- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 25 March 2021, Thursday 9:25
- 4287 kez okundu
Çok güzel bir coğrafyada yaşıyor olmamıza rağmen bu sıkıntıları yaşamayı hak ediyor muyuz?
Uzunca bir süredir karanlığa doğru yol alan bir gemi gibiyiz. Oysa her şey ne kadar güzel başlamıştı... Kısa sürede dünyanın saygısını kazanan, uygarlık yönünde sağlam adımlar ile yürüyen genç bir Cumhuriyet olarak tüm dünya bize saygı ve gıpta ile bakıyordu.
Oysa şimdi tam ters yönde gitmeye çalışan bir ülke olduk. Bu yanlış yönde gidiş, tek adam rejimiyle (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) gittikçe ağırlığını daha çok hissettirmekte.
Her şeye bir kişi karar vermekte. Ve buna demokrasi diyemeyiz!
Pek çok konuda referans olan verileri üreten TUİK istenilen rakamları yayınlamadığı için defalarca başkanı değiştirildi, hesaplama yöntemi değiştirildi. Ancak gerçekler eninde sonunda ortaya çıkar deyişini kanıtlarcasına işsizlik yüzde 30 olarak açıklandı. Bu Cumhuriyet tarihinin en büyük işsizlik rakamı.
Ekonomi tam anlamıyla bir felaket yaşamakta. Ekonominin başına damat da gelse, sadakatini kanıtlamış biri de gelse sonuç değişmiyor. Çünkü gidilen yol doğru değil. Ekonominin en önemli iki referansı olan güven ve adalet konusunda durum iyi değil. Tam bu duruma uygun bir anlayış ile gece yarısı Merkez Bankası Başkanı değiştirilmiş ama daha ilginci, görevden alınan başkan “görevden alınmam nedeniyle Cumhurbaşkanı’na şükranlarımı arz ediyorum” açıklamasını yaptı. Bu açıklama ülkemizin içinde bulunduğu olumsuz durumu açıklamaya yetiyor aslında. Bu anlayış ile ekonomi düzelebilir mi?
Bu gidiş, üniversitelere atanan rektör ve dekanların liyakatında ve üniversitelerimizin dünya sıralamalarında neden alt sıralarda bulunduğunu da anlatmaktadır. Yayını olmayan rektörler veya akademisyenler yanında, az sayıda yayını olup da hiç atıf yapılmamış yayın sahibi akademisyenler ile dolan üniversitelerin bilimsel özgürlüklerinin olmaması da önemli bir nokta olarak durmaktadır.
Bu gidiş, yapılmış yanlış veya hatalı onca sözleşme sonucu 40 yıla varan hazine garantileri verilmiş ihaleler ile zenginliklerine zenginlik katan birkaç müteahhit de yaratmıştır. Halkın yoksulluğuna karşın! Bu ihale şartnameleri öylesine yanlı hazırlanmıştır ki, yüzde 90 hata yapılan Zafer Havaalanı projesi bunlardan sadece biridir. Bu ihaleler halka TL kullanın diyen iktidar tarafından yabancı para ile yapılmış, yıllarca süren hazine garantileri verilmiş, anlaşmazlık halinde İngiltere mahkemeleri kabul edilmiş. Her bir ihale, gerçek maliyetin bir kaç katı üstünde kabul edilerek ülkemize ciddi zararlara neden olmuştur. Halâ olmaya da devam etmektedir.
Bunca ekonomik ve siyasal soruna karşın yanlış bir karar olan Kanal İstanbul projesi de ihale edilirken aynı yanlış anlayış sonucu hazine garantisi verilme kararı alınmıştır.
Yanlışlar bitiyor mu! Danıştay 8. Dairesinin 2018’de “Andımız kaldırılamaz” kararına Milli Eğitim Bakanlığımızın itirazı sonucu Danıştay İdari Dava Daireleri kararı iptal etti. Artık Andımız hiç okutulmayacak. Yine Danıştay devlet madalyalarındaki Atatürk kabartmasını da çıkarma kararı aldı.
Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet’te kim neden Atatürk karşıtı kararlar alır?
Yargıda da bu gidişin izlerini görmekteyiz. Şartları değiştirilerek pek çok genç ve iktidar yanlısı olduğu iddia edilen avukat, hakim ve savcı oldu. Ancak belki daha da önemlisi bir savcının Danıştay’a Cumhurbaşkanı tarafından atanması ve hemen sonrasında hemen hiç görev yapmadan Anayasa Mahkemesine seçilmesi ilginç ve enteresan gelmiyor mu? Belli bir süre görev yapmak, tecrübe kazanmak devlette önemini tamamen yitirmiş gözüküyor. Bu da güven dediğimiz olguyu netleştirmiyor mu?
Adalet reformu dediğimiz sırada halâ parti kapatma, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması konularında nerede olduğumuzun son örneklerini de bu hafta yaşadık.
Gidiş bir sefer terse döndü mü, ortak akıl ve denetim ortadan kalkınca, her şeye bir kişi karar verince TBMM tarafından imzalanan ve İstanbul Sözleşmesi adını alan, uygar dünyanın imzaladığı ve kadını ve farklılıkları çağdaş bir yere koymaya çalışan anlaşmadan imzamızı Cumhurbaşkanı imzası ile geri çektiğimizi öğrendik.
Bu geriye gidiş değil de nedir? Üstelik iktidarın reform yapacağız demesinin üzerinden bir hafta geçmeden!
Her şeyin demokrasi ile düzeleceğine olan inancım ile ilk seçimde mevcut iktidarın yerine; demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, ortak akıldan, denetlenebilir yetki kullanımından, laiklikten, parlamenter sistemden, ‘Tarafsız Cumhurbaşkanlığı’ndan, üreten ekonomiden, çağdaş ve liyakatlı akademisyenler ile dolu bilim üreten üniversitelerden, ırk, dil, din, cinsiyet ve yaşam biçimi tercihinde bulunmayıp eşitlikçi anlayıştan, dış siyasette barıştan, içeride vatandaşına parmak sallamayan ve devletin gücünü o’na göstermeye çalışmayan bir iktidardan yana olan ülke yönetimi isteğimi yinelemek isterim.
TBMM Başkanlık makamı üstünde yazılan bu yazıyı önemsiyorum: “EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” anlayışının gerçek olması dileği ile çağdaş uygarlık yolunda Atatürk’ün gösterdiği yolda maviliklere yürümek dileği ile ...
(20.03.2021)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.