Zeki Sarıhan

(ÖNDER’in notu: Yazarımız Sayın Zeki Sarıhan, Nisan ayı boyunca Ege Bölgesi’nde bir dizi konferans veriyor. Bunlardan birkaçı Köy Enstitüleri üzerine. Diğerlerinde ise, Kurtuluş Savaşı’nın 100. Yılında “Kurtuluş Savaşı’nda Kadın Harcı” konusunu anlaltacak.

Sayın Zeki Sarıhan, bu konferans  dizisinin bir ayağı da, önümüzdeki Pazar günü, 24 Nisan’da Milas’ta gerçekleştirilecek. Atatürkçü Düşünce Derneği Milas Şubesi’nin düzenlediği konferans, Pazar günü MİTSO Konferans Salonu’nda, saat 14:00’de yapılacak.)

Çarıkları çekip memleket sevdasıyla yollara çıkışımın 7. günü akşamı Kuşadası Öğretmenevi’nden yazıyorum. 150 bin nüfusluk bu turizm kentine dördüncü gelişim.

İlk kez 1967 yazında çıktığım Ege gezimde burada bir gece kalmıştım. Öğretmenler beni tek katlı ilçe milli eğitim müdürlüğünde yatırmışlardı. 1990'larda bir konferansa çağırmışlardı. Üçüncü gelişimde de İstiklal Marşı hakkında konferans vermiştim. Bu kez de aynı yerde Erkan Yücel Sahnesi'nde Kurtuluş Savaşında Kadın Harcı konusunda konuştum. Etkinliği Kuşadası Kent Konseyi düzenlemişti.

Kent Konseyi Başkanı Mustafa Ünver'in davetiyle saygı duruşunda bulunduk. İstiklal Marşı'nı söyledik. İnternetten indirilmis özgeçmişimin okunmasından sonra bir saat 15 dakika ‘Kurtuluş Savaşımızda Kadın Harcı’nı anlatmaya çalıştım. Kadınlara bugün düşen görevlerden de söz ettim.

Ardından birkaç izleyici soru sordu.

Etkinliği daha çok kadınlar omuzlamış gibiydi. Burada 29 Ekim Kadınlar Derneği’nin yeni kurulmuş bir şubesi var. Tire Şubesi’nden de beş kişi gelmiş. Hepsiyle kısa sohbetlerim oldu. Mesleklerini, işlerini öğrenmeye çalıştım. Çeşitli bürolarda çalışıp emekli olmuş, topluma, özellikle kadın mücadelesine katkıda bulunmak isteyen bir kadın profili karşıma çıktı. Bugunkü etkinliğe gelenlerin üçte ikisi CHP'li, üçte biri ise İYİ Partili imiş. Buralarda da 6'lı ittifakı bir arada tutmaya çalıştıkları anlaşılıyor. Ortalıkta sosyalist sol görünmüyor!

Limanda devasa bir yabancı turist gemisi duruyor. Gündüz uğradığımızda Kent Konseyi’nde buraya yerleşmiş yabancıların temsilcilerinin toplantısı vardı. Hepsi Türkçe öğrenmişler. Burada en cok İrlandalılarla Almanlar varmış. Nüfusun yüzde üçünün yabancılardan oluştuğunu söylediler ki aslında artık yabancı olmaktan da çıkmış sayılırlar.

Yazlıkçılara gelince, henüz gelmemişler ama öncüleri yazlıklarını silip süpürmek için geliyorlarmış.

Dün kentin caddelerini şöyle bir kolaçan ettim. Kuşadası'nın ölüleriyle, mezar taşları aracılığıyla tanıştım. Şehrin ortasında kalmış, temiz ve düzgün bir mezarlığı var. Konyalılar Derneği’nin lokalinde 2.5 liraya bir çay içtim. İzmir Otogarı’nda bir bardak çay 7 lira idi. Ekonomideki şaşkınlık her yere vurmuş. İki saatte alınan Bergama-İzmir otobüs ücreti 50 lira. Bir saat 10 dakika süren izmir-Kuşadası ise 70 lira!

Kuşadası'nın iki büyük tarihi yapısı kale ve Kervansaray. Bir de dünyada örneği olmayan minyatür eserler müzesi. Eserler o kadar küçük ki ancak büyüteçle görülebiliyor. Şaç teli üzerine yazılan Besmele gibi.

Bir lokantanın adı: Yiyin Gari. Yiyin de, bir çorba, dolma ve sütlaç 73 lira. Eh, biz de parayı zaten ot başından topluyoruz..

Yarın saat 14.00'te Güzel Çamlı beldesinde konuşacağım. (Kuşadası, 20 Nisan 2022, Saat 22.35)