- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 16 October 2018, Tuesday 19:32
- 3179 kez okundu
Yurt dışında gazetelerin birinci sayfasını dolduracak haber bir elin parmaklarını geçmez. Genelde de birinci sayfa haberleri yeteri kadar olmadığından, “ağaçta kalan bir kedinin haberi” bile birinci sayfada yer alabilir. Bizim belki de 5 veya 7. sayfalarımız gibi ...
Benim gibi haftada bir yazı yazmaya çalışanlar için ülkemiz, dereden geçerken paçaları ıslatmamaya çalışan yazar misalidir. Konu gündemdedir yazarsınız, sonra karşıdan bir bakar düzeltmeleri yaparsınız, geç oldu yarın göndereyim dersiniz ve yarın ülkede her şey değişir. Yazı gitmiştir, editörün kontrol edecek tek işi sizin yazınız değildir! Yazınızı okuyan editör bir bakar ki ‘aaa o da ne!’ yazınızın konusu mazi olmuş. Bir iki düzeltmeyi en iyi niyetle yapmaya çalışsa da yazı kadük olmuştur bir kere. Sizin ve editörün onca zamanınız boşa gitmiştir.
Bu, haftada bir yazan bir yazarın köşe yazısı hikayesiydi. Bunun sonucunda ne kurda bir yükselme, ne enflasyonda ataklar, ne de dış politikamızda savaş riski doğmadı. Ama farkında mısınız, nasıl bir ülkede yaşamaktayız? Akşamdan sabaha haberlerin eskidiği, baş döndürücü bir hız değil mi bu? Kim neyin hesabı ile uğraşacak. Şeker fabrikaları diyorsunuz, birden 3. Havalimanı taşıma ihalesi çıkıyor. İdlib diyorsunuz, tam o konuda bir şeyler anlaşılmaya çalışılıyor ki, bu kez Fırat’ın doğusu çıkıyor. ABD ile köprüleri yaktık deyip dünyaya ve olaylara gelecek yaklaşımlarını kotarmaya çalışıyorsunuz, birden kuzu sarması olunuyor, “bizim Trump” oluveriyor. Ne AB’si canım derken, bizi istemeyeni biz hiç istemeyiz derken “En büyük Almanya, Merkel’e teşekkürler” deniveriyor. Uçağını sen düşürdün, ben düşürdüm yarışı yaparken birden Rusya en iyi müttefik oluveriyor. Man adası belgeleri sahte denirken birden savcı “belgeler doğrudur” deyiveriyor. Ancak ana muhalefet mahkemeyi kaybediyor, tam o konu takibe alınırken, bir üniversitenin ekonomik problemler nedeniyle acil ameliyatlar dışında ameliyat yapılmaması yazısı gündeme geliyor, Cumhurbaşkanı “Yalan, yalan” diye bağırıyor. Oysa üniversite, “Belgeyi biz yazdık imzaladık!” diyor.
Koca koca Paşalar, savcılar, hakimler, sıradan vatandaşlar “sizin için şu” deniyor, hayda savcıya, oradan hakime, bir bakıyorsunuz hapistesiniz. Derdinizi anlatacak kimse yok. Birden bir şeyler oluyor ülkede, dün biri dedi diye içeri girenler bu kez dışarıya çıkarken, bu kez onları içeri atan-attıranlar içeri giriyor.
Bu ülkede muhalefet yapmak iktidar olmaktan zor dostlar, gerçekten zor.
Zamlar yağmur gibi ama sorumlu yok.
Şaha kalkacaktık, kötü tökezledik, sorumlu yok.
Bir tek ölüm olmayacaktı, vatan evlatları ölmeye devam ediyor; sorumlu yok.
Sayıştay raporlarında insanın yüzünü kızartan birçok eleştiri var, sorumlulardan tık yok.
Millet pazarda ürünleri tane ile alırken sarayda ejder meyveleri yeniyor, tık yok.
Asgari ücretlinin ne yaptığını soran yok, lüks araba almaya devam edenlerden tık yok.
Halka tasarruf edin, yastık altındakileri çıkarın derken, devlet tüm savurganlığı ile yemeğe devam ederken ilgililerden tık yok.
Adalet mülkün temeli derken, bağımsız yargı kararını verdi.
Gizli tanık böyle dedi diye yılların itibarı, kariyeri, hayatı güme gidebiliyor. Olmadı, pardon bu kez diğerleri içeri. Bu arada uğranılan zarar, ziyan, kayıplar, itibarlar soran eden yok.
Ne güzel, her şey yapanın yanına kâr. Var mı daha güzeli!
Yaygın iddialara göre: “Ver papazı, al papazı. Verdik papazı! Ne aldık?” Bilen yok …
Bütün bu olanlardan sonra, daha konusu kapanmadan, ‘sahi bu papaz casus değil miydi?’ Casuslar genelde otuz yıl ceza almazlar mıydı? Casus değilse neden ceza aldı? Papaza casus diyenler kimlerdi? Yalan söyledilerse onlar nasıl bir ceza aldı?
Artık ABD yeniden bizim müttefikimiz, stratejik ortağımız oldu mu? Rusya şimdi ne oldu?
Ha sahi ülkemizde ekonomik kriz var mı? Yoksa abidik gubidik mi? Manipülasyon mu? Dış güçler ne oldu? Uzaylılar mı?
Daha fazla zaman geçirmeden, papaz Türkiye’ye büyükelçi olarak atanmadan ben yazıyı göndereyim.
Yoksa yine eskiyeceğiz.
Bu ülkede neler oluyor dersiniz. Gündem neden bu denli hızla değişiyor acaba? Gündemi takip etmemiz mi istenmiyor dersiniz?
Bir süre gayret edip sonunda “Amaaaan boşver, sanki ben mi çözeceğim memleketin sorunlarını” deyip takipten vazgeçmemiz mi isteniyor …
Anlayıp sorgulamak, sorgulayıp sormaya başlamak ve sormak, işte zurnanın zırt dediği yer de burası galiba.
Hepinize iyi haftalar sevgili okuyucularım.
(13.10.2018)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.