- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 13 July 2019, Saturday 8:49
- 3376 kez okundu
Kimsenin dur diyemediği, denetleyemediği, karşı çıkışların azarlandığı, hatta kanun gücüyle korkutulmaya ve sindirilmeye çalışıldığı, hataların üstlerinin kapatıldığı, savurganlığın ve müsrifliğin devam ettiği, ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturan dar gelirlilerin göz ardı edildiği, ‘sadece ben bilirim dönemi’ni en ağır şekilde yaşadığımız zamanlardayız.
Öyle ki bir olası muhalif için fetö soruşturmasına konu edileceği haberleri ve yazıları ortalıkta uçuşurken, iktidar yanlısı ağır toplardan biri televizyondan ilgili savcıyı uyararak hata yapacağını söyleyebiliyor ve savcı soruşturmayı hemen kapatabiliyorsa nasıl bir hukuk sistemindeyiz tasavvur ediniz. İnsan yine de sormadan edemiyor, hukukun üstünlüğü mü, üstünlerin hukuku mu?
Aynı rahip Branson ve diğer pek çok örnekte olduğu gibi.
Ülke ekonomisinin yerle bir olduğu bu dönemler, pazar yerlerinin gittikçe sessizleştiği zamanlar. Bamyanın yazın bu zamanı 18 liradan satılmaya çalışıldığı zamanlar.
Hatırlar mısınız 31 Mart seçimlerine birkaç hafta kala açılan tanzim satışları. Kışın yaz sebzelerinin neden bu kadar pahalı olduğunu devlet tartışıyor. Bir nakliyeciye, bir kabzımala bir çiftçiye saldırıyordu. Seçimden sonra birden duman gibi konu yok oldu. Bunca zarar halkın sırtına bindi. Hesap sorulabildi mi?
Tabii ki hayır.
Ne farkı var iki buçuk milyar dolar verip alacağımız silahları da eğer Amerika istemez ve uzlaşılırsa bir kenara koyuveririz deniveriyor. Sorumluluk var mı?
Tabii ki yok.
Ben saymakta zorlandım: Gerek partili Sayın Cumhurbaşkanı, gerekse damat Maliye ve Hazine Bakanı veya başkaca hükümet yetkilileri bir yıl içinde kaç kez ekonomik program açıkladılar.
Her neyse, sayının çok önemi kalmadı, asıl olan sonuç.
Sizce sonuç alınacak bir çözüm üretildi mi?
Tabi ki hayır.
Nerden biliyoruz?
İnsanın kefen parasını harcamak zorunda kaldığı gün o insanın işlerinin yolunda gittiği gün müdür?
Tabii ki değildir.
İşte bir ülke içinde TCMB yedek akçelerinin hazineye devredilmesi talebi ve uygulaması da bir ülkenin son çaresi değil midir?
Hem de ‘en son çare’ olsa gerek.
Bu kararlar nasıl alınıyor, ülkenin seçilmişleri bu kararları tartışabiliyor mu?
Tabii ki hayır.
Tartışsa bile saraydan ne deniyorsa o oluyor.
Buna hayır diyecek bir kurum ve kişi var mı?
Tabii ki yok:
Bu demokratik ülkeler için normal bir durum mu?
Tabii ki değil.
Bu durumda seçtiğimiz vekillerin bir anlamı ve yetkileri kalmış mıdır?
Görünür durumda kalmamıştır.
Peki kim yetkili?
Tek yetkili, Partili Cumhurbaşkanı.
Her istediğini yapabilir mi?
Tabii ...
Şüphen mi var, TCMB başkanını neden bilmiyorum ama gece yarısı görevden almadı mı?
Peki neden?
Sanırım iki nedeni olabilir. Birincisi, kesin faizleri, ekonominin doğal şartlarını bir tarafa bırakıp indirmesi talimatı verdi, ancak başkan bu talimata uymadı. İkinci neden ise veya buda üzerine tuz biber olan yedek akçeleri alma isteği.
Demokratik ülkelerde bu işler böyle mi olur?
Tabii ki hayır.
Herhangi bir rektör, okulun bahçesinin herhangi bir yerine istediği zaman imar planı, ruhsat gibi gerekli yasal zorunluluklar yerine getirilmeden yurt yapacağım diyebilir mi? O okulun öğrencilerinin ağaçları kesmeyin diye düşüncelerine biber gazı sıkılır mı?
Hayır demekten sıkıldım ama Tabii ki hayır.
Bir demokrasi kurum ve kuruluşlarının dengesi kadar, karar alma konusundaki angajmanları ile de değerli değil midir?
Tabii ki evet.
Bütün bunların sonunda hepinizin bildiği gibi güçler ayrılığı ve dördüncü kuvvet medya, evrensel ölçekte olması gerektiği gibi midir?
Maalesef tabii ki hayır.
Peki ne olacak memleketin hali?
Güzel soru. En kısa ve demokratik yoldan parlamenter sisteme geri dönerek tek adamlı rejime son vermek. Ulusun temsili olan Cumhurbaşkanlığını tarafsız formata geri döndürmek. Demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarını, tüm paydaşlarını olması gereken yere koymak ve çalışır hale getirmek. Dördüncü güç değil sadece, hiç kimsenin ve kuruluşun yalakalık yapmasına olanak sağlayacak yapılarda ve uygulamalarda bulunmamak.
Böylece ülke insanının refahı ve mutluluğu için ve halkın ortak edildiği bir yönetim anlayışını tesis etmek.
Ülkeyi kuruluş ayarlarına geri döndürerek, gericiliği ortadan kaldırarak Cumhuriyet hükümetlerinin oluşmasını sağlamak.
O zaman faiz için talimat vermeye gerek kalmayacaktır. (08.07.2019)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.