- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 09 November 2017, Thursday 18:41
- 3030 kez okundu
Yılmaz Kaya AYLANÇ -
Bazen nasıl bir çıkmazda hissediyor insan kendini. Doğrular bir tarafta, ama yapması veya içinde bulunması gerekenler bir tarafta. Hani aileden biri bir şey yapar da dışarı karşı herkes onu korur. Yaptığını gördüğü halde en azından “görmedim” veya “o yapmadı”, söylediğini duyduğu halde “duymadım” veya “öyle söylemedi” diyebiliyor insan. Ailesini korumak için ! Bunun gibi bir şey.
Peki doğru nerede ? Doğrunun yanında durmak, doğrudan yana olmak. Bunun anlamı nedir? Sadece kişisel olarak değil, ailesel, toplumsal veya ülke veya da evrensel olarak. Doğru olan bu ailede, bu mahallede, bu ülkede başka da dünyanın başka yerlerinde başka mı? Böylesi doğru mu? Bunu savunmak olmasa bile böyle davranmak nasıl hissettirecek insanı kendine. Çocuklarına, çevresine ne diyecek, nasıl savunacak davranışlarını veya fikirlerini. “Aslında doğru bu ama böyle davranmam gerekiyor” demek nereye götürecek bizleri.
Düşünsenize, savunduğunuz ve şimdiye kadar arkasında durduğunuz ve öyle olduğu için toplumsal desteği aldığınız bir olay için, tüm yapılanları bir tarafa bırakıp, “ama biz şimdi yapılanları destekliyoruz” diyorsunuz. O ana kadar sizi destekleyenler, düşünce ve davranış sistematiğini sizin ürettiğiniz veya yeşerttiğiniz fikirler üzerine oturtan ve o fikirlerin sentezinden hayat bulan insanlar şimdi ne yapacak. Bu ana kadar olanlar mı yanlış, yoksa şimdi bu mu yanlış.
Tüm bunları şu nedenle söylüyorum, demokrasi bize veya başkasına göre değişebilir mi? Evrensel insan hakları bizde başka, dünyada başka olabilir mi?
Bugün iktidarın ortaya koyduğu politikalar ile geldiği bu noktada ekonomi, siyasi ahlak, eğitim, adalet, toplumsal barış, dış politika, toplumsal değerler, laiklik v.b. tüm konular ortada iken ve neredeyse hepsinde olumsuz bir tablo varken, sadece bir konuda “biz arkasındayız” demenin kendi seçmeninde ciddi bir travma yarattığı kanaatindeyim. Öyle ki gelinen o noktaya nasıl gelindiği, bu noktanın hangi yanlışlar yapılarak oluştuğu anlatılmadan ve bu durumun hesabını vermesi istenmeden nasıl destek olunabilir? Bu desteği kendi seçmeni nasıl hazmedebilir? Nasıl savunabilir ?
Demokrasi uzun süredir ve özellikle OHAL sonrasında ayaklar altında değil mi? Ekonominin her konuda ve kesimde berbat durumda olmadığını kim söyleyebilir? Dış politikada on beş gün önce en iyi durumdayız dediğiniz devletle on beş gün sonra vizeleri askıya alma durumuna gelmiş olmamızı nasıl izah edebilirsiniz? 2002 Aralık ayında 1 Amerikan dolarının 1,64 TL. bugün 3,68 TL. olması nasıl bir başarıdır? Dış borcumuz 2002 yılında 130 milyar usd’den, 2017 yılında 400 milyar usd’ye nasıl çıktı? Tüm ekonomik olumsuzlukların üstüne üstlük, eldeki tüm Cumhuriyet kuruluşları satılmadı mı? Basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 150. olduğumuzu çocuklarımıza nasıl anlatırız? Eğitimde PISA testi sonucunda 72 ülke arasında 50. olmamızı, buna rağmen halâ her yere imam hatip açma yarışında olunmasının neresi doğru? Türkiye, dünyada hukukun üstünlüğü endeksinde 102 ülke arasında 80. sıraya nasıl geldi? “Sağlıkta devrim” diye gelinen noktada, özel şirketlerin ellerine teslim edilmiş gelir garantisi hazineden sağlanan bir sağlık anlayışına nasıl gelindi? Yapıyoruz dedikleri yol, köprü, geçit gibi projelerin bütçeden değil, hazine garantili yap işlet modeli ile yapımcı firmaları zengin edercesine yapıldığını, bu garantili işler nedeniyle yollardan ve köprülerden geçen-geçmeyen tüm vatandaşların bu yanlış hesapların bedelini her ay ödemek zorunda kalmasını nasıl izah ediyoruz? Tarımda, berbat edilmemiş bir şey kaldı mı? Kendi bakanları açıklamadı mı, “2002’de kendi kendine yeten ülke bugün bu noktaya nasıl geldi?”. Üstüne üstlük Müslümanları Avrupa’nın göbeğinde katleden Sırp kasaplar ile 5000 ton et ithalini zafer gibi ilan edip el sıkışmalarını, sırt sıvazlamalarını nasıl anlamalıyız?
Bize söyleyecek bir şey bırakmadı… Yine bu sürede Cumhuriyetin değerlerinin aşındırılmasını, kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “küçültülmesi” ve “unutturulması” yönündeki beyhude gayretleri halâ yaşamakta olduğumuzu görmüyor muyuz?
Daha ne yazmam gerekir ki durumun dünden iyi olmadığına ve gidişin daha da kötü olacağına dair. Tabii bu sonuç, çağdaş, ilerici, evrensel değerler ile Atatürk’e ve onun kurduğu Cumhuriyete ve değerlerine itibar eden ve laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti anlayışına hakim bir görüş için böyle.
Tüm bu olumsuzluklar karşısında tek ümidim, demokratik yoldan iktidarın değişmesini istemek olmaktadır. Bunun için de ana muhalefet partisinin iktidara talip olarak halkın ümidi olmasıdır/olabilmesidir. Olabilmek için de tutarlı, istikrarlı, güvenilir ve sürekliliği olan politikalar üretilmesi ve bunların halka anlatılabilmesi gerekmektedir …
Son söz; Atatürk’ümü, Cumhuriyetimi ve Devletimi geri istiyorum!
(11.10.2017/ 21 Ekim 2017)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.