topraklarına füzeler yağıyor. Yukarılarda ise  kanatlı ve başlarının üzerinde halelerden cennetten geldikleri anlaşılan  iki insan figürü var. Sağdaki “Selamın aleyküm, ben Muhammed” diyor. sağdaki da ona “Aleyküm selam, ben Musa” diye cevap veriyor. Birinci figürün Filistin’deki Müslümanları, ikincisinin ise Yahudileri temsil ettiği adlarından da anlaşılıyor. Bu iki iyi insanın ne yapmak istedikleri ile ilgili başka ayrıntı yok. Fakat bunların birbirlerine saygı duydukları, Filistin’deki insan kıyımına karşı çıktıkları, barış istedikleri açık.

Koparılan gürültü, çizimde görülenlerden birinin adının Muhammed olmasından kaynaklanıyor. İslamiyet’in çıkışındaki anlayışa göre insan resmi çizmek günah. Ancak bu yasak Orta Çağ’da gravür çizimleriyle yumuşatılmış. Yalnız peygamberin resmini çizme yasağı ile sınırlanmış. Günümüzde de Müslüman toplumları buna uyuyor.

Şüphesiz bu yasak da nedensiz değil. İslamiyet putlara tapıldığı bir sistem yerine mekândan münezzeh bir varlığa, Tanrı’ya tapılma evresine geçişin adıdır. Bu nedenle olumlu bir anlayışı temsil eder. (Ancak günümüzde adı “tapma” olarak konmasa da bazı insanların her şeye kadir, yaratıcı ve hesap sorulmaz birer varlık olduklarını kabul eden anlayışlar her kültürde var.) Dolayısıyla insana tapma yasağının gerçekte yürürlükte olmadığını söylemek yanlış olmaz.

Neyse, İçişleri Bakanlığının açıklaması üzerine bu konuda demeç vermek için iktidar ve muhalefet çevrelerinden bir hayli yetkili sıraya girdi. Dergiye ve çizerine dünyada yatacak yer bırakmadılar. Konu sözüm ona inançlar olunca demeç vermek için sıraya girenler böylece halka, bunun da kendilerine oy getireceğini düşünüyorlar.

Birkaç kişi yanında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklaması ise tamamen farklı idi. Özel, çizimden ne anladığını açıkladığı gibi Leman dergisinin kültürümüze hizmetlerine de değindi.

Ben de çizimi görmüş biri olarak anladıklarımı yazmasaydım, içim rahat etmezdi. Çünkü daima gerçeği yazmaya ve söylemeye yemin etmişliğim var.

PEYGAMBERLERİ ALET ETMEK

Tarihin gidişine müdahale edip büyük dönüşümlere önderlik eden kişilerin daha sonra zulme ve sömürüye alet edilmesi ilk çağdan beri sürüyor. Konumuz bağlamında alacak olursak, Hazreti Musa, Mısır Firavunlarının köleleştirdiği Filistinlilerin başına geçerek onları Mısır’dan çıkardı ve Filistin’e getirdi. Tarihte ilk tek tanrılı dinin kurucusu oldu. Roma İmparatorluğu dönemine gelindiğinde Yahudi toplumu ahlaken çürümüş bulunuyordu. Yahudi ileri gelenleri Roma zalimlerinin işbirlikçisi haline geldiler.  Bu koşullarda genç İsa, bir vaiz olarak toplumun gidişini eleştirmeye başlayınca Yahudiler onu Roma zalimlerine teslim ettiler ve çarmıha gerdirdiler. Kölelerin, ezilenlerin dini olarak yayılan Hristiyanlık, Roma İmparatorluğunun dini hâline geldikten sonra zalimlerin bir zulüm aleti haline geldi. Halen de başta Amerika emperyalizmi olarak Hristiyan âleminin yöneticileri tarafından bu işlevi sürdürülüyor.

Hazreti Muhammet de kabilelere bölünmüş ve her kabilenin bir putu olan Hicaz’da bir devrim yaptı. Arapları tek bir Tanrı düşüncesinde toplayarak aralarındaki çatışmalara son vermek istedi. İslam dini de ortaya çıktığı dönemdeki gibi kalmadı. Emeviler, İslam’ı kendi çıkarlarına göre biçimlendirdiler. Osmanlı’da İslamiyet (Sünnilik) Padişah’ın iktidarının bekçisiydi. Bugünkü İslam dünyası parçalı bir durumdadır. Bütün İslamlar, şüphesiz Beyoğlu Caddesinde “Kahrolsun laiklik, Yaşasın Şeriat” diyenler gibi düşünmüyor.

Dinle devlet işlerinin ayrılması anlamına gelen laikliğin güvencesi günümüzde artık devlet değil, inanç özgürlüğüne saygı duyan ve bunu devlet işlerine karşı karıştırmaktan yana olmayan halk kitleleridir.

 

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık