• 25 October 2018, Thursday 19:06
HüseyinAçar

Hüseyin Açar

Kara komedi ne düşündürdü ne güldürdü

Uzun bir süredir ilçemiz Milas’ta bir tiyatro oyunu izlemiyorduk. Yerel sanatçılarımızın organizasyonları olan oyunlar geçtiğimiz yıl  tiyatroseverleri oldukça mutlu etmiş ve izlenen oyunlar beğeni almıştı.

Bu yıl henüz daha ilçemiz tiyatro sanatçılarımızın oyunlarını izlemedik. Milas Karya Tiyatro Atölyesi ve MİŞTİ sanıyorum ki yine bu sene oldukça etkili ve güzel oyunlarıyla perdelerini açacaklardır.

22 Ekim Pazartesi günü Milas Sanatçılar Derneği tarafından Milas’a getirilen profesyonel bir Tiyatro Ekibi olan Mask-Kara Tiyatrosunu izleme fırsatı bulduk.

1994 yılından buyana oyunlarıyla sahnelerde olan Mask-Kara Tiyatrosu Cumartesi Annelerinin çektiği acıları, yaşadıkları sıkıntıları kara komedi tarzında bir oyunla sahnelemişler.

Şenay Tanrıvermiş’in yazdığı bu oyunun yönetmenliğini aynı zamanda oyunun oyuncularından biri olan Hülya Karakaş üstlenmiş. Ebru Üstüntaş, Makbule Meyzinoğlu, Hülya Karakaş, Ayşenur Nuhoğlu ve oyunun tek erkek oyuncusu Mert İşcan, bu oyunda rol alan sanatçılarımız.

Açıkçası ben de ilk kez bu tarzda bir oyun izledim. Az sayıda Milaslı Tiyatroseverin  pür dikkat izlediği bu oyunda 3 sosyetik ve oldukça zengin, halk deyimi ile kokoş kadının,  Cumartesi annelerinin yaşadıkları sıkıntıları ve duydukları acıyı kara komedi tarzında  hicivleri, esprileri ile anlatma çabalarını Milaslı Tiyatroseverler ne kadar anladılar bilemiyorum.

Oyunu izleyenlere baktığım zaman oldukça genç bir grubun da olduğunu gördüm. Çeşitli siyasi nedenlerle çocuklarını kaybeden, yaşayıp yaşamadıklarını bilmeyen ve evlatlarından bir iz bulabilmek, bir haber alabilmek için uğraşan, çabalayan ve bu uğurda birleşerek çeşitli eylemler yapan Cumartesi Günü Anneleri ismi verilen bu insanların var olduğunu ne kadar kişi biliyor acaba diye merak etmedim değil.

Bana oyunu beğendin mi diye sorsalar sanıyorum ki hayır cevabını verirdim. Etkilendiğimi söyleyemem. Zaten bu oyunun amacı güldürmek değil düşündürmek.. Ülke gündeminde yer etmiş bir olaya, bir habere dikkat çekmek olarak değerlendiriyorum.

Emeğe, çabaya, uğraşıya ve yorgunluklara son derece saygılıyım. Özellikle bir tiyatro oyununun bire bir izleyici ile canlı olarak sahnede buluşması oldukça zahmetli ve yorucu bir iştir.

Bu anlamda Mask-Kara Tiyatrosunun tüm oyuncularına teşekkür ediyorum. Emeklerine, çabalarına, ayaklarına sağlık diyorum.

Oyuncular rollerinin hakkını başarıyla sahnede verdiler.

Sahnede kendini tekrarlayan bir oyun izlediğimi düşünüyorum.

Birkez daha altını çizerek söylüyorum ki, Milas Evlendirme ve Düğün Salonu bir tiyatro oyununun sahneleneceği ve bu oyunların izleneceği bir yer değil. Adı üzerinde Evlendirme ve Düğün Salonu. Bu salonda nişan yaparsınız, nikâh kıyarsınız, düğün yaparsınız olur gider; hatta Belediye Meclisimizin Toplantı Salonu olarak ta kullanırsınız, buna da tamam da, Tiyatro Salonu olarak kullanılmasına gelince artık olmuyor, olamıyor diyorum.

Altta Migros alışveriş mekânı var. Oyunu dikkatle izlemeyeçalışıyoruz, konsantre olmuşuz; sesleri,esprileri, cümleleri kaçırmayalım diye uğraşıyoruz, o da ne, alttan tak tak tamirat sesleri geliyor.

Biz bu gürültüleri duyduk rahatsız olduk. Bilemiyorum sahnedeki oyuncular duydular mı? Duydular ve profesyonellikleri gereği duymazlığa gelerek oyuna devam ettiyseler onlara helal olsun demek kalır bizlere…

Salonun akustiği yok, sesleri duymak, oyunu kaçırmamak için azami dikkat gösteriyoruz zaten. Allahtan oyunu izlemeye gelen tiyatroseverler gereken dikkati ve önemi gösterdiler.

Bize bir tiyatro salonu lazım, o da hemen lazım deyip, yerel yönetimlerimize göndermemizi de yapalım.

Bir de; geçmiş günlerde kutladığımız Engelliler Haftası ya da günü ile ilgili olarak son bir sözüm var; hani diyoruz ya “engelleri aşalım” diye, sözde kalmasın diyorum.

Engelli vatandaşlarımızında tiyatro izleme, düğünlere gitme, eğlenme, kısaca yaşama hakları var. Engellilerimiz hâlâ bu salona çıkamıyorlar!..

Biliyorum yazı yazıp sıkıntıları söylemek oldukça kolay diyecekler ama olsun biz yine söyleyelim. Milas güzel şeyleri hak ediyor diyelim ve modern bir tiyatro salonuna ihtiyacımızı ve isteğimizi bir kez daha belirterek, köşe yazarlığı görevimizi yapalım.

Atatürk’ün özlü ve güzel bir sözü ile yazımızı da noktalayalım.

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık