- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 02 August 2021, Monday 12:08
- 9951 kez okundu
Hayatın her noktasında yaptığımız önemli işlerden biri de tercihlerimiz! Bu tercihler ise bizim gittiğimiz, en azından gitmek istediğimiz yere ulaşmak için yaptıklarımız. Tabii sonunda geldiğimiz yer, olduğumuz insan…
Sonunda geldiğiniz nokta, sizin isteyerek ve varmak istediğiniz hedef ise, gelmek için yaptığınız tercihlerin bir sonucu olmuş olmuyor mu? Bunca tercihi yaparak geldiğiniz yer için “ben buraya gelmek istememiştim” demeniz ne kadar gerçek olabilir.
Türkiye uzunca bir süredir tek bir parti ve bir süredir de tek bir kişi tarafından yönetilmektedir.
Bu, tercih edilerek gelinen bir noktadır. Bu tercihin gerçekleşmesinde ise oy tercihlerini bu yönde kullanan seçmenin rolü büyüktür.
Sonuçta seçmen tercihi ile seçilen iktidar, ülkeyi yönetmek ve getirmek istedikleri yer için kullandığı tercihler, gelinen yerin gerçekleşmesini sağlamıştır. Bu noktada iktidar diyebilir mi “ben bu noktaya gelmek istememiştim”? Oysa tüm tercihlerini bu yönde yapmış ve yapmaktadır. Gelinen noktada bir zarar ve yanlışlık var ise “benim bir kusurum ve kastım yoktur” diyebilir mi?
Seçmen bir gün bu yöndeki tercihini değiştirdiğinde ve yeni tercihi ile oluşacak yeni iktidar, tüm bu yaşanmışların sonucu ülkenin, halkın ve devletin uğradığı zararların hesabını sormayacak mı?
Ya da soruyu şöyle değiştirerek de sorabiliriz: Uğranılan zararların sorumluluğu kimin/kimlerin olacak? Bu zararlar nasıl telafi edilecek?
Hepimiz her gün pek çok tercihte bulunuyoruz. Bu tercihlerimiz sonucu okullarda okuduk, bir meslek sahibi olduk, bir işte çalıştık, bir aile kurduk. Düşündüğümüzde hepsinin geldiği nokta, oraya kadar yaptığımız tercihlerdi.
Şimdi hep birlikte ülkemizi yöneten iktidarın bazı yapıp ettiklerine bakalım.
Tercihiniz doğadan yana değilse, Kazdağları’nı da, İkizdere’yi de ezer geçer yok edersiniz. Taş ocaklarının, ormanların böğründe olur olmaz her yerde faaliyetlerine izin verirsiniz. Hazine var diye binlerce yıllık dünya mirası gölleri kurutursunuz. Birçok faaliyetin ÇED raporu istemeden yapılmasına izin verirsiniz.
Tercihiniz bilimden yana değilse, okullarda sosyoloji ve felsefe gibi dersleri kaldırır, matematik ve fen gibi dersleri azaltır, din derslerini çoğaltırsınız. Evrim teorisini önemsizleştirirsiniz. Okulların öğretmene ihtiyacı varken bütçe gibi mazeretlerle atamaları yapmazsınız. Köy okullarını kapatarak köy çocuklarının ve köy halkının geleceğine set çekersiniz.
Tercihiniz laik devletten yana değilse, diyanet işleri başkanlığını büyütür, bütçesini artırır, imam sayısını çoğaltır ve her konuda fetva vermesine zemin hazırlarsınız. Haftalık basın açıklamalarını da Cuma namazı sonrasında cami çıkışında yaparsınız.
Tercihiniz bağımsız ve sorgulayan çağdaş bireyler değilse, onların ekonomik olarak kendilerine yeterli olmalarına fırsat vermez, ihtiyaçlarını siz karşılayarak onların size bağımlı olmalarını sağlarsınız. Sonra da halka ne kadar yardım yapıyorum diyerek, sanki halka iyilik ettiğinizi anlatırsınız.
Tercihiniz bağımsız ve kendine yeterli bir devlet değilse, tarımda kendi tohumunuzu kullanmayı yasaklar, tarım ürünlerini ithal ederek ihtiyacı karşılamaya çalışırsınız. Köylüye finansal destek verecek mekanizmaları başka işlere destek vermek için kullanır, köylünün tarım yapamaz hale gelmesine yo açarsınız. Daha az ekim, daha yüksek girdi fiyatıyla hem tarımı bitirir hem halka daha pahalı gıda sunarsınız.
Tercihiniz halkın refahı ve mutluluğu değilse, tüm kaynakları yandaşa kaydırarak kimine beş on maaş birden verir zenginleştirirsiniz, kimi müteahhitlere ise devletin tüm büyük yatırımlarını ihale ederek onların anormal zengin olmalarını sağlarsınız.
Tercihiniz, yarattığınız ekonomik sıkıntının altında ezilenleri desteklemek değilse, herkese tasarruf edin, porsiyonlarınızı küçültün der, yazlık saraya altı yüz elli milyon harcayıp “saraydan ve itibardan tasarruf olmaz” deyip harcamaya devam edersiniz.
Tercihiniz hak, hukuk, adalet ve bağımsız yargı değilse, yargıya hükmetmek ve yargının kendi amaçlarınıza uygun hareket etmesi için gerekenleri yapar, bağımsız ve adil bir yargı istemezsiniz.
Tercihiniz üreten, kendine yeten, dünya ile barışık, halkının refah ve mutluluk içinde olduğu, çağdaş ve bilimden yana, sorgulayan bireylerin oluşturduğu, kimsenin yaşam biçimi dayatması ile karşılaşmadığı, çağdaş eğitimin yapıldığı, özerk üniversitelerin bilim ürettiği, adalete güvenin tam olduğu, ekonomik olarak vatandaşların sıkıntıda olmadığı, gençlerinin işsizlikten bunalıma girmediği, üniversite mezunlarının yurt dışına gitmek için birbiri ile yarışmadığı, dinin günlük yaşama ve devlet yönetimine referans alınmadığı, tarikatların devlet kurumlarına kadar girmediği bir ülkeden yana değilseniz, bugün yaşananlardan rahatsız olmaz, hatta ‘Uçan Türkiye’ diyebilirsiniz.
Tercihiniz Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyet’ten yana değilse, Anıtkabir’e gitmeyen devlet başkanlarının kaldığı otelde ayaklarına gider, yapılmış tüm devlet yatırımlarını satar veya kapatırsınız.
Tercihiniz, devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten yana değilse, iki ayyaş diye hitap edebilir, cami imamının yaptığı hakarete ses çıkarmaz ve her fırsatta O’nu küçültmeye çalışırsınız.
Ancak siz böyle yaptıkça Atatürk’ün, ulusunun gönlünde daha da büyüdüğü unutmayın.
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.